Güncelleme Tarihi:
Hatice Ceylan ile Diyarbakır’da buluştuk. Mutlu ve heyecanlıydı. Gözlerinin içi gülüyordu. Baba ise daha sakindi ama onun da mutluluğu yüzünden okunuyordu. İlk sözü anne aldı: “Kandırılıp kaçırılmadan önceki son gün benden kebap istemişti. Tavuk kebabı. En çok onu severdi. O gün yapmıştım. İyi ki de yapmışım. Hatta yaparken eteğimi yakmıştım. Çok güldü. Bana da takıldı, ‘Anne beceremedin de kendini yaktın’ dedi.
Hatice Ceylan - Musa Kesler
‘BEN GELDİM!’
Şimdi geldi, yine tavuk kebabı yapacağım. Döndükten sonra ilk kavuşmamızda bana sarıldı. Şok hali vardı sanki. Sonra açıldı. ‘Anne boyun kısalmış’ diye takıldı bana. Ne sarılmaya, ne dokunmaya ve koklamaya doymadım. Biz fakir insanlarız. Çok zor şartlarda büyüttük yavrumuzu. İş güç sahibi olsun, mürüvvetini görelim diye hayal ettik hep. 3 çocuğumuz var. Yaşamamızın, hayatımızın gayesi bu. Biz yokluk ve zorluk gördük, evlatlarımız görmesin istedik. Dişimizle tırnağımızla didindik.
‘DÜNYALAR BİZİM OLDU’
Kaçıp geldiğini babasına açtığı telefon ile öğrendik. Gece 11.30 idi. ‘Baba ben geldim’ dedi telefonda. Nerede olduğunu sorduk. Polislerle olduğunu söyledi. ‘Yarın evdeyim’ dedi. Dünyalar bizim oldu. Anne baba olanlar bu duyguyu çok iyi anlar.
‘ANNELERİN ACISI DİNSİN’
Beni televizyonda görmüş. Çok etkilenmiş. İnşallah diğer annelerin de evlatları gelir. Oradaki annelere destek vermek lazım. Yürekleri yanıyor. Medyaya da çok teşekkür ederiz. Sesimizi hep duyurdu. Her anne evladına kavuşsun. Bizim mutluluğumuz gibi onlar da mutlu olsun. Çadırda olan olmayan bütün annelerin acısı dinsin. Tarif edilebilecek bir acı değil bu.
Bu sevginin zaferi, başka bir şey değil. Ben evladımı sevdiğim için oraya (çadıra) gittim. O da beni sevdiği için geldi. 4 yıllık ıstırabımız dindi. Televizyonda görmüş çok etkilenmiş. Kim bilir onun gibi nice yavrular, analarına kavuşmayı bekliyor. Her anne böyle evladına kavuşma mutluluğu yaşasın inşallah. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”
‘OĞLUMUZ 2. KEZ DOĞDU’
Baba Abdülkadir Ceylan da şunları söyledi: “Döndüğünü duyduğumda şükrettim. Şükür namazı kıldım. Eşimin gözyaşları dindiği için mutlu oldum. Biz de üzülüyoruz ama anne yüreği başka. Gecesi gündüzü belli değildi. Çadırdaki o annelerin her birinin hali bizden farksızdı. Onlar da bu mutluluğu yaşasınlar diye dua ediyoruz. Bu, oğlumuzun ikinci doğum günü. İkinci kez doğdu bize. Öbür anne babalar da bu günleri görsünler istiyoruz yürekten. Her yavrunun yeri yuvası çünkü...”