Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANIRecep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'nda yaptığı konuşmada, “İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartlar son derece elverişlidir. Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'na katılarak, bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'nın ülkeler, girişimciler ve tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansta İslam ülkeleri arasındaki yatırımların artırılması için atılacak adımların, ticaret savaşları gibi tehdit ve fırsatların konuşulacağını, küresel ekonomik görünümün değerlendirileceğini belirterek, “Biz devlet adamları için ufuk açıcı kararlar alacaksınız. Şimdiden konferanstan çıkacak kararların İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi tüm ülkeler için yol gösterici olmasını diliyorumö ifadesini kullandı.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK 1,7 MİLYAR GİBİ MUAZZAM BİR BEŞERİ KAYNAĞA SAHİBİZ”
“İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra alınan kararların tatbik edilmesi, uygulamaya dönüşmesi de gerekirö diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak 1,7 milyar gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz. Şu an dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 24'ü İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor. Nüfus yanında, doğal kaynakları ve stratejik konumuyla da İslam ülkeleri gerçekten büyük bir potansiyel barındırıyorö değerlendirmesinde bulundu.
En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkının 200 katı aştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Coğrafyamızın bir yanı lüks ve şatafat içinde yaşarken, diğer tarafında açlık, kıtlık ve fakirlik hüküm sürüyor. Hâlbuki dünya nüfusundaki payı yüzde 7'nin altında olan Avrupa Birliği'nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 22'den fazladır. Yalnızca 330 milyon vatandaşı olan Amerika Birleşik Devletleri tek başına dünya ekonomisinin yüzde 24'ünü oluşturuyor. Küresel sabit sermaye yatırımları 20 trilyon doların üzerine çıkmışken, İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin toplam sabit sermaye yatırımları 1.5 trilyon dolar civarındadır. Bu rakamlara baktığımızda ortada çok büyük bir dengesizliğin, çarpıklığın olduğu gayet açıktır."
“Rabbimizin bizlere bahşettiği onca imkâna, zenginliğe rağmen; neden ticarette, gelir adaletinde, yatırımlarda, dış politikada hak ettiğimiz konumda olmadığımız üzerinde hassasiyetle düşünmemiz gerekiyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi sorunlarımız için başkalarını suçlamak yerine, önce kendi muhasebemizi yapabilmeliyiz. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz. Hiçbir komplekse kapılmadan sorunlarımızı açık yüreklikle konuşabilmeyiz. Kazan-kazan temelinde iş birliğimizi genişletmenin, çeşitlendirmenin, ortak projelerle ticaretimizi artırmanın yollarını aramalıyız" dedi.
TÜRK EKONOMİSİNİN MAKRO GÖSTERGELERİ, TEMELLERİ SON DERECE GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI
Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temellerinin son derece güçlü ve sağlıklı olduğunu, 2002'den bu yana 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımın Türkiye'yi tercih etmesinin de bunun göstergelerinden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel doğrudan yatırımlar 2018 yılında yüzde 13 gerilerken, Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların yüzde 13 artarak 13 milyar dolara ulaştığına işaret etti.
Türkiye'nin 199 ülkenin yer aldığı en fazla dış yatırım alan ülkeler sıralamasında 2018'de bir önceki yıla göre dört basamak yükseldiğini de belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü büyüme performansı, sağlam kamu maliyesi ve küresel krizlere karşı dirençli yapısıyla ülkemiz, daha önce benzer şartlara sahip olduğu devletlerden pozitif yönde ayrışıyor" dedi.
İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartların son derece elverişli olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir. Kaçan fırsatları yakalamak bir daha mümkün olmayabilir. Bunun için güç birliği yapmamız, güçlerimizi birleştirmemiz önemlidir. Türkiye olarak hedeflerimize hep birlikte ulaşmak için tecrübelerimizi ve elimizdeki imkânları sizlerle paylaşmaya hazırız."