Güncelleme Tarihi:
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin 5.si vesilesiyle İstanbul'a teşrif eden misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Son toplantısını dijital ortamda gerçekleştirdiğimiz zirvelerimizin her birin ufuk açıcı tartışmalarla yürütülmesinden memnuniyet duyuyorum. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok da kadına bakışta kabullerde ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatılmakta, kadından aynı rolü benimsemesi ve oynaması beklenmektedir.
Her türlü kültürel davranış bir anda kendini küresel bir lince tabi tutulurken burada görülmektedir. Gelişmiş ülkelerin dışarıya verdiği imajın tersine kadına yönelik şiddet konularında hala ciddi sorunlar yaşadığını biliyoruz. Bugünkü toplantımızı çağdaşlık kisvesi altına saklananları da kapsayan önemli bir adım olarak görüyorum. Zirvede bu hususta geleceğe ışık tutacak sonuçların çıkacağı anlaşılıyor. Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısında feragat etmiş demektir. Bu da hem fıtrata hem de inancımıza aykırı bir davranıştır. Biz kadının içinde yer almadığı hiçbir alanda insanlığın hayrına neticeler elde etmenin mümkün olmadığına inanıyoruz.
Eksiklikleri, aksaklıkları düzelterek bugüne kadar devrim niteliğinde değişimleri nasıl kadınlarımızın hanesine yazdırdıysak bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Kültürümüzün, yaratılmışların en şereflisi olan insan vasfımızın gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza sürdürmekte kararlıyız.
Elde ettiğimiz en olumlu başarılardan biri de kadınlarımız hak ve özgürlüklerini genişletmek konusunda elde ettiğimiz yeniliklerdir. Asıl büyük değişimi zihinlerde yaşadığımızı düşünüyorum. Anayasamızın 10. maddesine kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir, devlet bu eşitliğin yasama geçmesiyle hükümlüdür maddesiyle başladık. Kadına yönelik şiddetle en etkin şekilde mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden milletimize vermiştik. 2005 yılında hukuki düzenlemeleri hayata geçirdik. Aile içi ve kadına karşı şiddete verilen cezaları artırarak, cinsiyet farkı nedeniyle düşük ücret uygulanamayacağı gibi çok önemli adımlar attık. Çalışan kadınların haklarını genişleterek etki sahasını yaygınlaştırdık. Gebelikten itibaren anneleri koruyan, maddi olarak destekleyen uygulamalar başlattık.
Son yargı paketiyle eşe karşı işlenmiş suçları cezaları boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişlettik. İçinde bulunduğumuz 2021-2025 eylem planı kadınlarımızı fiziksel şiddetin yanında onurlarına yönelik saldırılardan da korumayı amaçlamaktadır. Bugüne kadar 1 milyon kişiye hizmet verdik. Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES) kadınların maruz kaldığı şiddete süratle müdahale edilmesini sağlayan etkin bir sistem haline geldi. Elektronik kelepçe de kadınlarımızı korumaya hizmet veriyor. Aile içi meselelerinin hakimlerce çözümünü temin ettik. Kız çocuklarımızın her seviyede eğitim-öğretime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırdık. Okullaşma oranlarında kızlarımız lehinde çok önemli gelişmeler kaydettik.
"ÜLKEMİZİN BİR DÖNEMİNİN KARA LEKESİ OLARAK TARİHE GEÇTİ"
Tarihimizde ilk defa kadın istihdamı toplam istihdamın 3'te 1'ine yaklaşmıştır. Siyasetteki kadın oranları da cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Ülkemizde bir dönem çok ağır şekilde varlığını gösteren düşmanlığın en büyük mağdurlarının başında kadınlarımız geliyordu. Çalışmalarına izin verilmeyen kadınlarımıza bu zulümlerin, çağdaşlık adına yapılması da bir başka garabetti. Ne işi var okulda? Kadına reva görülen bu değil miydi, ülkemizde maalesef yıllarca bunu yaşadık. Liselerin kapılarından bile alınmayan, ziyaret için bile gittiği bazı kamu kuruluşlarına alınmayan kadınlarımızın verdiği mücadelenin şahidiyiz. Başındaki örtüsü nedeniyle haksızlığa uğrayan kadınlarımızın yaşadığı trajedi ülkemizin bir döneminin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir.
"VERELİM EL ELE, BU İŞİ BİTİRELİM"
Bugün hayatın hiçbir alanında kadınlarımız böyle zulme maruz kalmıyor, bu tür adaletsizliklere uğramıyor. Başörtünün düşmanı olan, üniversitelerde ikna odalarını kuranların kim olduklarını bilmiyor muyuz? Şimdi bunlar geldi, başörtüsü sorununu çözelim diyorlar. Haydi bakalım, bu seçimde kaç tane başörtülü aday çıkaracaksın? Bunu söyledim ya, başörtülü milletvekili adayı koyar. Bunlarda da olsun, İP'te de olsun. Bütün bu oyunlar bozuldu, artık çark dönmeye başladı. E biz gel anayasa yapalım diyoruz, herhangi bir ayrıma gitmeden hak ve özgürlükler konusunda bütün kadınlarımız anayasa teminatı altında bu süreci yaşasınlar. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, şu anda gerek yok, seçimden sonra bunu çalışalım dediler. Sen gece yarısı dedin, biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten. Verelim el ele, bu işi bitirelim. Bir daha da gündeme gelmesin, neden kaçak güreşiyorsunuz?
Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek bu özgürlük iklimini ülkemize kazandırırken, partimizi kapatma tehdidi dahil nelerle karşılaştığımı millet çok iyi biliyor. Devletin tüm kurumlarında başörtülü kardeşlerimiz, hakimlerimiz, polisimiz, askerimiz, valimiz var mı? Bütün bunlar var. Yaptık da ne oldu? Türkiye yıkıldı mı? Tam aksine çok daha huzurluyuz, rahatız. Başörtülü profesörlerimiz var mı, var. Demek ki bak yapınca oluyormuş. Türkiye yıkılmadı, yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyecektir. Son tartışma vesilesiyle bir kez daha gördük ki ülkemizde kökünün kuruduğunu umduğumuz zihniyet hala pusuda beklemekte.
REFERANDUM ÇAĞRISI
Referanduma gidelim çünkü millet en iyisini söyler, gidelim millete. Teklifimiz üzerinde uzlaşma sağlanabilirse bundan kadınlarımız çok kârlı çıkacaktır. Uzlaşma sağlanamaması halinde bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız. Köklü bir çözümü anayasamıza kazandırmayı ümit ediyoruz. Türkiye Yüzyılı programımızla vatandaşlarımızın tamamıyla birlikte, kadınlarımızın tüm meselelerini çözerek ülkemizi çok daha ileri taşımakta kararlıyız. 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin ülkemize ve kadınlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.