Güncelleme Tarihi:
Saraç, YÖK'te basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede "yeni normal" dönemde, yükseköğretim sistemini yarınlara, üniversiteleri küresel değişim ve yeni döneme hazırlayabilmek, uluslararası rekabete sokabilmek için bazı yenilikçi düzenlemeler yaptıklarını belirtti.
Kovid-19 ile mücadele kapsamında dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yüz yüze eğitime ara verildiğini, derslerin dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla yürütüldüğünü hatırlatan Saraç, bu süreçte yükseköğretim kurumlarının gerekli hazırlıkları hızlıca hayata geçirdiğini söyledi.
Saraç, bazı yükseköğretim kurumlarının, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders verebilme altyapısı ve akademik hazırlık açısından geliştirilmesi gereken yönlerinin de olduğunu ifade ederek, "Bu durum, yükseköğretimi güçlü bütün sistemler, dünya sıralamalarındaki ilk yüzde yer alan tüm üniversiteler için de geçerlidir. Dolayısıyla gelecek süreçler bağlamında bugünden hazırlığımızı yaptığımız takdirde önümüzde ümitvar olmamızı gerektiren bir fırsat bulunmakta olup gerekli adımların vakit geçirilmeksizin atılması durumunda çok hızlı mesafe alınacağına güçlü şekilde inanıyorum." dedi.
"UZAKTAN ÖĞRETİMLE VERİLEBİLECEK DERS ORANI YÜZDE 40'A ÇIKARILDI"
Mevzuata göre üniversitelerin, örgün programlarında yer alan derslerin yüzde 30'una kadarını uzaktan öğretim yoluyla verebildiğine dikkati çeken Saraç, buna rağmen bu orana yaklaşan üniversitenin bulunmadığını dile getirdi.
Saraç, bu durumun, dijital imkanların kullanılması yolunda güçlü iradeye sahip kurumların bile yönlendirme, destek ve teşviğe ihtiyaç duyduğunu gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarımızı, önümüzdeki süreçlere hazırlayabilmek, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders vermelerine ilişkin çalışmalarını ve hazırlıklarını desteklemek amacıyla yükseköğretim kurumlarında uzaktan öğretim yoluyla ders verilmesi konusunda önemli kararlar alınmıştır. Buna göre, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyindeki örgün programlarda uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi. Böylelikle dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan karma öğretim modeline diledikleri takdirde üniversitelerimiz de geçebilecek."
"HER PROGRAMIN DERSLERİNİN ASGARİ YÜZDE 10'U UZAKTAN VERİLSİN" TAVSİYESİ
Dijital imkanların kullanılabilmesindeki yetkinliğin her program için sağlanmasının önemine işaret eden Saraç, "Örgün öğretimdeki her bir programın derslerinin asgari yüzde 10'unun uzaktan öğretimle verilmesinin güçlü şekilde tavsiye ve teşvik edilmesine de karar verildi. Örgün öğretimde uzaktan öğretimle verilecek bu derslerin her bir dönem bazında olması veya bütün programa yayılması ile eş zamanlı verilip verilmemesi hususlarına üniversiteler karar verecek." ifadesini kullandı.
"KARARI UYGULAYAN DEVLET ÜNİVERSİTELERİNE EK KADRO TAHSİSİ YAPILACAK"
Saraç, YÖK olarak dijital imkanlar ve uzaktan öğretim yoluyla verilecek derslere özellikle 2020-2021 eğitim öğretim yılı güz döneminde daha fazla yer verilmesini istediklerini vurgulayarak, "Bu önerimiz devlet veya vakıf bütün üniversitelerimiz için geçerlidir. Buna yönelik senato kararı alan ve uygulayan devlet üniversitelerine, uzaktan eğitim merkezlerinde görevlendirilmek üzere ek kadro tahsisi de yapılacak, ayrıca bu uygulamaya geçen üniversiteler için ek araştırma görevlileri de tahsis edilecektir." bilgisini paylaştı.
