Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftar programında emeklilerle bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftarda yaptığı konuşmada emeklilerin 1960'lı, 1970'li, 1980'li ve 1990'lı yılları bizzat yaşadığını, yokluğun, yoksulluğun, krizin, kaosun ne olduğunu emeklilerden daha iyi bilecek kimsenin bulunmadığını dile getirerek, bugünün gençlerinin bunları bilmeyeceğini söyledi.
Erdoğan, "Bunları siz yaşadınız, bunları en iyi siz bilirsiniz. Ama bugünün gençlerine de bunu anlatmak lazım. Şimdi onlar inanın, toklukta, bollukta yokluğun acısını bilmiyorlar. Bilhassa yaşı 25-30'un altındaki gençlerimiz, sanıyorlar ki Türkiye hep böyleydi." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin geçen 16 yılda katettiği mesafeyi, geçmişle mukayese etme imkanı olmayanlara anlatmanın kolay olmadığını ifade eden Erdoğan, "Sizlerden ricam, her fırsatta gençlere eski Türkiye'yi anlatmanızdır. Çünkü sizler aynı zamanda bu milletin hafızasısınız." ifadelerini kullandı.
Eğitimde gelinen noktaya değinen Erdoğan, "Hatırlayın, kitapları alamıyorduk. Sizler bilirsiniz. Biz teksir notlarıyla okuduk. Üst sınıflardaki ağabeylerimiz bize kendi teksir notlarını vermezlerdi. Para ile istediğimiz halde vermezlerdi. Zaten doğru düzgün de okunmaz, hep mürekkepler birbirine karışmıştır. Gidersin kırtasiyeye, oradan da kitap alamazsın. Kitabın biri varsa biri yok. Kuyrukta beklersin. Bunları hep yaşadık." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi bu kitapların öğrencilerin sıralarının üzerine konulduğunu belirtti.
"BİZİM ÇEKTİĞİMİZ ÇİLELERİ ARTIK YAVRULARIMIZ ÇEKMESİN"
"İstiyoruz ki bizim çektiğimiz çileleri artık yavrularımız çekmesin. Yeni bir nesil ortaya getiriyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Artık bilişim teknolojisinin, yazılımın öne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Artık inşallah bütün bunlarla beraber elektrik-elektronikte, bilgisayar teknolojisinde çok çok ileri giden bir nesil... En ileri teknoloji. İnşallah bu nesil bizim eserimiz olacak. Lütfen gençlere, okuyacak okul bulamadığımız, okul bulsak öğretmen bulamadığımız, öğretmen bulsak 60-70 kişilik, hatta 100'ün üzerinde öğrencilerin olduğu sınıflarda, öğretmenin ne dediğini anlamadığımız o günleri anlatın. Benim sınıfım 75 kişiydi. Hamdolsun şimdi 30'un üzerinde öğrencisi olan sınıf yok gibi; ama altında çok sınıf var."
Geçen 16 yılda yapılan 284 bin yeni derslikle, atadıkları 585 bin öğretmenle tüm bu sorunları kökünden çözdüklerine vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlere, üniversite sınavına 2 milyon kişinin girip, ancak 200 bin kişinin kayıt yaptırabildiği, öyle her şehirde üniversitenin olmadığı günleri anlatın. Yani, bizim dönemimizden 10 kişiden 1 tanesi üniversiteye girebiliyordu ama şimdi tamamının girme şansı var. Bugün sınava giren sayısıyla kontenjan sayısının neredeyse aynı olduğu 207 üniversiteye sahip olduğumuz bir Türkiye'ye geldik. Artık yavrularımız çeşitli illere üniversiteye gitmek için veya girmek için gitmiyor. Şimdi üniversite yavrularımızın ayağına gidiyor. Hakkari'de üniversite var mı? Var. Iğdır'da üniversite var mı? Var. Kars'ta, Ardahan'da, Artvin'de, Rize'de üniversitemiz var. Üniversitenin olmadığı ilimiz yok. Niye? Çünkü ilmi, istiyoruz ki bütün ülkemizin dört bir yanına yayalım. Bunun adımlarını atalım. Bunu biz başardık. Biz geldiğimizde 75 üniversite vardı."
