Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti Kastamonu İl Kongresi'nde isim vermeden eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç hakkında çok sert ifadeler kullandı. Erdoğan şöyle konuştu: "Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK'da kamu görevlilerinin 15 Temmuz'da aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis'te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz'da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı.
BU KAMPANYAYA KATILANLAR 16 NİSAN'DA 'EVET' DEMEDİ
Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda afedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz. Özellikle CHP'nin bazı milletvekilleri her türlü terbiye ve haysiyet sınırını aşan cümlelerle güya hükümete ama aslında millete hakaret etmeye başladı. Hele Muğla Milletvekili var ki, terbiyesiz, ahlaksız ifadelerle benim milletime saldırmıştır.
'BUNUN ADI FIRSATÇILIK'
Diyelim ki bu kararnamede özellikle geçen ifadenin sıkıntısı yeni anlaşıldı. Yapılacak iş gayet basittir, ilgili yerlere bu görüşler iletilir, konuşulur, tartışılır ve gereği yapılır. Doğrusu budur. Bunun yerine CHP'nin ve birtakım terör örgütlerinin sırf millete hakaret etmek için açtıkları bir yoldan gitmenin adı olsa olsa fırsatçılıktır. Kusura bakmayın kardeşim, istişarede illa 'Benim istediğim olmadı, onun için ben de desteklemiyorum' deme hakkın yok. Orada nihai karar verici bellidir. Nihai karar verici kararını verir, yola devam edilir. Ama bunların hepsi bir tarafa, bizim kuru inadımız söz konusu değildir. Bugüne kadar böyle yürüdük. Bizim tepkimiz, ülkemizin ve milletimizin bekasını temsil eden Rabiamıza yönelik saldırılara ve bunlara verilen sinsi destekleredir. Herkesi, Türkiye'nin içinden geçtiği dönemin nezaketine uygun hareket etmeye, küçük hesaplardan uzak durmaya davet ediyorum."
OLAYIN GEÇMİŞİ
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 696 sayılı KHK ile ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yapmıştı. Gül, "696 sayılı KHK'nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir. İlerde hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum" demişti. Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç da Abdullah Gül'ün mesajlarını kendi hesabından paylaşmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sivillere yargı dokunulmazlığı getiren KHK ile ilgili itirazı için “Muğlaklıktan bahsetmesi üzücü, neye dayanarak böyle bir muğlaklıktan bahsediyorsunuz” tepkisini göstermişti. Erdoğan, “Düzenleme son derece açıktır, kararlılıkla ve aynen devamından yanayız” diye konuşmuştu. Dün cuma namazı çıkışı açıklama yapan Gül, "Biliyorsunuz bir Kanun Hükmünde Kararname yayınlandı. O kararnameyi ben sahiplendim doğru amaçla ve iyi niyetle yapılmış bir kararname. Yalnız orada bir boşluk görüyorum ve tereddüdüm şu... İleride durumdan vazife çıkartacak bazıları hepimizi çok üzecek olaylara vesile verebilirler. Onun için ufak bir düzeltmeyle bunun önüne geçilebilir diye düşündüm. Nitekim birçok saygı duyduğumuz hukukçu da bu şekilde açıklamalarda bulundular. Bunu oraya buraya çekmenin hiçbir anlamı yok açıkçası. Ben bütün hayatımı millet ve devlete hizmet ederek geçirmiş eski bir cumhurbaşkanıyım. Önemli konularda görüşlerimi halkla paylaşma da tabi ki bir sorumluluk benim için. Bunu arkasında bir mesele aramanın da hiç anlamı olmadığı kanaatindeyim" demişti.
KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER
Erdoğan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da hedef aldı. Erdoğan'ın konuşması Şöyle: "Ana muhalefetin başındaki zatın 15 Temmuz şehitlerinin yanında değil de onları şehit eden hainlerin yanında durduğunu görüyoruz. Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun. 'Onların acaba yakınları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar' diye soruyor musun? Niye düşünsün ki, havalimanına gelip Bakırköy'deki belediye başkanının evinde istirahate çekilip televizyondaki darbeyi seyreden bir adamdan başka ne bekleyebilirsin ki. Utanmadan 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi beklerdim' diyor. Ben haberi tüm milletime verdim. Biz telefonlarla haberi verdiğimizde on binler, yüz binler meydanlara yürüdü. İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman on binler oradaydı. Ama sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin. Bu millet senin nasıl bir yalancı olduğunu biliyor senin hayatın yalan.Bu kişi hayatının hiçbir döneminde milletimizin, devletimizin hakkını hukukunu savunmamıştır. Hep fitnenin, ayrıştırmanın peşinde olmuştur. Tüm terör örgütlerine destek vermiştir. PKK'nın destek verdikleriyle kol kola yürüyen kişi değil mi? Onlar destek verdi, güya Hakkari'de miting yaptı. Bu iş yürek işi. Bu öyle lafla yürümüyor. Biz bu noktaya 40 yıllık bir siyasi mücadele ile geldik. Bay kemal gibi gökten zembille inmedik.
DEAŞ'E NE YAPTIKSAK, YPG'YE DE AYNISINI YAPACAĞIZ
Erdoğan, Suriye ve ABD hakında da şunları söyledi: "Madem Suriye'de her şey güllük gülistanlık, 3 milyonun üzerinde insan niye bizim topraklarımızda yaşamaya devam ediyor? Çünkü biz de, bu insanlar da biliyor ki sınırın öte tarafında sadece örgüt isimleri, sadece örgüt işaretleri değişiyor, zulüm baki. Dün zalimin adı rejimdi, dün zalimin adı DEAŞ'tı, bugün zalimin adı YPG/PYD'dir. Biz DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacak ve mutlaka sınırlarımızın ötesini güvenli hale getireceğiz. Afrin'i ve Münbiç'i teröristlerden arındırdığımızda buraların asıl sahibi olan kardeşlerimiz evlerine yeniden kavuşacaklardır. Ardından Tel Abyad ve Resulayn'dan başlayarak tüm sınır bölgelerimizi güvenli hale getireceğiz. Çünkü sınır bölgelerimiz bir terör koridoru olarak bize tehdit oluşturuyor.
"ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ"
Bizzat şahsıma bölgedeki örgütlere silah verilmeyeceği söylendiği günden beri yüzlerce tır değil, 4 bini aşkın tır, silah yüklü, zırhlı taşıyıcı yüklü... Bunlar Suriye'de sınırlarımız boyu dağıtılmakla kalmadı, bir de önümüzdeki yılın bütçesine bu iş için ödenek konuldu. Aldığı bu destekten dolayı şımaran bölücü terör örgütünün azgınlığı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla artık sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra sadece ve sadece icraata, uygulamaya bakacağız. Vize krizinin bitmesi Vize krizini kendileri başlattılar ama şimdi de sağ olsunlar kendileri bitirdiler. Ne güzel. Biz böyle bir vize krizi istemedik ki. Şimdi kalktı, olması gereken buydu zaten. Suriye meselesinde de aynısının olmaması için bir sebep yoktur.
"ABD BİZİMLE ÇALIŞIRSA MEMNUN OLURUZ"
Biz Suriye'de, Rusya ve İran'la nasıl çalışıyorsak Amerika'yla da aynı şekilde çalışmak istiyoruz. Sorun Amerika'nın bizimle çalışmak isteyip istemediğidir. Şayet Amerika bizimle çalışırsa memnun oluruz. Birlikte neler yapabileceğimize bakarız. Bize bir adım atana, biz misliyle mukabele etmekte çekinmeyiz. Esasen aramızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yoktur.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ TEPELEYECEĞİZ"
Bu ülke bizimle çalışmak istemezse biz ne yapacağız? Kendisi bilir. Bölgedeki herkes şu gerçeği artık kabullenmelidir. Biz bu terör örgütünü çok da uzak olmayan bir tarihte öyle veya böyle tepeleyeceğiz. Talebimiz, bu süreçte kimsenin ayağımıza dolaşmamasıdır."