Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapımı tamamlanan 140 projenin açılışını gerçekleştirmek için beraberinde bakanlarla birlikte Diyarbakır'a geldi. Havalimanında büyük bir kalabalık tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanına ilerlerken zaman zaman bulunduğu otobüsten yol kenarında kendisini bekleyen vatandaşlarla selamlaştı.
İstasyon Meydanı’nda miting alanında platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
Bu ne muhteşem bir ilgi. Bu güne kadar Diyarbakır’ı ben böyle görmemiştim. Bugün Diyarbakır bir başka güzel. Ne güzel pankartlar açılmış. Bir pankartta, ‘Reis paradan 6 sıfırı sen attın 2023’de 6 sıfırı da biz atacağız’ yazıyor. Diyarbakır’ı özlemişiz. Sizlerin coşkusundan anladığım kadarıyla Diyarbakır’da bizi özlemiş.
KUSURU TESPİT EDİLEN OLURSA HER TÜRLÜ İŞLEMİ YAPACAĞIZ
Aslında 15 Ekim'de sizlerle birlikte olacaktık, Toplu açılış törenindeki kucaklaşmamızın ardından Sur Kültür Yolu Festivali’ne katılacak. Oradaki güzel manzarayı yakından takip edecektik ancak Bartın’ın Amasra ilçesinde bir kömür madenimizde yaşanan elim kaza sebebiyle programımızı ertelemek zorunda kaldık. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza şifalar diliyorum. Bütün şehitlerin aileleri bize bir emanettir. O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbirinin mağduriyetine izin vermeyeceğiz. Başlatılan araştırma ve incelemelerin ardından olayda kusuru olanlar tespit edilirse onlarla ilgili de her türlü işlemi yapacağız.
Bir pankart daha var: ‘Diyarbakır etrafında Bağlar var. 6'lı masa size buradan mesaj var. Sahiplerinize fırsat vermeyeceğiz. Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz’... Biz yıllardır ne diyoruz; Biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Abhaza’sıyla ne diyoruz; Yaradılanı yaradan da ötürü severiz. Ayrım yok, öyleyse hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. Bizi bölenlere de fırsat vermeyeceğiz.
Bir dönem kucaklaşmamızı engellemek için her yolu denediler. Ama bilmiyorlardı ki kalpten kalbe giden görülmeyen yollar vardır. Biz gerekirse serden, yardan, candan geçeriz ama Diyarbakırlı kardeşlerimizle gönül birlikteliğimizden vazgeçmeyiz dedik ve yolumuzdan dönmedik.
DİYARBAKIR ANNELERİ'Nİ BATI'NIN ŞEMPANZELERİNE BIRAKMADIK
Diyarbakır’ın sembolü olduğu koskoca bir coğrafyayı ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. Avrupa’dan, Amerika’dan beslenen zehirli köklerini coğrafyamıza bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Diyarbakır annelerini batının şempanzelerine bırakmadık. Nerede bu Batı'nın insan hakları savunucuları? Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri'ni gelip ziyaret ettiler mi? Gördüler mi? Niye? Onların insan hakları savunuculuğu ile alakası yok. Onlar sadece sahne artistidir. Benim Diyarbakır Annesi kardeşlerim bunlara prim vermediler, dik durdular, eğilmediler ve peyderpey evlatları dönüp geldi. Milletimizle aramıza fitne sokmak için her yolu deneyenlerin, her yolu istismar edenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık.
5 MİLYAR 125 MİLYON TUTARINDA 140 KALEM ESERİ AÇIYORUZ
İşte bugün burada bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerimizle kucaklıyoruz. Bu coşku, bu heyecan, çok çok farklı. Sadece bununla kalmıyoruz. Şehrimize kazandırdığımız yatırım bedeli 5 milyar 125 milyon lirayı geçen 140 eseri bugün buradan açıyoruz. Sur Kültür Yolu Festivali’nin tüm programlarıyla çok hareketli, coşkulu heyecanlı geçtiğini Diyarbakır’a yakışır görüntülerle tamamlandığını biliyorum.
