Güncelleme Tarihi:
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından önemli satırbaşları:
Demokrasi ve kalkınma devrimlerinin gerisinde hep önce insan anlayışı vardır. İktisadi kalkınmanın bir ayağı fiziki altyapı ve hizmet unsurları ise diğer ayağı da yetişmiş insan kaynağıdır. Bu ikisi bir araya gelmeden kalkınma gerçekleşmez. Dolayısıyla, Türkiye’nin kalkınmasını, sadece yollarda, köprülerde, barajlarda, tünellerde, binalarda aramak eksik bir yaklaşımdır. Asıl büyük kalkınma atılımını; eğitimiyle-öğretimiyle, sağlığıyla, sporuyla, sosyal destekleriyle ve diğer tüm unsurlarıyla insan kaynağımızı geliştirmede gösterdik.
Vesayet dediğimiz anlayış, insanlarımızın çoğunluğunu sadece karar alma ve yönetim mekanizmalarından değil, aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerden de mahrum bırakmanın adıdır. Milletimizin kahir ekseriyeti uzunca bir süre; eğitim-öğretim hizmetine ulaşamayarak fırsat eşitliği, sağlık hizmetine ulaşamayarak yaşama hakkı, temel altyapı hizmetine ulaşamayarak kaliteli hayat sürme, sosyal desteklere ulaşamayarak sosyal devlet güvencesine kavuşma velhasıl insan olmanın gerektirdiği pek çok imkândan faydalanamamıştır.
BARTIN'DA YARALILARA ANINDA MÜDAHALE EDİLDİ
Sağlık hizmetlerini ilk nefesten son nefese kadar hayatın her alanını kapsayacak şekilde gelişmiş ülkelerin bile çok üzerinde standartlarda veriyoruz. Şu anda bu noktada hocalarımız çok çok başarılı operasyonlar gerçekleştiriyorlar. İşte en son malum Bartın’daki Amasra olayında 41 şehidimiz var. Ancak bu 41 şehidimizin dışında bütün oradaki yaralılarımıza anında müdahale ile onları sağlıklarına kavuşturmak, 6 tane de ağır olan ki bir tanesinin şuuru açıktı; hastanede ziyaret ettim. Diğer 5 tanesinin durumu biraz sıkıntılı. Ve belediye başkanlığım döneminde İstanbul’da yanık için bir hastane veya hastanede böyle bir bölüm yoktu. Bir tane vardı. Orayı gezdim. Gezdiğimde maalesef paslı küvetler vardı; ama biz şimdi bunları aştık. Şu anda bizim şehir hastanelerimizde böyle bir sıkıntı yok ve İstanbul’daki Çam Sakura Hastanemizde tedavi gören bu yanık durumları ağır olan bu hastalarımız şu anda Türkiye’de adeta bir numara konumunda olan profesörlerimiz tarafından tedavileri yapılıyor. Estetikte şu anda yine aramızda olan hocalarımız Türkiye’de çok çok ciddi operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Nereden nereye geldiğimizi söyleme bakımından bunlar çok önemli.
TÜRKİYE DE ARTIK GELİŞMİŞ ÜLKELER İÇERİSİNDE
Terörle mücadeleden sınır emniyetine ve asayişe kadar tüm alanlarda huzuru tesis ederek insanların gece gündüz güven içinde hayatlarını sürdürebilmelerini sağladık. Hatırlayın; Güneydoğu’da belli saatten sonra dışarı çıkmak mümkün değildi ama şimdi gece saat 12’ye 00:01’e kadar vatandaşlarımız dışarıda bütün kafelerde, restoranlarda geziyorlar. Böyle bir durumları var. Buralara geldik. Bu durumları gördük. Bunlar durup dururken olmadı. Büyük bir azmin, kararlılığın neticesinde bunu gerçekleştirdik. Ülkenin 4 bir yanında eğer bu huzur varsa, konfor varsa, güvenli ulaşımı temin eden uçak seferleri başladıysa ki göreve geldiğimiz Türkiye’de 26 havalimanımız vardı. Şimdi 58 havalimanına ulaştık. Türkiye’nin 4 bir yanında havalimanına indikten sonra yarım saat bilemediniz 45 dakikada evinize ulaşabiliyorsunuz. Göreve gelirken Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak demiştim ve bunu başardık. Artık geri kalmış ülkeler silsilesi içerisinde değil, az gelişmiş de değil; Türkiye de artık gelişmiş ülkeler programı içerisinde yerini aldı.
