Güncelleme Tarihi:
Bu gelişmeler üzerine Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bir açıklama yaparak ÇED sürecinin iptal edildiğini belirtti. Açıklamada Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce herhangi bir olumlu görüş verilmediği, 13 kuruma görüş sorulduğu, ÇED sürecinin de askıya alındığı ifade edildi. Proje başvurusunda bulunan Merih Madencilik şirketinşn de elektronik sistem üzerinden projeyi iptal talebinde bulunduğu ve bunun uygun görüldüğü açıklandı.
Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin kararı sevinçle karşıladıklarını kamuoyu gücüne güvenmekle ne kadar haklı olduklarının bir kez daha ortaya çıkmasına sevindiklerini söyledi. Gökçeada Gönüllüleri Derneği de kendilerine destek veren tüm sivil toplum örgütlerine teşekkür ettiklerini, Gökçeada'nın bir felaketin eşiğinden döndüğünü açıkladı.
YAKININDA MİLLİ PARK
2002 yılından bu yana ada içerisinde gerçekleştirilen organik tarım faaliyetleri ile özellikle 2008 yılından bu yana gerçekleştirilen tarım turizmi uygulamaları sayesinde misafirlerine eşsiz bir doğal ortam sunan Gökçeada, 2011 yılı Haziran ayında almış olduğu Cittaslow (Sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin , adası seçilmişti. Turizm, tarihorganik tarım ve doğa sporları ile son yılların gözde mekanları arasında yer alan ada altın madeni ruhsat izni ile sarsılmıştı.
Uzmanlar 1 kilo altın için 1000 ton kayanın eritilmesi gerektiğini ve bunun siyanürle gerçekleştiğini söylüyor. Gökçeada’nın topografik yapısını değiştirecek kararın uygulanması halinde yeraltı suları ve adada bulunan 5 göl ciddi tehdit altında kalacaktı. Maden aranacak bölgeye 14 kilometre mesafede Sualtı Milli Parkı bulunuyor. Yine 11 kilometre yakınında ise Tuz Gölü yer alıyor. Maden şirketinin proje dosyasında milli parkın ve gölün aramadan etkilenmeyeceği ifade ediliyor.
Proje alanına en yakın mesafede bulunan güney yönünde Damlar deresi, kuzey yönünde Çamiçi deresi, güneybatı yönünde 2505 metre mesafede Şahinkaya göleti, kuzeybatı yönünde 1549 metre mesafede İncesu deresi yer alıyor. Söz konusu derelere katı veya sıvı atık atılmayacağı taahhüt edilmişti ancak toprağın yüzlerce metre altına yapılacak sondajların yeraltı sularına vereceği zarardan başvuru dosyasında söz edilmemişti.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR