Güncelleme Tarihi:
STK temsilcileriyle iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Dostluğunuz, fedakarlığınız, azminiz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Büyüklerimiz bize hayrı öğütlerken, yapılan hizmetleri takdir etme tavsiyelerinde bulundu. Ömrümüzü adadığımız dava şahıs değil hak ve hakikat davasıdır.
Hakka ve hakikate yönelen herkese bu kapılar açıktır. Büyük bir siyasi bunalımın ardından gelen 2002 seçimleriyle anadolu ihtilali başlattık.
Ülkemizin önünde yepyeni kapıları açan 3 Kasım seçimleriyle Türkiye daha fazla demokrasi, ekonomik kalkınma manasına gelen kutlu bir yola girmiştir.
Eski Türkiye güzellemesi yapanlar dönemi bilmeyenlerdir. Bugün 2002 öncesi ile 2022'nin Türkiye'sini karşılaştıran ahlak sahibi herkes ülkemizin nereden nereye geldiğini görecektir.
Eğitimde altyapı eksikliğini giderdik, hem de 28 Şubat zihniyetinin yaptığı tahribatın izlerini ortadan kaldırdık.
Sağlıkta ülkemizii cenazelerin borcundan dolayı hastanelerde rehin alındsığı ayıptan kurtarmakla kalmadık, medeni bir yer haline getirdik.
"BU ADAM TÜRKİYE'NİN SOROS'UYDU"
En son bir zat ile ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Bu adam Türkiye'nin Soros'uydu. Gezi Olayları'nın perde arkası koordinatörüydü. Kızlarımızın başörtüleriyle üniversite kapılarında süründürüldüğü dönemden şimdi güvenlik güçlerimizin onları teminat altına aldığı döneme geldik.
Dolmabahçe Camii'yi hatırlayın. Bira kutularıyla oturan o müptezeller. Camiiden buradaki makamımıza kadar geldiler, Gezi'cilerle birlikte Taksim meydanına yürüdüler.
İşte o Geziciler maalesef o gün orada kaldılar ve bunu ne adına yaptılar, çevre adına yaptılar. Bu nasıl çevrecilik. Çevreciliğin destanını biz yazdık. 5 milyon civarında fidan dikerek yaptık . 12 tane ağacın bir başka yere nakline ne dediler. Bak ağaçları söküyorlar.
Cumhuriyet mitingleriyle darbe çağrısı yaptılar. 3678 garabetiyle meclis iradesini gasp etmeye çalıştılar. Siyasi suikastlerle kaosa sürüklemeye kalktılar. Partimizi kapatmaya çalıştılar.
"MİLLİ İRADEYİ HEDEF ALAN EYLEMLERİ ASLA SİNEYE ÇEKMEDİK"
17-25 Aralık yargı darbesiyle hükümetimizi alaşağı etmeye çalıştılar. 15 Temmuz ihanetiyle saldırılarını canımıza kastetmeye, darbe teşebbüsüne kadar götürdüler. Bu süreçte aralarında yol arkadaşlarımızın da olduğu şehitler verdik. Ama milletin iradesini sırtlanlara, akbabalara, ruhunu emperyalistler satmış alçaklar çiğnetmedik.
Milletimizin bize sandıkta verdi kutlu emanete halel getirmedik. Daima dik durduk. Sağlam durduk. Hukuktan bir an olsun ayrılmadık.
Her fırsat nefret siyasetini körükleyenlere rağmen milletimizn tek bir ferdinin burnunun kanamasına izin vermedik. Şahsımıza yönelik pervasızlıkları affettik. Lakin milli iradeyi hedef alan eylemleri asla sineye çekmedik.
"TERÖRLE MÜCADELEDE TAVİZ YOK"
Kuzey Irak'ta yapmış olduğumuz harekatta beş şehidim oldu ama 60 civarında terörist öldürdük. Ve Parlamento'nun içinde ana muhalefetin sesi çıkmadı. Parti müsveddesi olan grup ise nasıl oralara giderler gibi ifadelerle önümüzü kesmeye çalıştılar. Ne derseniz deyin nerede terörist bulursak oraya benim komandom girecektir ve girdi. Artık taviz yok. Bundan sonra da oralardaki operasyonlarımız devam edecek. Tarafsız mahkemelerimizin darbecileri hak ettikleri cezaya çarptırması demokrasimiz adına başarıdır. Teşekkür ediyorum.
Artık ne Yassıada var ne Yaslıada var. Şimdi Demokrasi ve Özgürlükler Adası var. Gezi Olayları'yla ilgili kararla yargımız benzer niyetleri taşıyanlara da hukuk ve adalet dersi vermiştir. Gezi Olayları'nın olduğu yerlerde bir tarafta artık camimiz, diğer tarafta Atatürk Kültür Merkezi'miz yepyeni haliyle icrada. O plan çerçevesinde inşallah daha başka projelerimiz de olacak.
Türk yargısı imajın değil ülkenin ve milletin bekasının teminatı olan hukukun ve adaletin peşinden gider. Biz de siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi bugün de milletimiz iradesine zincir burulmasına rıza göstermeyeceğiz.