SAĞLIK ALANINDA YAPILAN YATIRIMLAR
Sağlık alanında yapılan yatırımlara da dikkati çeken Erdoğan, geçmişte hastanelerin şifa değil, adeta hastalık kaynağı olduğunu söyledi.
Geçmişte memurun, işçinin, esnafın ayrı hastanesinin bulunduğunu aktaran Erdoğan, hastaneye gidildiğinde doktor bulanların şanslı görüldüğünü anlattı. Doktor bulunduğunda da teşhis edecek teçhizatın olmadığını dile getiren Erdoğan, doktorun yazdığı ilacın, hastanenin eczanesinde çoğunun bulunamadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ise herkesin bir aile doktorunun bulunduğunu, temel işlemlerin orada yapıldığını kaydetti.
Sağlık personeli sayısının 378 binden 917 bine yükseldiğini, hizmet kalitesinin de ona göre arttığını belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Devletinden üniversitesine, özellerine kadar istediğiniz hastaneye gidebiliyorsunuz. Ambulans ya hiç yoktu ya da külüstür araçlardan ibaretti. Ama şimdi pırıl pırıl ambulanslarımız var. Beş bin tam donanımlı ambulans şu anda milletimize hizmet veriyor. Uçağından helikopterine, paletlisinden motosikletlisine kadar daha önce olmayan nice ambulans çeşidi, milletimizin hizmetine girdi. Hatırlayın, o köpeklerin çektiği kızakları, onların üzerinde hastaları... Ama şimdi Erzurum'un Palandöken dağlarına varıncaya kadar oralara paletli ambulanslarımız çıkıyor. Helikopter ambulanslarımız var, uçak ambulanslarımız var... 'Batı'da ne varsa bizde de o olacak' dedik. Batı'da bazı yerlerde zaten bunlar da yok."
Şimdi ise şehir hastanelerini hizmete aldıklarını ifade eden Erdoğan, bunlardan beş tanesinin tamamlandığını bildirdi.
"HAVAYOLUNU, HALKIN YOLU HALİNE GETİRDİK"
Erdoğan, bölünmüş yolların uzunluğunun 6 bin 100 kilometreden 26 bin kilometreye çıkarıldığını da aktardı.
Artık her yere güvenli, hızlı ve konforlu bir şekilde ulaşılabildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Havayolunu, halkın yolu haline getirdik. Sizlerin çocukluğunda gençliğinde uçağı ancak havada bıraktığı izden seyredebiliyorduk. Biz de öyleydik. Sırt üstü yatıyorduk, uçağın geçisini seyrediyorduk. Binemiyorduk ki, öyle bir paramız da yoktu. Ama şimdi lüks otobüs fiyatına artık uçağa binebiliyoruz. Havaalanlarımız, havalimanlarımızın sayısını 26'dan 55'e çıkardık. Ülkemizin her köşesine uçakla seyahat edilebiliyor. Uçak biletlerinin de fiyatları bu derece düşük."
Bu verdiği örnekleri her alana yaymanın mümkün olduğunu söyleyen Erdoğan, bunları gençlerin bilmesi gerektiğini dile getirdi.
Erdoğan, emeklilere "Şimdi biz gençlerimizle insansız hava araçlarını, silahlı insansız hava araçlarını, elektrikli otomobili, sürücüsüz otomobili, yazılımı, bilişimi, simülatörleri konuşuyoruz. Ama gençlerimize arada bir eski Türkiye'yi hatırlatmakta fayda var. Bunu da siz yapacaksınız." diye seslendi.
Erdoğan, 65 yaş aylıklarına ilişkin kararın Bakanlar Kurulunda alındığını ifade ederek, hayırlı olmasını diledi.
Salonda bulunanların yaklaşan Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı da kutlayan Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinin de ülke ve millet için birliğe, beraberliğe vesile olmasını temenni etti.
İftar yemeğine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, başbakan yardımcıları Bekir Bozdağ ve Recep Akdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu da katıldı.