Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli mesajlar

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2019 14:09

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kastamonu'da konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Temizlik ürünlerinden tutun marketlerde ne varsa onların da belli bir kısmını buralarda satmaya başlayacağız.'' dedi

Haberin Devamı

Dün İstanbul'da yaşanan helikopter kazasında şehit olan askerlere rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, Kastamonu'nun tarım, ormancılık, hayvancılık, sanayi ve denizin başkenti olduğunu ifade etti ve Pir Şaban-ı Veli'nin "Seher vaktinin yeliyiz" şiirini okudu.

Kastamonu tarihinin her döneminde hakkın, hakikatin, iyiliğin ve hayırların yanında yer aldığını belirten Erdoğan, vatandaşlara "İnşallah 31 Mart seçimlerinde Kastamonu bir kez daha aynı çizgide saf tutacaktır." dedi.

Erdoğan, mitinge katılanlara yönelttiği "31 Mart'ta tevazu, samimiyet ve gayretle, memleket işi gönül işi diyor muyuz? 31 Mart'ta gönül belediyeciliğine evet diyor muyuz? 31 Mart'ta merkezde, ilçelerimizde ve beldelerimizde milletin partisi, Cumhur'un partisi AK Parti'ye mührü vuruyor muyuz?" sorulara olumlu cevap aldı.

Nasrullah Camisi'nin yakın tarihte önemli bir rolü olduğunu ve Mehmet Akif Ersoy'un burada verdiği vaazla adeta İstiklal Savaşı'nın özünü, ruhunu ve hedefini ilan ettiğini ifade eden Erdoğan, "Akif'in 'Ey Müslümanlar gözünüzü açınız, ibret alınız' nidası bugün de geçerliliğini korumaktadır. Mehmet Akif, 1920'de verdiği vaazında o güne kadar verdiğimiz kayıplarımızı saydıktan sonra 'Allah korusun, biz böyle bir akibete mahkum olursak, başımızı sokacak bir yer bulamayız.' diyordu. Dünyadaki Müslümanların selametleri, necatları ve istiklalleri için ülkemizi örnek aldığını söyleyen Akif, sanki bugünleri de tarif ediyordu." dedi.

"Türkiye üzerindeki hesapların, dün neyse bugün de aynı olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü Türk aynı Türk'tür, hasımları da aynı hasımlar. Bunun için her fırsatta Rabia'mızı haykırıyoruz. Ne diyoruz? 'Tek millet' diyoruz. Ne diyoruz? 'Tek bayrak' diyoruz. Ne diyoruz? 'Tek vatan' diyoruz. Ne diyoruz? 'Tek devlet' diyoruz. Bunlardan en küçük bir taviz verdiğimizde bizi yerle yeksan etmek için ellerini ovuşturanların bayram edeceğini biliyoruz. Türkiye güçlü olmaya, güçlü kalmaya ve sürekli ileriye gitmeye mecburdur. Yerimizde saydığımız gün, gerilemeye başladığımız gündür. Güçlü olmak için bir olacağı, iri olacağız, diri olacağız, kardeşe olacağız. Hep birlikte burada olduğu gibi Türkiye olacağız."

"Birbirimizi Allah için seveceğiz"

"Birbirimizi Allah için seveceğiz, menfaat için değil, makam için değil, para pul için değil. İşte bu şekilde bu yolda yürüyeceğiz." diyen Erdoğan, AK Parti'nin bunun için var olduğunu söyledi.

Erdoğan, "AK Parti, Türkiye'nin alıcılarını kendi tarihine, kendi medeniyetine ve kendi gücüne ayarladığı için bu kadar saldırı altındadır. Geçtiğimiz 17 yılda bu ülkede neler yaptığımızı biliyorsunuz. Gönül dünyamızı sonuna kadar açarak, gece gündüz çalışarak, ülkemizin tüm imkanlarını harekete geçirerek, Türkiye şemsiyesini büyüttük. Bu şemsiyeyi, hem kendi vatandaşlarımızı hem kalbini ve gözünü bize yöneltmiş kardeşlerimizi, dostlarımızı, mazlumları içine alacak şekilde büyüttük." diye konuştu.

