Son dakika haberleri... Ayasofya'da tarihi gün! Diyanet İşleri Başkanı'ndan kılıç geleneğiyle Cuma hutbesi...

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2020 14:08

86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya Camii'nde ilk hutbe kılıç geleneğiyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından irad edildi. Erbaş, Ayasofya'da ilk cuma hutbesine kılıçla çıkmasını soran gazetecilere, "Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra da devam ettireceğiz İnşallah" dedi.

Haberin Devamı

Erbaş, "Ayasofya: Fethin nişanesi, Fatih'in emaneti" başlıklı hutbesini okumak için minbere kılıçla çıktı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbede şunları söyledi:
''Muhterem Müslümanlar!
Bugün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden tekbir, tehlil ve salavatların yankılandığı, minarelerinden ezan ve salâların yükseldiği gündür. Evlad-ı Fatihan’ın hasreti, ulu mabedin sessizliği sona eriyor. Ayasofya Cami-i Şerifi bugün yeniden mümin ve muvahhit cemaatine kavuşuyor.

Bizleri böyle şerefli ve tarihî bir günde bir araya getiren Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!” buyurarak fethi müjdeleyen Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.

Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen İstanbul’un manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri başta olmak üzere, ashab-ı kirama, onların kutlu izinden gidenlere, Anadolu’yu bize vatan eylemiş, korumuş ve emanet etmiş olan bütün şehit ve gazilerimize selam olsun.

Haberin Devamı

Çağının en gelişmiş teknolojisini üreten, gemilerini karadan yürüten, Allah’ın izni ve inayetiyle İstanbul’u fetheden, sonra da bu aziz şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin vermeyen, o genç ve dirayetli padişaha, Fatih Sultan Mehmet Han’a selam olsun.

Ayasofya, asırlar öncesinden gelen gül rengi bir muştudur. Ayasofya, fethin nişanesi ve kıyamete kadar cami olması kaydıyla onu vakfeden Fatih’in emanetidir. Bu nadide emanetin cemaatine kavuşması için dünden bugüne canla başla emek veren büyüklerimize, ilim ve fikir insanlarımıza, irfan ve ihsan öncülerimize, tüm kardeşlerimize selam olsun.

Aziz Müminler!
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır boyunca cami olarak müminleri bağrına basan mukaddes bir mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır.

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, başta Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün mahzun ve mazlum mescitlerinin ümide kavuşmasıdır.

Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid, tuğlası ilim, harcı erdem olan medeniyetimizin yükselmeye devam edişidir.
Kıymetli Müslümanlar!

Haberin Devamı

Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir medeniyettir. Camilerimiz, birlik ve dirliğimizin, ilim ve irfanımızın kaynağıdır. Yüce Rabbimiz, cami ve mescitleri imar edenler hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.

Bir caminin yapılması ve varlığını koruması için gayret gösteren kimseleri Peygamberimiz cennetle müjdeler: “Her kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah da ona cennette bu mescidin benzeri bir köşk bina eder.”

Aziz Müslümanlar!
Şimdi bize düşen, birlik ve kardeşlik şuuruyla camilerimizi canlı tutmaktır. Camilerimizi hayatımızın merkezine almaktır. Kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla camilerimizde olmak, camilerimizle hayat bulmaktır. Ayasofya Cami-i Şerifi’nin ifade ettiği ulvi anlamlara sahip çıkmak için daha büyük bir inanç, azim, kararlılık, heyecan ve özveri ile çalışmaktır.''

Haberin Devamı

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA 

Kılıç geleneğiyle hutbeyi okuyan Erbaş, Ayasofya çıkışında gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
eRBAŞ, "Cenabı Hak milletimize ve İslam alemine hayırlı eylesin, cemaatini bol eylesin, içerisinde imamlarımızın müezzinlerimizin güzel hizmetler yapmasını, insanlığı doğru dini bilgi ile doyurma noktasında, güzel tilavetlerle gönüllerini coşturma noktasında en güzel hizmetleri nasip eylesin. Ayasofya fethin sembolüdür. Fethin sembolü olan camimizde İnşallah nice insanlar ibadetlerini yaparlar ve dini bilgilerini öğrenirler. Her köşede bir cami dersi yapar geçmişteki Ayasofya medresesinin fonksiyonunu icra eder hale getirmeye çalışacağız İnşallah. Camiler aynı zamana bir mekteptir. Peygamber efendimizin camilerde nasıl sahabeyi yetiştirmesi mümkün olduysa, biz de gençlerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Hutbeye kılıçla çıkmasını da değerlendiren Erbaş, "Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra da devam ettireceğiz İnşallah" diye konuştu.

HUTBEDE KILIÇ GELENEĞİ

Osmanlıdan kalan bu geleneğe göre eski cami imam hatipleri, cuma ve bayram hutbeleri için minbere kılıçla çıkıyor. Geleneğin ardındaki hikaye ve mesaj şu şekilde...

Türk tarihinde kılıç kuşanmanın ayrı bir önemi vardır. Merasimler düzenlenir, o an bir bakıma ölümsüzleştirilir. Tarihteki Türk devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğu'nda bu anın anlamı daha da bir özeldir. Padişahların kılıç kuşanma merasimleri, onların yönetimi devraldıkları, hükümdarlıklarını ilan ettikleri anlamına geliyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda devlette hükümranlığın alameti olarak görülen kılıç kuşanma merasimlerinin yapıldığı mekanlar zaman zaman camiler olmuştur. O camilerden biri de Osmanlı'ya başkentlik yapmış olan Edirne'deki Eski Camii'dir. Kılıç geleneği, kuşanma anlamında olmasa da asırlardır sembolik olarak yaşatılıyor bu camide. Cuma günleri ve bayram namazlarında hutbeye kılıçla çıkılıyor. Eski Camide hutbede kılıç taşımanın tabi ki taşıdığı bir mesaj var. Hatta o mesajda kılıcı hangi elle tutacağının dahi özel anlamı sözkonusu. Sağ ele alınan Kılıç, "kullanma" niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.

Haberin Devamı

Son dakika haberleri... Ayasofyada tarihi gün Diyanet İşleri Başkanından kılıç geleneğiyle Cuma hutbesi...

BAKMADAN GEÇME!