Gelecek eğitim öğretim yılının ilk döneminde kampüslerde, fiziki mekan açısından öğrenciler için daha rahat eğitim öğretim ortamlarının oluşmasını hedeflediklerini kaydeden Saraç, şu ifadeleri kullandı:
"Bu yeni düzenlemeler üniversitelerimizin uzaktan öğretime ilişkin yetkinliklerinin artırılmasını sağlayacağı gibi üniversitelerimizin kampüslerinde, amfi, derslik gibi eğitim ve öğretim mekanlarında ve sosyal mekanlarda öğrenci açısından devletimizin belirlediği yeni normalleşme sürecine uygun ortamların oluşması sonucunu da doğuracaktır. Uygulama ağırlıklı programlardaki teorik derslerin de ilk dönemde ve mümkün olduğunca dijital imkanlar ile verilmesinin tercih edilmesi ve kalabalık derslerin de gruplara bölünerek yapılması önümüzdeki eğitim öğretim dönemi üniversitelerimize güçlü önerilerimiz arasındadır."
"UZAKTAN EĞİTİM BİRİMİ BULUNMAYAN DEVLET ÜNİVERSİTESİ KALMADI"
Yekta Saraç, üniversitelerde uzaktan eğitim birimi bulunmasının önemine işaret ederek, "Geleceğin yükseköğretiminde dijitalleşmenin önemini gittikçe artıracağı güçlü beklentisinden de hareket ederek bütün üniversitelerimizde bu merkezlerin kurulması ve hızlı şekilde yetkinlik kazanması maksadıyla bugün 20 devlet üniversitemizde daha 'uzaktan eğitim uygulama ve araştırma merkezi'ni kurduk. Böylelikle uzaktan eğitim merkezi veya birimi bulunmayan devlet üniversitemiz kalmadı." diye konuştu.
Bu merkezlerin hem uygulamalara destek veren hem de ilgili konularda araştırmalar yapan bir yapıya dönüştürülmesinin sağlanacağını ifade eden Saraç, buralarda görevlendirilen personelin yetkinliklerinin artırılması için özel program uygulanacağını bildirdi. Saraç, vakıf üniversitelerinin tümünde bu merkezlerin kurulması yönünde tavsiye kararı aldıklarını da açıkladı.
Saraç, YÖK tarafından yapılan diğer çalışmalara ilişkin bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde uzaktan öğretim uygulamalarının standartlarını yeniden belirleme ve izleme sistemi kurulacaktır. Programların açılması ve derslerin yürütülmesine ilişkin kalite standartlarının belirlenmesi ve uygulamaların değerlendirilmesine yönelik yeni mekanizmaların ve buna paralel olarak YÖK'te ayrı bir birimin kurulması söz konusudur. Uzaktan öğretimle yürütülen program ve derslerde ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin sadece sınavlarla değil, sürece yayılan şekilde kurgulanması için bir çalışma başlattık. Yükseköğretim kurumlarımızdaki uzaktan öğretim altyapısının güçlendirilmesini sağlamaya yönelik olarak TÜBİTAK ile yaptığımız ortak çalışmalar hızla devam etmekte olup, bu konulardaki somut gelişmeler önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır."
"YENİ DÖNEME ÜNİVERSİTELERİMİZİ HAZIRLIKLI KILMAK İSTİYORUZ"
Kovid-19 vaka sayısının azaldığı bir dönemde bu önlemlerin alınmasına neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin soruyu cevaplayan Saraç, salgın sürecinin başından itibaren bazı ülkelerdeki yükseköğretim sistemlerini ve başarılı üniversitelerin durumlarını mercek altına aldıklarını belirtti.
Saraç, Türkiye'de salgınla mücadelenin başarıyla sürdürüldüğünü ifade ederek, "Bu süreci atlacağız fakat bu kriz bittikten sonra yükseköğretim de dahil pek çok sistem eskisi gibi olmayacak. Bunun görülmesi lazım. Biz YÖK olarak bunu görüyoruz. Dolayısıyla yeni bir dönem başlayacak ve biz bu döneme üniversitelerimizi hazırlıklı kılmak istiyoruz. " değerlendirmesinde bulundu.
Yeni YÖK olarak hayata geçirdikleri projelerin ciddi bir öngörüye dayandığını vurgulayan Saraç, "YÖK 100/2000 projesindeki doktora öğrencilerimiz şu an ilaç ve aşı çalışmalarında yer alıyor. Bu YÖK'ün 3-4 yıl öncesindeki öngörüsünün neticesidir. Biz Türk yükseköğretim sistemini geleceğe hazırlıklı kılmak istiyoruz. Aldığımız kararları sadece bugünkü süreçlerle yorumlamak doğru değil." diye konuştu.