Güncelleme Tarihi:
Olay, 21 Eylül günü, İstanbul Beylikdüzü'nde yaşandı. İddiaya göre, Kübra Boyraz, bir estetik merkezinde botoks yaptırdı. Fenalaşınca da estetik merkezinden bir çalışan tarafından evine götürüldü. Baba Mehmet Boyraz'ın, kızına ne olduğu sorması üzerine, adı açıklanmayan çalışan, genç kadının tansiyonunun düştüğünün söyledi. Ancak Kübra Boyraz, ertesi gün yeniden fenalaştı. Çağrılan ambulansla hastaneye götürülen Boyraz, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Kübra Boyraz, memleketi Malatya'da toprağa verilirken, savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, güzellik merkezinin yetkilisi 5 şüpheli gözaltına alındı. Adliyede sevk edilen şüpheliler serbest bırakıldı. Savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınan estetik merkezinin yetkilisi Erdal Doğruya İstanbul'da tutuklandı.
Hakkında yakalama kararı çıkarılan doktor Öner Özsoyeri ise avukatıyla birlikte İzmir Karşıyaka Merkez Polis Amirliği'ne giderek, teslim oldu. Özsoyeri de sevk edildiği adliyede tutuklanıp, cezaevine gönderildi.
ESKİ ORTAKLARI KONUŞMUŞTU
Olayın ardından İzmir'de yaşayan güzellik uzmanı Cansel Akter, Doğruya ve Özsoyeri ile 2 ay ortaklık yaptığını anlatarak, ikilinin başta yasa dışı kürtaj olmak üzere çok sayıda operasyonu usulsüz olarak yaptıklarını öne sürdü. Akter, Doğruya'nın bir yemek firmasında servis elemanı olarak çalıştığı dönemde estetik eğitimi aldığını iddia ederek, 2 şüphelinin hukuksuz işlemlerini görüp ortaklığı sonlandırmak istediğinde ise kendisini tehdit ve darp ettiğini ileri sürdü.
'PSİKOLOJİM BOZULMUŞTU'
Kübra Boyraz'ın ölümünün ardından konuşan bir başka isim ise Orkide Acar oldu. Doğruya ve Özsoyeri'ye 2015 yılında gözaltı dolgusu yaptırdığını anlatan Acar, "Ufak bir operasyondu, göz altına dolgu yapılacaktı. Bu operasyondan sonra yüzüm gözüm şişti, tanınmaz haldeydim. Görme sorunları yaşadım. Sokağa çıkamıyordum, sosyal hayatım sıfırlanmıştı. Çocuğumu dışarı çıkaramaz hale geldim. 15 günün sonrasında daha da kötü hale geldiğim için bu kişilere maddi manevi tazminat davası açtım. Dava dört yıl sürdü. 16 bin 245 TL tazminat kazandım. Şu an İstinaf Mahkemesi tarafından kararların onanmasını bekliyorum" dedi.
'TIR ÇARPMIŞ GİBİYDİM'
Hukuk mücadelesini başka kadınlara da zarar gelmesin diye başlattığını ifade eden Acar, şunları söyledi:
"Çok sayıda kadını mağdur ettiklerini duydum. Hiçbir kadının bundan sonra canının yanmamasını istedim. Ben dört yıl süren hukuk mücadelesinde, bu şahısların çok fazla davası olduğunu duydum. Bana uyguladıkları iğneli operasyondan sonra bulanık görmeye başladım. Yüzüm gözüm inanılmaz şişmişti. Gözlerim tamamen kapanmıştı, TIR çarpmış gibiydim. Oysa bu işlem iğneyle yapılan, 5-10 dakikalık ufak bir işlem. Normalde işlem yapıldıktan hemen sonra iş hayatına dönülebilir. Ben o dönem durumu İl Sağlık Müdürlüğü'ne de bildirdim. Kübra Boyraz'ın ölümüne çok üzüldüm. Bu tarz yerlerin daha çok denetlenmesini istiyorum."