Diyarbakır’ın rengi başarı ile tamamlanan Sur Kültür Yolu Festivali’dir. Diyarbakır’ın rengi baskı, zulüm, acı değildir. Bugün yenilerinin açılışlarını yaptığımız üreten, istihdam eden fabrikalardır. Diyarbakır’ın rengi PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir. Bugün sizlerle birlikte sergilediğimiz işte bu kardeşliktir. Muhabbettir, birlikte beraberliktir. Diyarbakır’ın rengi bu şehrin halkını neredeyse zincirli kölesi gibi gören terör ve siyaset baronları değildir. Kökenine inancına, kültürüne medeniyetin sahip çıkan asil insanlardır.
Mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de isimleri zikredilen Hazreti Elyasa ve Hazreti Zülküf peygamberler ile nice nebilerin, nice gönül sultanlarını şehri Diyarbakır’ı köklerinden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Ey Diyarbakır, gel her güzelliği içinde barındıran rengine birlikte sahip çıkalım, gel binlerce yıllık geçmişindeki zenginliklere beraberce sahip çıkalım. Gel ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim, gel insanlık tarihi kadar eski olan bu bölgenin kadim şehirleri, Şam’ın, Bağdat’ın, Kudüs’ün boynu bükülürken ülkenin diğer 80 vilayetiyle beraber senin de yıldızını yükseltelim. Çünkü sen bu ülkenin, bu milletin göz bebeğisin. Çünkü sen koskoca bir medeniyetin sembol şehrisin. Çünkü sen büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin en önemli lokomotiflerinden birisin. Çünkü sen Cumhuriyetin Diyarbakır’ı, Osmanlı’nın Diyarbekir’i, Selçuklu’nun Amid’isin. Çünkü sen Dicle’nin en nazlı kuzusu, Mezopotamya’nın en kıymetli hazinesisin. İşte bunun için diyoruz ki, Ahmed-i Hani de, Ahmed-i Cezeri de, Fakiye Teyran da Diyarbakır’ındır. Ali Emiri de, Ziya Gökalp de, Süleyman Nazif de, Cahit Sıtkı Tarancı da, Sezai Karakoç da Diyarbakır’ındır. Ecdadın emaneti, her bir değeriyle Diyarbakır’ı gönülden seviyoruz.
1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır’a göz diken iflah olmaz. Göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa, Şu Dicle Nehri’nin dili olsa da konuşsa, şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa, şu Diyarbakır sokaklarının dili olsa da konuşşa. Konuşsa da bir yandan mirasçısı olduğumuz medeniyetin ihtişamını anlatsa. Daha düne kadar bu coğrafyanın tarihiyle, kültürüyle sanatıyla sanayisiyle, ticaretiyle, en önemlisi insanıyla en seçkin şehri olan Diyarbakır’ın kolunu kanadını kıranların ihanetini anlatsa. Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin, nasıl emperyalistlerin kucağından hiç inmediğini anlatsa. Her nutuklarını hak, hukuk, özgürlük lafıyla bitirenlerin nasıl baskının, zulmün, kan emiciliğin dibine vurduklarını anlatsa. Sürekli Kürt lafı ederek, Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının kanı ve canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa.
KÜRT DEĞİL AMA KÜRT KARDEŞLERİMİ SÖMÜRÜYOR
Kardeşlerim bunların adı Kürt, kendileri Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapan bunlardır. Kandil’e benim Kürt kardeşlerimin çocuklarını kaçıranlar bunlar değil mi? Onlara oralarda zulüm edenler bunlar değil mi? Her türlü tacizi yapan bunlar değil mi? Öyleyse işte 7 ay var. 7 ay sonra yapılacak seçimlerde bunlara bütün bunların hesabını sormaya var mıyız?
Yasın Börü evladımızı Diyarbakır caddelerinde şehit eden alçaklar bunlar değil mi? İ Bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah’ın izniyle soracaklar. Bugün bir kez daha görüyorum ki her gecenin bir sabahı olduğu gibi Diyarbakır’ın yaşadığı karanlık günler de geride kaldı.
Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak. Şu anda bir eş başkanları var. Kürt mü? O da değil. O da Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunların oyununa gelmeyeceğiz. Bunların hesabını ben inanıyorum ki benim Diyarbakırlı kardeşlerim soracaklar.
