Güncelleme Tarihi:
Omicron varyantının etkisiyle vakalardaki artışın ardından Bakan Özer, okullardaki son durumu ve alınan tedbirleri CNN TÜRK ekranlarında paylaştı. Bakan Özer'in konuşmasından satır başları şu şekilde;
Şu anda tüm Türkiye inandı ki gerekli tedbirler alındığında haftada 5 gün yüz yüze eğitim devam edebilir. Bugün itibarıyla 3 bin 451 tane sınıfımız Kovid veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verdi. Belli bir aşamaya gelirse önlemlerimizi tekrar gözden geçirebiliriz. Okullar ilk açılması, son kapatılması gereken yerlerdir.
ÖĞRETMENLERDE AŞILANMA ORANI
En büyük avantajımız öğretmenlerimizin aşılanma oranlarının çok yüksek olması. Bir doz aşılanma oranı yaklaşık yüzde 94, en az 2 doz aşı olmuş öğretmen oranımız yüzde 89. Yüzde 5 civarında da aşı olmayıp antikor geliştiren öğretmenimiz var. Toplamda yüzde 94. Üçüncü doz aşılanan öğretmenimiz bugün itibarıyla yüzde 41.
İngiltere, Almanya, Fransa gibi haftada 5 gün yüz yüze eğitime devam eden çoğu ülkeye göre öğretmenlerimizin aşılanma oranı çok yüksek.
YARIYIL TATİLİ ÖNE ALINACAK MI?
Şu an için tatili bir hafta öne almak gibi bir planlamamız yok. Şu anda elimizdeki veriler yüz yüze eğitime ara vermeyi veya tatili bir hafta öne getirmeyi gerektirmiyor.
850 bin sınıftan 3 bin 451 tane sınıf... Biz on binleri gördük Omikron yokken. 71 bine yakın okulumuzda tüm sınıfları kapatılmış olan hiçbir okulumuz bulunmamaktadır, Omikron'daki hızlı yayılıma rağmen. Bazı okullarda sadece 2-3 derslik var.
Birileri tatil bekliyorsa üzgünüm, şu an için yüz yüze eğitime devam ediyoruz. Öğrencilerimiz çok daha istekliler. Bir taraftan yüz yüze eğitimi açık tutmaya çalışırken bir taraftan da geçmiş 1.5 yılın kayıplarıyla ilgili dünya kadar etkinlik yapıyoruz.
Bu süreçte öğretmenlerimiz bakanlığın telafi edici mekanizmalarının çok ötesine geçerek derslere başlarken geçmiş kayıplara ilişkin kazanım sağlamak için çok büyük fedakarlık gösterdiler. Bakanlık olarak biz de 10, 11 ve 12. sınıflarda, ortaokulda 6, 7 ve 8. sınıflarda destekleme yetiştirme kurslarımız hizmet veriyor. 2. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm sınıf seviyelerinde yardımcı kaynaklar verdik. Şu ana kadar 23.5 milyon yardımcı kitabı 81 ilimize ulaştırdık.
İkinci dönem ilk defa ilkokul 2. sınıflara da bu kapsamda destek vereceğiz. 16 bin 361 yeni kütüphane yaptık. Şu an itibarıyla tüm okullarımızda kütüphane var ve 28 milyon civarında kitap varken bugün itibarıyla 41 milyon kitaba sahip okullarımız.
100 MİLYON KİTAP HEDEFİ
2022'deki hedefimiz 100 milyon kitaba ulaşmak tüm kütüphanelerde. Başarabilirsek her ay 5 milyon kitapla bu kütüphanelerimizi zenginleştirmeye devam edeceğiz.
Okullardaki imkan farklılıklarını azaltmamız gerekiyor. Konumundan bağımsız, tüm okullara her imkanı sağlayalım ki eğitimde imkandan kaynaklanan bir eşitsizlik ortaya çıkmasın.
Dezenfektan, maske gibi ihtiyaçları kalmasın diye yaklaşık 722 milyon TL'yi tüm okullarımıza gönderdik. Bu rakam bir önceki eğitim-öğretim yılında gönderilen rakamın 20 katıydı.
"BU SENE DE BÜTÇEDE EN BÜYÜK PAYI MEB ALDI"
Hükümetlerimiz son 20 yılda eğitime en büyük bütçeyi verdi. Bu sene de bütçede en büyük payı MEB aldı.
Urfa'da kamera önünde açıklama yoktu, birisi telefondan çekmiş. Cımbızlayarak servis etmişler. Oradaki öğrenciler çamurun, tozun toprağın içinde oynuyorlar. Biz oraya basketbol sahası yapabilir, rekreasyon olarak çok güzel hale getirebiliriz. Ben de orada kendimce bir tepki verdim. Türkiye'de günde 272 kütüphane yapıldı 2 ay boyunca, olağanüstü bir şey.
Okulların talep ettiği tüm ihtiyaçları biz karşılıyoruz. 2022'de yeni bir proje başlatacağız: Temiz Okul, Temiz Enerji. 150 milyona yakın ödenekleri tüm illerimize gönderdik. Hızlı şekilde başlayın, tüm okullarımızın tuvaletlerini gözden geçirin. Kantinler, yemekhaneler, tüm okullarımızda hepsini gözden geçireceğiz.
Okullarla bakanlığın ve genel müdürlüklerin iletişimi arttıkça 1 sene sonra çok farklı bir okul ortamından bahsedeceğiz. İstediğimiz noktaya tam gelmedik ama istediğimiz noktaya doğru gidiyoruz. 3 yıl önce konuşulan problemler bugün konuşulmuyor. İş dünyasının temsilcileri eğitim alan öğrencilerimizin mezun olmasını beklemiyor artık.
MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİNİN ÖNEMİ
Türkiye'nin asıl ihtiyacı olan yer mesleki eğitim merkezi. Haftada 1 gün öğrenci okula gidiyor, geri kalan tüm günlerde gerçek iş ortamında çalışarak yaparak öğreniyor. Mesleki eğitim merkezine giden öğrenciler her ay asgari ücretin 3'te 1'i kadar maaş alıyordu. Artık mesleki eğitim merkezine kayıt yaptıran öğrencilerde işverenin hiçbir yükümlülüğü yok, tamamını devlet üstlendi. Artık asgari ücretin yarısını alıyor. Aylık 1400 TL civarında her ay ücret alıyor, kalfa olanlar da 2 bin 125 TL civarında maaş alıyor. Yaş sınırlaması da yok. Kanun değişmeden önce mesleki eğitim merkezindeki öğrenci sayısı 150 binlerdeydi, şu anda 250 binlere geldi.
Kanun değişmeden önce mesleki eğitim merkezindeki öğrenci sayısı 150 binlerdeydi, şu anda 250 binlere geldi. Mesleki eğitim merkezlerinin istihdam oranı da çok yüksek, yüzde 88. Ama mesleki eğitim merkezlerini biz yeterince anlatamadık. Düzenlemeden sonra kamuoyuna bunun sağladığı imkanları anlatacağız.
Bugün itibarıyla tüm OSB'lerde mesleki eğitim merkezi kurduk. Bu imkanlardan hem oradaki sektör hem de işe ihtiyacı olan açık bir meslek eğitim kurumu var. Mesleki eğitim merkezine giden öğrencimiz illa sanayiide çalışmak zorunda değil, üniversiteye de gidebilir.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU
Yasalaştığında Türk eğitim tarihinde bir ilk olacak. İlk defa öğretmenlerimizin öğretmen adaylıktan başlayarak kariyerlerinin tamamı içerecek bir dizayn oluşturuluyor. Öğretmenlerdeki aday kaldırmayla ilgili sınav kaldırılacak yasalaştığı zaman.
Öğretmenlerimizi okullara hazırlamakla ilgili kişisel destek vereceğiz. 10 yıl öğretmenlik yapmış olan öğretmenlerimiz yaklaşık 180 saatlik bir eğitimimizden geçecek başvurmak isteyenler, sonra yazılı sınav. Başarılı olanlar uzman öğretmen olacak. Bir derece + bin TL özlük haklarında iyileşme olacak. Yüksek lisans yapmışsa yazılı sınavdan muaf olacak. Yazılı sınav 180 saatlik eğitimin içeriğinden oluşturulacak.
10 yıl uzman öğretmen olan öğretmenlerimiz de 240 saatlik bir eğitimden sonra yazılı sınavdan başarılı olursa baş öğretmen olacak ve ilave bir derece + 2 bin TL iyileştirme yapılacak. Doktora yapmışlarsa bu sınavdan muaf olacaklar.
Bizim bu sistematikle öğretmenimizi sürekli gelişime açık bir mekanizmanın içerisine sokup eğitim sistemimize katkısını arttırmaya çalışıyoruz. Özel okul öğretmenlerimiz için de geçerli bu. Ancak bir derece ve bin TL'lik iyileştirme resmi, kamu kurumlarında. Eğitim tarihinde ilk defa öğretmenlerle ilgili bir meslek kanunu olmuş olacak yasalaştığında.
Bir öğretmenimiz yoksa, bulunan lokasyondaki duruma göre ücreti karşılığı derse giren öğretmenlerimiz var. Aldıkları ücretlerle ilgili şikayetin farkındayız. İnşallah önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir düzenleme yapma fırsatımız olur.
2022 sonu için 3 bin tane anaokulu yapacağız ve 40 bin tane anasınıfı yapacağız. Bin tane anaokulunu İstanbul'da yapacağız, en çok ihtiyaç orada. Her okul kendisiyle, öğretmenleriyle ilgili istediği talepleri bize gönderecek ve biz bütçeyi ona göndereceğiz. Kısa süreli öğretmen mobilite programı başlatacağız.
KILIÇDAROĞLU'NUN ZİYARET TALEBİ
Eğitimi siyasi malzeme yapmaktan çıkarmamız lazım. Bakanlığa başladığımdan itibaren tüm paydaşlarımıza kapım açık. Bizim herhangi bir kimseyle görüşmeme gibi bir şeyimiz yok, yeter ki dert gerçekten eğitim olsun.
Milli Eğitim Şûrası'na, eğitim komisyonu toplantısına CHP'den kimse katılmadı. Ben davet ettim. Öğretmen atamasındaki mülakatlarla ilgili hiçbir dahlimizin olmadığı bir süreç üzerinden böyle bir siyaset yapılması... Her yüksek KPSS alan, mülakattan yüksek alamaz ki.
Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki "Danıştay kararına uymuyor." Biz de araştırdık gerçekten uymuyor mu diye ve bunun olmadığını gördük. Ertesi gün kamuoyu açıklaması yaptık bununla ilgili. Sayın Kılıçdaroğlu'nu MEB'in uymadığı Danıştay kararını açıklamaya davet ediyoruz dedik, bir açıklama gelmedi.
Danıştay'a yazdık, oradan da böyle bir karar olmadığı geldi. Siyasetin bu konu üzerinden bir sürece araçsallaştırılmasına ben yadırgadım, keşke hiç yaşanmasaydı. Sayın Kılıçdaroğlu protokol kapısından gelmedi. Kılıçdaroğlu'nu biz zincirle mi tutuyoruz? Bunlar üzerinden spekülasyon yapılmasını doğru bulmuyorum. Oralar hep eylemlerin yapıldığı yerler, sayın Kılıçdaroğlu'na özgü bir şey değil.