Güncelleme Tarihi:
AA dün akşam geçtiği haberde Denizli'de özel bir hastanede tedavi gören eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'in (73), akciğer enfeksiyonu ve bağırsak problemi tanısıyla Güven Hastanesi'nde tedavi altına alındığını duyurmuştu.
Güzel'in oğlu Mustafa Veysi Güzel, babasının Denizli'de sabah saatlerinde rahatsızlandığını ve kentteki özel bir hastanede ilk müdahalesinin yapıldığını söylemişti.
BÖBREK YETMEZLİĞİ VARDI
Hasan Celal Güzel'in ambulans helikopterle öğleden sonra Ankara'ya getirilerek Güven Hastanesi'ne yatırıldığını ifade eden Güzel, şu bilgileri vermişti. "Babamın böbrek yetmezliği vardı, belli aralıklarla diyalize giriyordu. Bir süre önce de akciğer enfeksiyonu geçirmişti ve tedavi olmuştu. Şimdi de yine akciğer enfeksiyonu ve bağırsağında bir probleme bağlı olarak rahatsızlandı. Bilinci açık, konuşuyor. Klinikte tedavi altında. Genel sağlık durumuna ilişkin yarın daha detaylı bilgi vermek mümkün olacak."
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Güven Hastanesinden yapılan açıklamada, bilinen karaciğer yetmezliği, diyaliz gerektiren kronik böbrek yetmezliği ve ileri evre kalp yetmezliği tanıları olan Hasan Celal Güzel'in genel durum bozukluğu ve derin anemi nedeniyle dün saat 19.03'te hastaneye kabul edildiği belirtildi.
İlk değerlendirme sonucunda septik şok tablosunda olduğu saptanan Güzel'in genel yoğun bakım ünitesine alınarak antibiyotik tedavisi ve diğer destek tedavisine başlandığı vurgulanan açıklamada, "Ağır akciğer infeksiyonuna bağlı olarak gelişen solunum yetmezliği nedeniyle entübe edilerek izlenmiştir. Uygulanan yoğun tedaviye yanıt vermemiş ve sabah 05.45'te kardiyak arrest tablosu gelişmiştir. Kardiyopulmoner resusitasyona cevap vermemiş ve saat 6.15'te eksitus kabul edilmiştir." bilgisi paylaşıldı.
YARIN TBMM'DE DEVLET TÖRENİ DÜZENLENECEK
Hasan Celal Güzel için yarın Türkiye Büyük Millet Meclisinde devlet töreni düzenlenecek. Güzel'in cenazesi, Hacı Bayram Camii'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Gölbaşı Mezarlığı'nda defnedilecek.
'ÖPÜŞME VE EL SIKIŞMA ŞAMPİYONUYDUM'
Siyasetin renkli isimlerinden Hasan Celal Güzel, vatandaşlarla el sıkışmalarıyla da biliniyordu.
Bir yazısında şöyle anlatmıştı:
Efendim, bendeniz bildiğiniz gibi bir vakitler öpüşme ve el sıkışma şampiyonu idim. Siyaseti halka yakın şekilde yapma ekolünün başta gelen temsilcisi olarak bulunuyordum. Bu konuda rahmetli pirimiz Kasım Gülek’i de, üstadımız Demirel’i de geride bırakarak 10 milyon kişi ile el sıkıştım, öpüştüm, hatta bu sahadaki kendi icadım olan “elense” metoduyla güreştim.
EL SIKIŞMANIN İNCELİKLERİ
1986 ara seçimlerinde, merhum Özal’ın ısrarı ile ANAP’tan Gaziantep milletvekili adayı olunca, evvela ne yapacağımı, nereden başlayacağımı şaşırdım. Sonra kendimi caddelerde, sokaklarda, kahvehanelerde buldum. Yakaladığıma sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordum. Turgut Bey’in o seçimler sırasında bana taktığı ismimle “Tank Hasan” olarak günde 20 saat vaziyetim bu idi. Koca başbakanlık müsteşarı gördüğüne sarılıyor, elini sıkıyor, öpüyordu...
EMİNÖNÜ'NDEN AKSARAY'A 12 SAAT...
Siyaseti bıraktığım 18 Nisan 1999 genel seçimlerine kadar tam 15 yıl, tahminen 10 milyon kişi ile el sıkıştım, öpüştüm ve elense çektim. Kalabalık şehirlerde, anacaddelerde ve meydanlarda bir anda yüzlerce kişiyle el sıkışabiliyordum. El sıkışacak ve öpülecek kişi sayısı fazla olduğu için çok hızlı hareket eder ve kendime mahsus teknikler geliştirirdim. Demirel, o zaman benim için “Bedeniyle siyaset yapan adam” demişti. Bir defasında İstanbul’da, Eminönü’nden Aksaray’a 12 saatte el sıkışarak ve öpüşerek gelmiş ve bir günde 30 bin kişiyle temas etmiştim. “Parmaklarında, dudaklarında numaratör mü var, nasıl sayıyorsun?” diyenlere, “Buyurun siz de sayın...” diye cevap verirdim. Gerçekten de belli bir sürede ne kadar el sıkışabileceğim belliydi. Sayıldığında da aynı sonuç ortaya çıkabiliyordu.