SON KAMPANYAMIZLA DİYARBAKIR'A 5570 KONUT, 450 SANAYİ SİTESİ VE 30 BİN KONUTLUK ARSA DAHA KAZANDIRACAĞIZ
Diyarbakır alt yapısıyla, ekonomisiyle, kültürüyle, sanatıyla yüzünü geleceğe dönmüş. Güven ve huzur içinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir. Allah bir daha bu ülkeye de, Diyarbakır’a da o kötü o acı o kanlı günleri göstermesin. Hamdolsun artık Diyarbakır huzurun şehridir. Sizlerin burada güvenle yaşayabilmeniz için sadece Diyarbakır’ın huzurlu olması yetmez. Irak’ıyla, Suriye’siyle tüm bölgenin huzurlu olması gerekiyor. Biz ülkemizi doğu sınırlarından güney sınırlarına, batı sınırlarından kuzey sınırların ve ötesindeki etki coğrafyalarımıza kadar dört bir yanıyla bir huzur adası yapmak için çalışıyoruz. Allah’ın izniyle bunu gerçekleştirmemize ne terör örgütleri, ne de onların iplerini ellerinde tutan emperyalist zorbalar engel olamayacak.
Türkiye’yi büyütüyoruz derken güvenliğiyle, huzuruyla refahıyla işiyle, aşıyla, küresel krizler karşısındaki direnciyle, vizyonuyla ve her şeyiyle büyütüyoruz. Büyüyen Türkiye’nin her bir ferdi de tıpkı sizler gibi bu güzel iklimde geleceğine güvenle bakma imkanına kavuşuyor. Biz bugüne kadar Diyarbakır’a yaptığımız 57 milyar liralık kamu yatırımıyla her alanda geliştirmenin gayreti içerisinde olduk. Biz Diyarbakır’ı bir kenarda bırakmadık. Batıya ne yaptıysak, doğuya, güneydoğuya da onu yaptık. Ayrımcılığa asla girmedik. Burada Kürt kardeşlerim var demedik. Eğitimde tüm mahallelerimizi okullarla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimizin kadrolarını açtık. İnşallah inşası süren Kayapınar Şehir Hastanemizi ihalesini de hızla yenileyerek sizlerin hizmetine sunacağız.
Sporda ülkemizin en modern statlarından birini Diyarbakır’a kazandırdık. Şehircilikte inşa ettiğimiz 20 binin üzerinde toplu konutla pek çok ilçemizi adeta yeni baştan inşa ettik. Şimdi son kampanyamızda Diyarbakır’a 5 bin 570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Kura neticesinde arsaları kim kazanırsa onlar alacak. Eski stadın yerine millet bahçesi yapıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Ulaştırmada 44 kilometrelik bölünmüş yol uzunluğunu 456 kilometreye çıkardık. Bugün ki açılışımızda çevre yolunu da hizmete alıyoruz.
Havalimanımızı yaptığımız terminal binasıyla, modern bir çehreye kavuşturduk. Yeni uçuş hatlarıyla hava limanımızı daha güçlendirmenin hazırlığını yapıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız barajlara içme suyu tesislerine ilave olarak GAP’ın en önemli projesi, Silvan Barajı, tünelleri ve sulamalarını da Diyarbakır’a kazandırıyoruz. Silvan barajı yakında su tutmaya başlıyor. Babakaya Tüneli'nin inşası sürüyor. Silvan Tüneli'nde ihale yenilemesi sebebiyle yavaşlayan çalışmalar birkaç hafta içinde tam gaz yeniden başlıyor. Diyarbakır topraklarının verimine verim katacak bu projeyi size söz verdiğimiz şekilde süratle bitireceğiz.
