Güncelleme Tarihi:
Bakan Çavuşoğlu, Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Boukadoum ile görüştü. Görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Cezayir ile ilişkilerin her anlamda iyi ilerlediğini belirterek, bu ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini söyledi.
Çavuşoğlu, ekonomik ilişkilerin de dengeli devam ettiğini kaydederek, "Pandemiye rağmen bu yıl ticaret hacmimizde bir düşüşün olmaması geleceğe yönelik umutlarımızı da daha da artırdı. Askeri, savunma sanayi alanlarında ilişkilerimiz de gelişiyor, bunları daha da geliştirmek istiyoruz" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, koronavirüs sürecine Cezayir ile karşılıklı dayanışma içinde olduklarını belirterek, "Tıbbi malzeme yardımı konusunda üzerimize düşeni yaptık, yardımları ulaştırdık. Türkiye'deki Cezayirlilerin Cezayir'e tahliyesi, Cezayir'deki Türklerin de Türkiye'ye tahliyesinde örnek bir iş birliği sergiledik. Cezayir'de Türk firmaların yatırımları her geçen gün artıyor. Bugün bu firmalarımızın karşı karşıya kaldığı konuları da kendilerine aktardık. Türk firmalarına verdikleri destek için teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Görüşmede bölgesel konuları da ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, "Libya'da gelişmeler sınır komşusu olduğu için Cezayir'i de etkilemekte. Libya'nın barışı, huzuru önemli. Libya konusunda iş birliğimizi devam ettireceğiz. Hafter tarafının ateşkese inanmadığını, askeri çözüm istediğini bir kez daha gördük. Ama biz çabalarımızı birlikte sürdüreceğiz" dedi.
'TÜRKİYE OLARAK VENEZUELA'NIN DOSTUYUZ'
Bakan Çavuşoğlu, Venezuela'ya yaptığı ziyarete ve ülkedeki seçime ilişkin ise şunları söyledi:
"Venezuela tek taraflı yaptırımlardan da etkilendi. Pandemi mevcut durumu daha da kötüleştirdi. Muhalefet ile yönetim arasında ciddi anlaşmazlıklar vardı. Bu kargaşadan dolayı bazı siyasetçiler üzerinde seçime girme yasağı vardı, bazıları da hapse atılmıştı. Önümüzde 6 Kasım'da bir seçim gerçekleştirilecek. Belki bu seçimi erteleyecekler. Bu konuda Avrupa Birliği (AB) geçmişte bazı hatalar yapmıştı. Sorunları çözmek için tehdit dili kullanmıştı. Tehdit dilini kullanmayı çok seviyorlar. AB, Venezuela konusunda geçmişte hata yaptığını kabul etti. Muhalefet ile yönetim arasında seçimlere birlikte katılma konusunda görüşme başladı. Bazı şartlar vardı. Bu şartlar ile ilgili AB'nin girişimleri oldu. AB bizden de ricada bulundu. Bu konuda kendilerine destek vermemizi bizden rica ettiler. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile bu konuları görüştük. Muhalefet ile seçime gitmelerinin faydalı olacağını anlattık. Biz Türkiye olarak Venezuela'nın dostuyuz. Bu şartlarda muhalefet ile yönetimin anlaşmaya yanaştığını görüyoruz. Bundan da mutluluk duyuyoruz. Ne kadar çok siyasi parti bu seçime katılırsa, ülkenin geleceği için iktidar ile muhalefetin birlikte çalışması açısından önemli. Demokratik bir seçimin gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız."
'KAYBEDEN YUNANİSTAN OLUR'
Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Meis Adası'na asker çıkarmasına ilişkin şöyle konuştu: "Bahsettikleri ada, Yunanistan'ın ana karasına 580 kilometre uzaklıkta, Antalya'da ise 2 kilometre uzaklıkta. Yunanistan 10 kilometre karelik bir ada için 40 bin kilometre karelik kıta sahanlığı istiyor. Doğu Akdeniz'deki sorunun sebebi bu. Türkiye'yi dar bir alana hapsetmeye çalışılması. Bizim bunları kabul etmemiz mümkün değil. Yunanistan'ın tek taraflı attığı adımlar Türkiye'yi dışlamaya yönelik adımlardır. Doğu Akdeniz'de herkesle masaya oturup, herkes için adaletli bir şekilde hakça paylaşım için ortak bir çözümden yanayız. Bu çağrılarımız dinlenmediği için tek taraflı adımlar atıldığı için biz de gerekli adımlarımızı attık. Meis Adası ve Ege'deki adalar 1947 Paris Anlaşması ile 'silahtan arındırılmış' adalardır. 'Bu adalar silahlandırılamaz' ifadenin özeti bu. Yunanistan, bu basına yansıyan haberlerden sonra bir nöbet değişiminin olduğunu söyledi. İç güvenlik için polis ya da jandarma gibi ağır silahlar olmadan bu tür güçler bulundurulabilir. Ama bunun da limiti var. Bunu aşan silahlanma olursa kaybeden Yunanistan olur. Yunanistan AB'nin de koşulsuz desteği ile uluslararası hukuka aykırı şekilde kışkırtıcı adımlar atmakta. Biz kimsenin hakkını yemeyiz, hakkımızı da kimseye yedirmeyiz. Bu tür adımlar Yunanistan'a zarar verir. Biz haklarımızı ve menfaatlerimiz sonuna kadar koruyacağız. Yunanistan'a çağrımızı bir kez daha yenilemek istiyoruz; başkalarının kışkırtması ile ya da kullanması ile Türkiye'ye yönelik olumsuz adımlar atmayın. Bundan zararlı çıkarsınız."