HER ÖPTÜĞÜM OY VERSE BAŞBAKAN OLMUŞTUM
Efendim, aslında bendeniz böyle şapur şupur öpüşmeye karşıyım. Bu tarz öpüşme ne Batı kültüründe vardır ne de bizim kültürümüzde... Batı’da aynı cinsten olanların öpüşmesine çok şüpheli bakılır. Bizdeki “musafaha”nın ise şapur şupur öpüşmekle hiç ilgisi yoktur. Öpüşmenin hijyenik bakımdan da birçok mahzurları olduğu bilinmektedir. “Peki o halde, ne diye yıllarca öpüşüp durdun be adam?” diyecek olursanız buna şu cevabı vereceğim: Sermayesine politika yapıyordum. İnsanımıza sarılıp öpmekten başka çarem yoktu ki!... Her öptüğüm bana oy verseydi, şimdi çoktan başbakan olmuştum. Ne yapalım ki, benim necip milletim beni öptü de, başkasına oy verdi...
AYTAÇ DURAK'I NASIL ÖPTÜM
Aytaç Durak, çok eski bir dostum ve Adana’nın başarılı belediye başkanıdır. Bir vakitler öpüşmeye karşı açtığı kampanya ile tanınmıştı. Bir gün baktım ki, gazetelerde meydan okumuş; “Hasan Celal gelsin de bir görelim, beni de öpebilecek mi?” demiş. Ben de o günlerde Adana’da bir konuşma yapacaktım. Adana’nın en kalabalık yerinde, bermûtat halkla öpüşüp duruyoruz. Birden Aytaç Durak kalabalığın içinde karşıma çıkmaz mı?... Bana göre çok ufak tefek olmasından da faydalanarak önce sarılıp kaldırıp ayaklarını yerden kestim. Sonra belki onlarca defa öptüm. Kollarımın arasında nasıl çırpındığı aklıma gelince hâlâ gülüyorum. Sevgili Aytaç’a buradan selamlar, sevgiler gönderiyorum.
HASAN CELAL GÜZEL KİMDİR?
TBMM'de yer alan bilgilere göre;
Hasan Celal Güzel 1945 yılında Gaziantep'te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Malatya'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Makro ekonomi alanında "Türkiye'nin İktisadi Büyüme Modelleri" isimli tezini verdi.
Devlet Planlama Teşkilatı'nda çeşitli ekonomik ve sosyal sektörlerde uzman yardımcısı, uzman ve sektör sorumlusu olarak çalıştı.
Başbakanlık Müşavirliği, Başbakanlık Ekonomik ve Sosyal İşler Başkanlığı, Türkiye Zirai Donatım Kurumu Genel Müdür Yardımcılığı, İçişleri Bakanlığı Müşavirliği ve Müsteşar Yardımcılığı, DPT Genel Sekreterliği ve Müsteşar Vekilliği ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. 24 Ocak 1980 ekonomik istikrar tedbirlerinin alınmasında önemli rol oynadı. 1983 yılında otuz sekiz yaşında Türkiye'nin en genç başbakanlık müsteşarı oldu.
Çeşitli üniversitelerde, akademilerde ve Kara Harp Okulu'nda ekonomi, maliye, hukuk, ekonomik ve sosyal tarih, ekonomik sistemler, doktrinler ve kamu yönetimi konularında öğretim görevlisi olarak hizmet verdi ve akademik çalışmalar yaptı.
1986 yılında ara seçimlerde Anavatan Partisi'nden Gaziantep Milletvekili seçildi ve Turgut Özal hükümetinde devlet bakanı ve hükümet sözcüsü olarak görev aldı. 1987 yılı genel seçimlerinde yeniden milletvekili seçilerek Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptı.
23 Kasım 1992'de Yeniden Doğuş Partisini (YDP) kurdu ve genel başkan seçildi.
1994 Yılı sonunda "Yeni Türkiye" isimli iki aylık akademik dergiyi yayınlamaya başladı. Sekiz yılda 4 binin üzerinde makale ve 40 bin sayfalık külliyat ortaya çıkarttı. Ayrıca Yeni Türkiye Araştırma ve Yayın Merkezi'ni kurarak demokrasi üzerine kitaplar yayınladı. 1998 yılında Cumhuriyet'in 75’inci yıldönümü münasebeti ile 5 ciltlik bir "Cumhuriyet" çalışması, Osmanlı'nın 700’üncü kuruluş yıldönümü için 12 ciltlik "Uluslararası Osmanlı Araştırması" ve 2002 yılında 21 ciltlik "Uluslararası Türkler" çalışmasını gerçekleştirdi.