Halka tepeden bakanların aksine milletin iradesinin üzerinde bir irade tanımayarak demokrasiyi ileriye taşıdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Gurur, kibir olmayacak dedik. Çünkü gurur da kibir de Allah'a aittir. Biz neyiz ki? Her alanda potansiyelimize güvenerek, attığımız adımlarla ekonomimizi güçlendirdik. Senaryoları boşa çıkartarak, oyunları bozarak, karanlık planları yırtarak geleceğimizi aydınlattık. Bize işte bunun için düşman oldular." dedi.

Milletle birlikte oldukları, insanlara güven aşıladıkları ve devleti ayağı kaldırdıkları için kendilerine düşman olunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Zalimlere sessiz kalmadığımız, diline, dinine ve rengine bakmadan mazluma sahip çıktığımız, adaletsizlikleri yüzlerine haykırdığımız için bize düşman oldular. Türkiye'yi eskilerin deyimiyle fetret devrinden, şairlerin deyimiyle faslı hazandan çıkarttığımız için bize düşman oldular." ifadelerini kullandı. 


Kastamonu'nun uzun vaadeli içme suyu problemini çözmek için Kırık Barajı'nı inşa ettiklerini belirten Erdoğan, isale hattı ve içme suyu arıtma tesislerinin projelerinin hazırlandığını söyledi.

Yaptıkları sulama tesisleriyle 160 bin dekar tarım arazisini sulamaya açtıklarını dile getiren Erdoğan, yapımı devam eden sulama tesisleriyle 190 bin dekar mümbit araziyi daha sulamaya açacaklarını kaydetti.

Kastamonulu çiftçilere verilen destekleri de açıklayan Erdoğan, "Bay Kemal diyor ya 'çiftçi aç, arazileri ellerinden aldılar.' Bay Kemal bak, resmi rakamı açıklıyorum sana. Kastamonu'da toplam çiftçimize 781 milyon lira tutarında tarımsal destek verdik. 21 bin Kastamonulu iş sahibine 436 milyon lira tutarında teşvik desteği sağladık. Artık şehrin içinde kalan depreme karşı dayanıksız iki adet sanayi sitesini taşıyacağımız 5 bin kişilik istihdam kapasitesine sahip yeni bir sanayi sitesiyle ilgili çalışmalarda da sona yaklaştık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde kenti her alanda daha ileriye götürmek için daha çok çalışacaklarını ve daha çok projeyi hayata geçireceklerini, bunun için 31 Mart seçimlerinin çok önemli olduğunu dile getirdi.

Ana kademe, kadın kolları ve gençlere sandıklara sahip çıkmaya hazır olup olmadıklarını soran Erdoğan, "Sabah sandıkların açılmasından bir saat önce sandık mahalinde olmanız lazım, sandıklara sahip çıkmanız lazım. İrademize sahip çıkacağız, geleceğimize sahip çıkacağız. Bunları başardığımızda Allah'ın izniyle Türkiye'nin de Kastamonu'nun da önünde kimse duramaz." ifadelerini kullandı.

"Vizyonsuz siyasetçileri, kifayetsiz bürokratları kullandılar"

Millet ve devlet olarak bu coğrafyada bin yılda kesintisiz bir mücadele verildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yakın dönemde Türkiye'nin önüne her dönem farklı bir set koyarak gelişmemizi engellemeye çalıştılar. Bunun için yeri geldi tek parti devrinde ve daha sonraki kimi dönemlerde olduğu gibi vizyonsuz siyasetçileri, kifayetsiz bürokratları kullandılar. Yeri geldi sağcı, solcu, laik olan, olmayan, Alevi, Sünni, şu köken bu köken denilerek, milletimiz kendi içinde bölündü, hatta kavgaya tutuşturuldu. Yeri geldi PKK gibi bölücü, yeri geldi FETÖ gibi istismarcı, yeri geldi DEAŞ gibi ne idiği belirsiz proje örgütlerle ülkemiz esir alınmak istendi. Ama bırakmayacağız. Nereye giderlerse gitsinler izlerini sürüyoruz. İşte Cudi'de, işte Gabar'da işte Tendürek'te hatta Kandil'de bunları kovaladık, kovalıyoruz." 
 
