Güncelleme Tarihi:
Sahte içki zehirlenmesine bağlı olarak Türkiye'de yaşanan ölümler büyük endişe yarattı. Uzmanlar, sahte içki yapımında kullanılan metil alkol, ispirto, anti-freeze sıvıları, fotokopi sıvıları, çözücüler, boya çıkarıcılar, vernik, otomobil cam temizleyicileri, maket uçak yakıtları ve karbüratör temizleyicileri gibi maddelerin hayati fonksiyonları altüst ettiğini belirtiyor.
Metil alkol ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi İç hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Yavuz Furuncuoğlu, “Metil alkol renksiz, uçucu bir sıvıdır. Aslında sanayide kullanılan kimyasal bir madde. Kendine has bir kokusu vardır ama dışarıdan bakmakla ayırt edilemez. Bir çay kaşığı içilmesi bile ciddi zehirlenmeye neden olabilir” ifadelerini kullandı.
"BULANIK GÖRMEKTEN KÖRLÜĞE KADAR İLERLEYEBİLİYOR"
Alkol zehirlenmesinin belirtilerine dikkat çeken Doç. Dr. Yavuz Furuncuoğlu, “Şuur bulanıklığı, çift görme, bulanık görme, görme keskinliğinde azalma, önde karlı alan varmış gibi görme, görme alanında azalma, körlük gibi belirtilere sıklıkla rastlanabilir. Öte yandan karın ağrısı, bulantı-kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, nöbet geçirme, vücutta asit birikmesi, hızlı ve derin nefes alma ihtiyacı gibi belirtilerin yanı sıra geç dönemde tansiyon düşmesi ve nabız yavaşlaması gibi belirtiler de görülmektedir” dedi.
Tedavi yöntemleri ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Yavuz Furuncuoğlu, “Tedavi destekleyici önlemler ön plandadır. Serum verilir. B1 ve B6 vitamini verilir. Vücut asid yükü artmıştır bu nedenle asidozu düzeltici tedavi yapılır. Metanolün toksik metabolitinin oluşumunu engellemek amacıyla Fomepizol ya da Etanol ile önleyici tedavi yapılır. Diyaliz yapılır. Alımdan hemen sonra mide yıkama yapılırsa yararlı ve aktif kömür tedavisi yararsızdır. Çok erken fark edilip dinamik bir yaklaşım yapmak gerekir yoksa hasta kaybedilir” açıklamasında bulundu.
Üniversitenin Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi ise alkol kullanımının psikolojik etkileri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Alkole hayatında önemli bir rol veren bireylerin, bir kez daha ona ulaşabilmek için fiziksel sağlıklarını büyük bir riske atabileceğini belirten Sevi, “Hep birlikte çok zor bir dönemden geçiyoruz. Üstelik bu zor dönemin yarattığı stres düzeyi ve bu yükü kaldırabilme gücü herkes için aynı değil. Şimdiye kadar yaşadığımız başka zorluklarda olduğu gibi bu durumu katlanılabilir kılmak adına hepimizin uyguladığı kendine özgü baş etme yöntemleri mevcut. Bu kullandığımız yöntemlerin bazıları işlevsel iken, yani bize ya da başkasına zarar vermeden sorun çözmemize yardımcı olup zamanı üretken geçirmemize, keyif almamıza, dinlenmemize kalıcı bir etki eden türde iken, kimi yöntemler ise sadece düşünmemeyi, unutmayı, ertelemeyi mümkün kılar, yani kalıcı bir çözüm sunmaz. Hatta bazı durumlarda o an için işimize yaradığını düşündüğümüz kimi yöntemler, fiziksel ve ruhsal sağlığımızı tehdit bile edebilir. Aslında hepimiz bir baş etme yöntemine başvururken haz-zarar dengesine göre hareket ederiz. Çünkü olumsuz duygu ve yaşantıların ortaya çıkma olasılığını en aza indirgemeyi isteriz. Bunun için de daha fazla ödül hissini yaratan eylem ya da etkileşimlere ihtiyaç duyarız. Alkol, yoğun miktarda ödül hissi yani çok fazla haz yaratan, bu nedenle bağımlılık yapma potansiyeli yüksek olan bir kimyasal maddedir. Alkol gibi bağımlılık yapabilen kimyasal maddelerin getireceği haz zarardan çok daha fazla olarak algılanır ve olası olumsuz, hatta tehlikeli sonuçları göz ardı edilir. Dahası alkole hayatında önemli bir rol veren birey, bir kez daha ona ulaşabilmek için fiziksel sağlığını büyük bir riske atabilir” ifadelerini kullandı.
Şimdilerde eylem ve etkileşimlerimizin çok sınırlandığı bir dönem olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, "Belki de bu nedenle alkolün sık tüketiminin beyin ve beden sağlığını tehdit ettiği bilinen bir gerçek iken, şimdi de sahte alkolün yaşamları tehdit ettiği örnekler gündemimizde. Bu vesileyle altını çizmek isterim ki, alkol ne sorunlarımızı çözebilir ne de hayatımıza kalıcı bir katkı sağlayabilir. Dahası yoğun ve sık kullanımı, beyinde ve bedende kalıcı hasarlar oluşturabilir. Fiziksel ve ruhsal sağlığımızı korumanın yolu ise uzun vadede kalıcı hazlar yaratan gerçek deneyimlerdir; yaşam amaçları oluşturmak ve onlar için çaba harcamak, yeni beceriler geliştirmek, ilgi alanlarımıza, doğaya, spora, bilime, sanata, üretmeye, ailemize ve dostlarımıza vakit ayırmak gibi. Bu dönemde ortak amacımız fiziksel ve psikolojik sağlığımızı korumaya çalışmak olmalı, işlevsel olmayan davranış kalıpları ve alışkanlıkları kendimizden uzak tutmaya çabalayarak” diyerek sözlerini tamamladı.
BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR