Güncelleme Tarihi:
İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları:
TERÖRLE MÜCADELEDE GERİ ADIM YOK
Şundan emin olsunlar, aziz şehitlerinin emanetlerinin hatıraları bizim yanımızda taze. Millet hayatında, devlet hayatında korumaya devam edeceğiz. Terörle mücadele operasyonları hız kesmeden devam ediyor. Teröre hiçbir şekilde geçit vermeyeceğiz.
'TÜRKİYE'DE OSB'Sİ OLMAYAN ŞEHİR KALMAMIŞTIR'
Cumhurbaşkanımızın katıldığı tüm törenler açılışlar, bu yalan siyasetini baştan aşağıya çökertiyor. 2021 yılında sanayi endeksinde görülen artış bu konudaki durumu net ortaya koyuyor. Türkiye'yi dev bir üs haline getirmenin sembollerinden birisi organize sanayilerinin artmış olmasıdır. Yapılan çalışmaları incelediğimiz toplam OSB sayısı 325'e ulaşmıştır. Pandemi sürecine rağmen OSB'lerdeki elektrik kullanım artışı buradaki çalışmanın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Türkiye'de OSB'si olmayan şehir kalmamıştır. Türkiye'deki yatırımları parti olarak yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin yatırım açılışından güvenilir olduğu dünyanın her tarafında gözlenen bir durumdur.
'YEŞİL KALKINMA' MESAJI
İnsanlığın geldiği aşamada kapitalizm, çılgın bir şekilde ortaya konulan yarışlar, herhangi bir denge gözetilmediği zaman insanı, dünyayı yok edecek bir sonuç doğurabiliyor. Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği "Yeşil Kalkınma" vizyonunu takip ediyoruz. Orman varlığımıza dönük artırmaya çalışmalar, Sıfır Atık Projesi gibi birçok çalışma bizzat Cumhurbaşkanımız ve Emine Erdoğan tarafından yakın bir şekilde takip edilmesi gözetilmektedir. Buradaki yeşil mutabakat, dünyamızı da ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Pandemi döneminde gördük ki insan kendi eliyle doğayı yok ediyor. Bütün bunların gözden geçirilmesi konuların en başında geliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretilmesi ağırlıklı olarak uygulanması teşvik edici olacaktır. Cumhurbaşkanımız belirttiler. Demiryolunun ve deniz yolunun ulaşımda yükünün artırılması hedeflenmektedir. Geri dönüşümün güçlendirilmesi, orman ve su kaynakların korunması gibi konuları her alanda teşvik edilecektir. İklim değişikliği meselesi hem yeni bir tehdit olarak değerlendirilip ülkemizde gerekli tedbirler alınacaktır. Her kuşaktan insanımızın her siyasi partinin bu yeşil kalkınma devrimini güçlü bir şekilde sahiplenmesinin önemli olduğunu ifade ediyoruz.
'İDLİB'DEKİ GERGİNLİK YENİ BİR GÖÇE NEDEN OLUR'
İdlib'de ve Suriye'nin diğer bölgelerinde kalıcı barışın istikrarı için son derece önem veriyoruz. İdlib'de çıkacak yeni bir gerginlik göçlerin tekrar başlamasına neden olacaktır. Cumhurbaşkanımızın Soçi'de Putin ile yaptığı görüşme son derece önemlidir. Bu siyasi çözüm, siyasi çözümün zemininin korunması için İdlib dahil diğer bölgelerde istikrarın sağlanması lazım. İdlib'de ateşkes ihlallerini de değerlendiriyoruz.
FRANSA'DAKİ GALATASARAY MARSİLYA MAÇINDA ÇIKAN OLAYLAR
Dünyanın çeşitli yerlerinde nefret, İslam düşmanlığı partimizin gündemindedir. Biz de dünya tarafında yapılan nefret suçları ve İslamofobi faaliyetleri yakından takip ediyoruz. Resmi otoritelerin yaptığı açıklamalar daha hassasiyetler değerlendirmeyi ifade ediyor. Marsilya-GS maçında Bozkurtlar'ın olay çıkarttığına dair Fransa'da bir vekil iddiada bulundu. Marsilya tribünleri içindeki bir grubun nefret söylemlerine yönelik pankart açtığı görülmüştür. Galatasaray'ı destekleyen vatandaşlar ise bu duruma uygun davranışlar sergilemiştir. Burada aslında nefret suçu işleyen başka grupken, sürekli Türkiye, Müslümanlar bu suçla karşı karşı karşı kalıyor. Bunun böyle afaki bir şekilde Bozkurtlar diye ifade etmesi doğru değildir. Maalesef Fransa'da İçişleri Bakanı verdiği beyanatlarda cami kapatmasıyla övünüyor.
MACRON'UN OSMANLI SÖZLERİNE SERT TEPKİ
Göçmenleri disipline etmeye onlara yeni ideolojiyle şekil vermeye, dini yada etnik değerlerini tabi tutmak her zaman tepkiyle karşılaşır. Burada en büyük sıkıntı dünyada demokratik iklim tüm demokrasilerini etkileyen bir şey. Bu tip yaklaşımlar demokratik süreçleri zehirleyen yaklaşımlar. Bunun İçişleri Bakanından gelmesi son derece üzüntü verici. Cezayir halkına yönelik açıklamalar yapıyor Macron. Cezayir'de haklı olarak sömürgeci yüzüyle yüzleşmesi gerektiğini ifade ediyor. Macron'da Osmanlı üzerinden Türkiye'yi suçluyor. Bu baştan aşağı hiçbir şekilde ciddiye alınmayacak, bir devlet başkanı tarafından son derece yapılmaması gereken bir açıklamadır. Bir kere Cezayir devletine kiralık hafıza kullanıyor demek bir saygısızlıktır. Fransa sömürgesinden önce 'Cezayir'de bir devlet var mıydı' diyor. Fransa kendi sömürgeci mirasıyla yüzleşmeli. Sayın Cumhurbaşkanımızı, Türkiye'yi hedef alma siyasetini son derece anlamıyoruz.
"MAVİ VATAN KIRMIZI ÇİZGİDİR"
Bir CHP vekili çıktı, 'Mavi Vatan kavramı saldırganlık içeriyor' dedi. Biri kalkıp böyle bir laf söylüyorsa tamamen karşısındayız. Mavi Vatan'ı korumak için her türlü mücadeleyi veririz. Nitekim MSB gerekli müdahaleyi yapmıştır. Kendi halklarının refahından çok hayali tehditler üreterek, ülke başkanları başka ülkelerden silah alarak ekonomilerini güçlendirmektedir. Masada çözülebilecek çok meslek vardır. Karşı tarafta iyi niyet varsa bu mümkündür. Siz masada çalışma varken sahada fiili bir durum oluşturursanız sahada bizim güçlerimizin bir milim geri atmayacağına şahit olursunuz. Mavi Vatan bizim açımızdan kırmızı çizgidir. Ancak Yunan Parlamentosu'ndan ifade edilecek bir sözün Türkiye'de edilmesi son derece üzücüdür.
YENİ ANAYASA
Herkes yeni Anayasa ile ilgili olarak görüşlerini söylemeye sahiptir. Ama AKP olarak herhangi bir şekilde, laiklik prensibinin Anayasa yer olması gerektiğini ifade etmiştim. Laiklik Anayasa'da vazgeçilmezdir. AKP burada laik devlet düzenini koruyacaktır.
SORU CEVAP
ABD'YE ÜLKÜ OCAKLARI TEPKİSİ
Dünyanın çeşitli yerlerinde Ülkü Ocağı başlığı altında, vatandaşlarımızın hedef gösterildiği açıklamalar görüyoruz. Genelde bu propagandanın arkasında Ermeni diasporası ve FETÖ girişiminin olduğunu görüyoruz. ABD'deki bu şekilde kabul görmüş olması son derece sakıncalıdır. Bu tip yaklaşımlar ABD demokrasisine zarar verir. Hiçbir şekilde vatandaşlarımızın hedef gösterilmesini kabul etmeyiz. Devlet düzeyinde girişimler yapılıyor. PKK/PYD terör örgütüne verilen destekler ortadadır. Resmi üniformalı ABD askerleri terör örgütünü ziyaret ediyor. Esas değerlendirilmesi gerekenler bunlardır.
YURT SAYISI 1 MİLYONU GEÇTİ
İktidara geldiğimizden beri öğrenci kardeşlerimizin yurt konforu gündemimizde olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda çalışma yapıldığında zaman bir öğrencinin kaç kişilik odada kaldığını sormaktadır. Yurtlara başvuru 2 kat birden attı. Tutup, 'Yurt yapılmadı' gibi propaganda ise diğer siyasi partiler tarafından başlatıldı. Yurt sayımız 1 milyon 32 bine ulaştı. Neredeyse 10 katına ulaştı. Çok eğitim merkezi olan ülkelere baktığımız zaman. İspanya'da 191 bin, Almanya 290 bin ve İngiltere'de 550 bin. Bunları yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
Bu öğrencilerimizin rahat bir şekilde eğitim öğretim hayatlarını tamamlamaları için ortaya koyulan gayretin neticesidir. Her sene yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Bu sene bu tablo ortaya çıktığı zaman hemen açıklama yaparak, bütün belediyelerimiz yurt imkanından faydalanamayan öğrencilerimize ulaşmaya başlamıştır. Biz burada ne hiçbir 'Çivi çakılmadı' yalan siyasetine itibar etmiyor. Bu konuyu istismar edenleri de hiçbir şekilde dikkat almıyoruz. Biz öğrencilerin gözlerine bakıyoruz, ihtiyaçlarının karşılanması için uğraşıyoruz. İnşallah daha da fazlasını yapacağız.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ TV'Yİ KAPSAYACAK MI?
Sanat alanı, dizi ve sinema alanı kendi özgürlüğü olan bir alan .Bizim siyasetçi olarak, 'Bu diziyle ilgili şunu düşünüyorum' dememiz öznel bir yaklaşım olur. Sanat ve dizinin kendi özgürlüğü var ve dünyada bu mekanizmaların denetlenmesi var. Burada RTÜK çerçevesinde bir değerlendirme yapılıyor. Denetleme ve özgürlük alanını birlikte götürmeye çalışan bir yaklaşım. RTÜK kurumsal olarak da bir açıklama yapıyor. Biz şu tarafındayız işin; vatandaşlarımızın talepleri geldiğin ilgili kurumlara aktarıyoruz. Kendi içimizde bir çalışma yapıyoruz. Toplumda bir harita çıkarıp, neler eleştiriliyor, neler talep yapılıyor. Sosyal medya meselesi ayrı bir mesele. WhatsApp, Instagram ve Facebook çökünce bir takım yorumlar çıktı. Kimisi 'Eskiye döndük' dedi. Bir kısım da 'İşimiz vardı, farklı aplikasyonlara geçtik' dedi. Bu bir taraftan işleri kolaylaştırıyor diğer taraftan bağımlılık yaratıyor. Eşzamanlı olarak görüldü ki bu alan zannedilen kadar güvenli bir alan değil.
Bu kurumların kendilerinin aldığı kararların, bunları kullanan insanların verileri kapsamında yeteri kadar güvence sağlamadığı görüldü. Burada artık devletlerin ortak bir nokta bulması gerekiyor. Bizim yaptığımız çalışma da boyutlu bir çalışmadır. Burada vatandaşlarınızla ilgili bir sürü veri elde ediyorlar. Bu aslında bir şekilde verilerin gizliliğiyle ilgili. Anayasa'da güvence altına alınmış ama sosyal medyayı kapsamıyor bu güvence. Bazı ülkelere siber saldırı yapıldı, bankalar dahil birçok kilitlenme yaşandı. İnsanlar hesaplarını kendi izin vermediklerine kapatıyor. Aile resimlerini paylaştıkları sadece belli bir çevre içinde kalsın diye bu hassasiyeti gösteriyorlar. Bu sadece işin pencere kısmı. Siber egemenlik meselesine kafa yormamız lazım.