Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Sincan ilçesinde bulunan Üsteğmen Hasan Şahan Kışlası'nda 'İnsani Yardım Tugayı Mehmetçik ile İftar Programı'nda konuştu.
Erdoğan, "Rabbim askerimizi her türlü kazadan beladan saldırıdan ihanetten muhafaza eylesin. Tarihçiler bizim milletimiz için asker- millet ifadesini kullanır. Gerçekten de milletimizin her bir ferdinin askerliğin gerektirdiği mücadele ruhuna, disipline, fedakarlığa sahip olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Kısa veya uzun dönem askerlik tornasından geçmeyen hiçbir Türk evladı olmaz. Elbette günümüz teknoloji ve şartları askerliğin kritik birimlerinin ve işlerinin profesyonel kadrolar eliyle yürütülmesini gerekli kılıyor. Diğer muvazzaflarla birlikte sözleşmeli ve uzman kadrosundaki Mehmetçiklerimizin ülkemize ve milletimize verdikleri hizmetlerle gurur duyuyoruz. Ordumuz sınır güvenliğinden terörle mücadele harekatlarına, uluslararası bir şunlardan insani yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda sergilediği başarılarla adeta destan yazıyor. 22 sene önce kurulan İnsani Yardım Tugayımızda kendi sorumluluk alanındaki çalışmalarıyla bu destanın önemli bir parçasıdır. Son olarak 6 Şubat depremlerinde sadece 3 saat içinde felaket bölgesine hareket için hazır hale gelen bu Tugayımıza bağlı Doğal Afetler Arama Kurtarma Taburu onlarca canımızı enkazın altından kurtarmıştır" ifadelerini kullandı.
'ASKERİMİZİN ÇALIŞMALARINI İYİ BİLİYORUZ'
Erdoğan, konuşmasının devamında, "Ayrıca bölgedeki askeri birlikler de diğer yerlerden görevlendirilen askeri birliklerimizin de deprem çalışmalarına çok önemli katkısı olmuştur. Her ne kadar birileri fitne çıkarmak için sürekli zırvalayıp dursa da biz askerlerimizi deprem bölgesinde fedakarca yürüttüğü çalışmaları çok iyi biliyoruz. Enkaz kaldırma, yardım ve güvenlik çalışmalarında görev alan komutanından erine kadar tüm askerlerimize şahsım, ailem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle bir kez daha 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye coğrafyasının kendisine sunduğu pek çok güzellik, zenginlik, imkan ve fırsat yanında tabii ve beşeri pek çok tehditle de karşı karşıya olan bir ülkedir. Tabii tehditleri deprem, sel, heyelan, yangın olarak; kimi zaman küçük çaplı kimi zaman 6 Şubat'ta olduğu gibi çok büyük ölüm ve yıkım getiren sonuçları ile yaşıyoruz. Hep söylediğimiz gibi tabiatın kendi işleyişini saygılı bir hayat nizamı kurmazsanız bir gün gelir tabiat hakkı olanı alır götürür. Atalarımız çok güzel söylemiş; 'Dere yatağında akar.' Depreme dayanıksız bina yaparsanız ilk büyük sallantıda yıkılır. Dere yatağına bina inşa ederseniz, ilk büyük yağışta sele kapılır. Ormanları korumazsanız ilk büyük yangında varınızı yoğunuzu kül eder. Yumuşak ve meyilli sırta ev kurarsanız gün gelir toprak onu yutar" diye konuştu.
'YAPTIKLARI ASİMETRİK SALDIRILARDAN DA ASLA GERİ DURMUYORLAR'
Erdoğan, kendisinin Rizeli olduğunu hatırlatarak, "Biz de heyelan çok olur. Öyle olur ki o çay fidanlarıyla birlikte evinizi de alır götürür. Maalesef geçmişin ihmalleri ve eksikleri yüzünden ülkemizde tabii afetlere karşı hassasiyet taşıyan pek çok yerleşim yeri var. Biz bir yandan yeni yapıların bu gerçeklere uygun şekilde inşasını sağlarken diğer yandan da mevcut yapı stokumuzu yenilemenin yollarını arıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla 3 milyon 300 bin aileyi TOKİ konutları ila 1 milyon 200 bin aileyi güvenli ve huzurlu evlere kavuşturduk. Kamu binalarımızı da aynı anlayışla planlı bir şekilde yeniliyoruz. Bir de siyasi ve insani tehditler var ki ülke ve millet olarak bu konuda da ciddi risk altındayız. Ülkemizin 4 bir tarafında siyasi krizler çatışmalar, savaşlar, gerilimler eksik olmuyor. Küresel her krizin ilk etki alanı merkezinde bulunduğumuz coğrafyadır. Milletimizde olan binlerce yıllık hesaplaşmalarını hala bitirememiş kimi toplumlar ve devletler bu toprakların sahibinin Türkiye olduğunu kabullenmek istemiyor. Artık kimsenin Birinci Dünya Savaşı ve milli mücadelede olduğu gibi doğrudan vatanımıza saldırmaya cesaretleri yok ama terör örgütlerini kullanmak gibi siyasi ve sosyal kaos denemeleri gibi ekonomik tuzaklar gibi yöntemlerle yaptıkları asimetrik saldırılardan da asla geri durmuyorlar" dedi.
'NEREDE BİR TERÖRİST VARSA TEPESİNE BİNİYORUZ'
Erdoğan, terörle mücadele konusuna değinerek, "Cumhuriyetimizin ilk asrında bu konuda çok acı tecrübeler yaşadık, çok ağır bedeller ödedik. Neredeyse 40 yıldır ayağımıza dolanan PKK terörü bağrımıza bir hançer gibi saplanmaya çalışılan FETÖ ihaneti ve daha nice sınamaları hep birlikte gördük, görüyoruz. Elbette biz de boş durmuyoruz. Son 20 yılda zirvesine ulaştırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarımız sayesinde artık her alanda kendimize olan güvenimiz artmıştır. Hamdolsun bugün eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerji, her alanda kalkınmasını belli bir seviyeye getirmiş, altyapısını kurmuş bir ülke haline geldik. Geçmişte kendi sınırlarımız içindeki terör saldırıları ile bile baş etmekte zorlanırken bugün güney sınırlarımızda ve daha ötesinde dünyaya parmak ısırtan harekatlar icra ediyoruz. Nerede bir terörist varsa tepesine biniyor, inlerini başlarına geçiriyoruz. Savunma sanayiinde ve ordumuzun eğitimli insan gücünde elde ettiğimiz ilerlemeler sayesinde tehditleri kaynağında yok edecek bir güce kavuştuk. Önümüzdeki günlerde, inşallah bu gücümüzü karada, havada, denizde daha da artıracak çeşitli projelerle milletimizin huzuruna çıkacağız. Geldiğimiz seviye elbette çok önemli ama henüz bizim asıl hedeflerimiz de buluşturacak yerde değiliz. Büyük emekler vererek, kaynaklar ayırarak yürüttüğümüz mücadele bayrağını burçlara dikmeye az kaldı. Dikkatle, özenle kararlılıkla, sürdürdüğümüz savunma sanayii projelerimizi siyasi ve ekonomik gücümüzün tamamlayıcı haline getirme safhasındayız. Bunu da başardığımızda Allah'ın izniyle bu ülkenin ve milletin önünde sadece slogan olarak değil gerçek manada bir Türkiye Yüzyılı başlayacaktır. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak inşallah o günleri de göreceğiz" dedi.