Vehbi SARIHAN / SARIGÖL (Manisa), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2020 17:10
Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde, geçen 18 Ekim'de şiddetli yağışın ardından meydana gelen sel, fay hattının üzerinde kurulu üzüm bağlarında devasa yarık ve çukurlar oluşturdu. Oluşan yarık ve çukurlarla ilgili bilim insanları, inceleme başlattı.
Sarıgöl'de geçen 18 Ekim'de yağan şiddetli yağmur ve dolu sele neden oldu. Hareketli fay hattına giren binlerce metreküp sel suyu, fay hattının üzerinde kurulu üzüm bağlarında devasa çukur ve yarıkların oluşmasına neden oldu. Aşağı Koçaklar Mahallesi'ndeki bağlarda yarıklar yer yer 3 metre derinliğe ulaşırken, bu durum mahalleli de tedirgin etti. Vatandaşlar, önlem alınması için yetkililere çağrıda bulundu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Bölümü Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Dr. Mustafa Softa, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü ve Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Murat Uysal, Doç.Dr. İbrahim Tiryakioğlu, Araştırma Görevlileri Mehmet Ali Uğur, Eren Can Seytek'ten oluşan ekip, Sarıgöl'de sel sularının doldurduğu fay çukurlarında oluşan çatlak ve yarıklarda incelemelerde bulundu. İnceleme ekibi sel suların meydana getirdiği 2.85 santimetrelik çukurdan toprak örnekleri aldı.
Araştırma ekibinin başkanı Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Sarıgöl İlçesinde ilçe merkezinden geçen ulusal literatürde bilinen fay hattı var. 'Sarıgöl fayı' diye geçiyor. Bu hattın özelliği deprem olmadan bir tarafı düşüyor, bir tarafı yükseliyor. Bu düşük nedeniyle yılda 8-10 santimetrelik bir düşüş oluyor. Bizim bu çalışmalarımız 2000 yılından beri sürüyor. 20 yılda 2 metrelik bir oluşum meydana geldi. Geçen günlerde burada aşırı yağışlar oluşmuştu. Zemin alüvyon dediğimiz toprak oluştuğundan böylesine çatlamalar oluşmuştur. Burası önemli bir tarım merkezi olduğundan yeraltından su çekimi söz konusudur. Belirli bölgelerde suların derine inmesi nedeniyle gördüğünüz gibi çatların oluşmasına neden olmaktadır. Zamanla burada oturmalar gerçekleşmekte. Oturmaların büyük bölümü fay hattında olmaktadır. Bu olayların devam etmesi söz konusu. Tarım çok önemli bir parametre olduğu için uzun yıllar, bu olayın durdurulması olanaksız görülüyor. Şehir içinden geçen ve tarım alanlarından geçen fay hatlarının drenaj yapılarak suların yönüne değiştirmekle önlenebilir" dedi.
2010 yılında şehir içerisinden geçmekte olan fay hattı afet kapsamına alındığını hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, "TOKİ tarafından konutlar yapıldı. Bu bölgelerde can ve mal kaybı söz konusu değil. Zamanla bu bölgelerde önlemlerin yenilenmesinde yarar vardır. Bu bölgede jeolojik çalışmaların yapılmasında önem vardır" diye konuştu.
Fayların üzerindeki deprem üretmeyen bu şekil hareketlerin 'asist hareket' olarak değerlendirildiğini belirten Prof.Dr. Sözbilir, şöyle devam eti: "Gerek Türkiye'de gerekse dünyada bu tür olaylar bilim dünyası tarafından incelenmektedir. Sarıgöl fay hattı üzerinde Dokuz Eylül Üniversitesi ,Afyon Kocatepe üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi,
Manisa Celal Bayar Üniversitesi incelemeler yapmaktadır. Bu çalışmalar hem TÜBİTAK hem de bilim adamları tarafından değerlendiriliyor. Birçok öğrenci de deprem olmadan bu tür hareketliliği incelemektedir"