"Ekonomi silahını zaten üzerimizden hiç eksik etmediler" 

Türkiye'nin komik bahanelerle uluslararası alanda tecrit edilmeye kalkışıldığını da anlatan Erdoğan, "Ekonomi silahını zaten üzerimizden hiç eksik
etmediler. Ne zaman şöyle bir ayağa kalkmaya çalışsak hemen darbeyle, cuntayla, krizle tepemize bindiler. Tıpkı rahmetli Menderes gibi, tıpkı Özal gibi bizim de 17 yıllık iktidarımız hep bunlarla mücadeleyle geçti. Aştığımız her engelin ardından yenisiyle karşılaştık." diye konuştu. 

İstanbul'da 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam devam etti: 

"4,5 yılın sonunda bunlar kalktılar, 'Erdoğan'ı nasıl indiririz' ve bizi indirip, cezaevine gönderdiler. Bütün bunlarda hayır yok mu, var. Her alanda hayır vardır. Gittik, yattık cezaevinde çıktık, işte AK Parti'yi kurduk ve partimizi kurduk, 16 ayda iktidar olduk tek başımıza. Vesayeti kırdık, karşımıza ihanet çetelerini çıkardılar. İçeride teröristlerin başını ezdik, tehdidi sınırlarımızın dışına taşıdık. Demokrasimizi geliştirdik, millete ve milli iradeye hakaret edenlere dört elle sarıldılar. Ekonomiyi güçlendirdik, kur, faiz saldırılarıyla, algı operasyonlarıyla insanımızı bunalttılar. Velhasıl ülkemizi ve milletimizi hiç rahat bırakmadılar. Onlar bizi sıkıştırdıkça biz millet olarak daha fazla kenetlendik. Onlar bizi sıkıştırdıkça biz devlet olarak daha güçlendik. Onlar bizi sıkıştırdıkça biz ülke olarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı daha da perçinledik."

Sorumluluklarının ve verdikleri mücadelenin öneminin farkında olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaptığımız işin günlük siyasete kurban edilemeyecek kadar hayati olduğunun bilincindeyiz. Bugüne kadar hiçbir meselede Türkiye'yi istedikleri gibi eğip bükemediler. Ne küresel güçler ne de onların içerideki taşeronları bizi kendi ajandalarının bir parçası haline getiremediler. Baktılar kurla faizle diplomasiyle algıyla olmuyor, bu defa ülkemizi soğan, patates, biber, patlıcan, salatalık, sivri biber, bütün bunlar üzerinden ters köşe yapmaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, aldıkları tedbirlerle bu hamleyi de boşa çıkardıklarını ifade ederek şunları kaydetti: 

"Şimdi artık çadırlar kuruldu ve bütün bunlarla beraber adeta tanzim satış yerleri gibi satış yerlerini kurduk. Bir anda fiyatlar yarıya indi, daha da inecek. Çünkü diğer ürünleri de satacağız oralarda. Yani temizlik ürünlerinden tutunuz, diğer neler varsa marketlerde falan onların da belli bir kısmını buralarda da biz satmaya başlayacağız. Niye? Çünkü bunlar terör estirdiler, terör... Dolayısıyla gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz, vereceğiz. Bakalım bundan sonra sırada ne var, hep birlikte yaşayıp, göreceğiz ama ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz."

Bunları söylerken milletin ekonomideki dalgalanmadan dolayı yaşadığı sıkıntıları görmezden gelmediklerine de işaret eden Erdoğan, esnafın, sanayicinin, ticaret erbabının, çiftçinin, çalışanların emeklinin ve milletin her bir ferdinin dertlerini ve taleplerini bildiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların çözümü için finanstan istihdama, vergiden ücretlere kadar her alanda pek çok teşviki, desteği ve kolaylığı planlayıp uyguladıklarını belirterek, "İşte asgari ücrete yaptığımız yüzde 26'lık artış bunun bir ifadesidir. Üretim ve istihdam teşviklerinin kapsamlarının genişletilerek devam ettirilmesi bunun bir ifadesidir." dedi. 
İhracattaki artışa dikkati çeken Erdoğan, bütün bunların emeklerin karşılığının yavaş yavaş alındığına vurgu yaptı. 

BAKMADAN GEÇME!