Organize sanayi bölgelerimiz kabına sığmıyor. Yenileri sırada bekliyor. Doğalgaz hattını henüz bu imkana kavuşamamış ilçelerimize doğru genişletiyoruz. Gece gündüz sizin için çalıştık çalışıyoruz. Durmak yok yola devam. Bugün burada resmi açılışını yapacağımız eser ve hizmetleri de Diyarbakır’ın geleceğine tutulmuş yeni ışıklar olarak görüyoruz. Açılışını yapacağımız eserlerden biri şehrin trafiğinde çok önemli bir rahatlama sağlayacak olan Diyarbakır Güneybatı çevreyolu. Uzunluğu 30 kilometreye yaklaşan yatırım bedeli 1 milyar lirayı aşan bu yol, üzerindeki 3 köprüsü ve köprülü kavşağıyla Şanlıurfa istikametinden Mardin istikametine olan trafiğin yükünü şehir içinden alacaktır. Hem sizlere hem bu yolu kullanarak transit geçiş yapacak tüm araçlara hızlı, konforlu güvenli ekonomik bir ulaşım sağlayacak. TOKİ çalışmalarında bir yandan 500 bin konutu bir milyon arsayı 50 bin iş yerini kapsayan yeni kampanyamızı başlatırken diğer yandan da mevcut projelerini hızla tamamlıyoruz. Bugün burada Yenişehir’de 550 konutluk 277 konut ve 635 konutluk 3 ayrı etabın, Sur’da 78 konut ve 3 iş yeri ile daha önce tamamlanan parsellerin çevre düzenlemelerini, ayrıca Bağlar Millet Bahçesi’nin açılışını yapıyoruz. Diğer kurumlarımız tarafından sur bölgesinde yapılan çok sayıda düzenleme çalışmasının resmi açılışını buradan gerçekleştiriyoruz. Tarım, Sağlık, milli eğitim bakanlıklarımızla ile valiliğimizin şehrimize kazandırdığı çok sayıda eseri de resmen hizmete açıyoruz.
DİYARBAKIR CEZAEVİ MÜZE OLUYOR
Bugün buraya müjdeyle geliyorum. Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Adalet Bakanlığımız cezaevini tamamen boşalttı. Bugün itibariyle cezaevi Adalet Bakanlığı’mızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı’mıza devredilmiştir. Kültür ve turizm Bakanlığımız eski cezaevinin restorasyonu için gereken projeleri hazırladı. Geçmişte nice acılara zulümlere, kötü hatıralara konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme mekanı olarak hizmet verecektir. İçinde müzeden kütüphaneye, kültür ve sanat birimlerine kadar pek çok bölümün yer alacağı bu eser şimdiden Diyarbakır’ımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu acının yaygınlaştığı bu cezaevi ortadan kalkıyor.
Diyarbakır’ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Tek sermayesi sizlerin acısını istismar etmek olanlar Diyarbakır’ın bu birlik ve beraberlik görüntüsü karşısında adeta kahroluyorlar. Rahatsızlarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmamızdır. Son Diyarbakır ziyaretimde sizlerle hasbihal ederken PKK ve HDP zihniyetinin elindeki programa göre aile yapımızı ortadan kaldırma, malınızı, mülkünüzü elinizden alma hesabı içinde olduğunu söylemiştim. Bu sözlerimi birileri o kadar da değil diyerek kendi aklınca istihza ile karşılamıştı. İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz.
Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin adınızı ve iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı sadece 50 bin Kürt vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir. Bu fitne yuvası aynı zamanda toplumumuzun manevi temellerini hedef alan tüm sapkınların en başta aktörü durumundadır. CHP kurduğu altılı masaya çantada keklik gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş. Masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip İstanbul’da adı sanı bilinmeyen bir grup marjinal partiyle güya ittifak kurmuşlar. İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerini ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına milletine değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak ilgisi yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a Diyarbakır Cezaevi'nin temsili anahtarını teslim etti. Böylece Cezaevi Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildi.
Ne diyor Şair; beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür ona bakın siz. Evet kimin kiminle yürüdüğünü hep beraber görüyoruz. Bunun için biz hep yaptığımız gibi tercihimizi haktan hakikatten adaletten yana yaparak yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizin önündeki taşları dikenleri tuzakları temizlemeye milletimizin birliğini ve beraberliğini güçlendirmeye yönelik reformları kararlılıkla sürdürüyoruz. Diyarbakır başta olmak üzere ülkemizin her karış toprağına hakim kıldığımız huzur ve güven iklimin kalkınma, üretim istihdam azminin önüne kimsenin çıkmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin demokratik ve ekonomik sorunlarını nasıl biz çözdüysek bundan sonraki her meselesini de yine biz çözeceğiz. Diyarbakır bizimle olduğu müddetçe Allah’ın izniyle önümüzde duracak güç, bizi engelleyecek kimse tanımıyoruz.