ÜLKEMİZDE KAMU; İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE DE LOKOMOTİFTİR
Türkiye dijitalleşme sürecinde 900’den fazla kurum, 6 bin 800’den fazla hizmetiyle, 61 milyon kullanıcı sayısına ulaşan e-Devlet kapısı uygulamasıyla dünyada ilk sıralara yerleşti. Her alanda cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5’e, 10’a katlayan benzer atılımları saymak mümkündür. Gelişen, büyüyen, modernleşen Türkiye’de diğer alanlar gibi özel sektörü ve kamu kesimiyle çalışma hayatı da büyük değişime uğramıştır. Kamu personel rejiminin hükümetlerimiz döneminde değiştirmekte en çok zorlandığımız, halen de istediğimiz seviyeye getiremediğimiz alan olduğunu itiraf etmek isterim. Ülkemizde kamu; diğer hususlarda olduğu gibi insan kaynakları yönetiminde de lokomotiftir, moderndir, belirleyici role sahiptir. Bu anlayışla yeni yönetim sistemimizi tasarlarken 'doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir İnsan Kaynakları Ofisi kuralım’ dedik ve kurduk. Amacımız bu yapının öncülüğünde hem kamunun hem de genel olarak ülkenin insan kaynağı projeksiyonunu ve yönlendirmesini yapmaktır. Birleşmiş Milletler kalkınma hedefleri ile de uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızda fırsat eşitliği, şeffaflık, hesap verilebilirlik, yenilikçilik ve liyakat gibi değerleri esas alan bir insan kaynağı kültürü oluşturmanın peşindeyiz. Şu anda bunu kovalıyoruz. İnsan Kaynakları Ofisimiz tarafından bu amaçla geliştirilerek, uygulamaya konulan sistemlerin tamamı da yerli ve milli olarak hazırlanmıştır.
ÜNİVERSİTELERİMİZİ SEÇKİNCİ BAKIŞ AÇISIYLA BELLİ ZÜMRELERİN ERİŞTİĞİ BİR ALAN OLMAKTAN ÇIKARDIK
Ülkemizdeki üniversite sayısını 81 ilimizin tamamına yayarak arttırırken bize gelen eleştiriler vardı. Iğdır'dan oradaki bir gencimiz üniversiteye gidecekse ta İstanbul'a veya Ankara'ya neden gelsin. Biz dedik ki 'hocalarımızı oradaki üniversiteye gönderelim, Muş’a gönderelim, Ağrı’ya gönderelim.' Ve oradaki üniversitelerimizi yaptık. Şimdi ne oluyor; hocalarımız o üniversitelere gidip orada ders veriyor ve oradaki gencimiz Ankara, İzmir, İstanbul buralara gelme meşakkatini çekmiyor. Yani biz ilmi tahsil etmek için artık hocalarımızı seferber ettik. Sağ olsun hocalarımız oralarda bu dersleri vermek suretiyle gençliğimiz çok daha özgüvenle yetişme sürecine başladı. 76’dan 208’e çıktı, şu anda 208 üniversitemiz var. Ve bütün bu üniversitelerle birlikte oralarda ister istemez anaokulundan ilk, orta öğretime kadar hepsini de güçlendirerek ayrı bir statüyü yerleştirmiş olduk. İlmin adeta ulaşamadığı yer bırakmadık. Bunların en çok dile getirilenlerinden biri de bazı üniversitelerimizde boş kalan kontenjanlardı. Gerçi yapılan son düzenleme ile bu sorun da önemli ölçüde çözüldü. Bu sene böyle bir sorun olmadı.
Üniversite sayısını artırma sebeplerinden biri geçmişte en büyük sıkıntı kaynağı olan yükseköğretime ulaşılabilirlik sorununu çözmekti. Hamdolsun bu amacımıza ulaşarak, yükseköğretimde sadece ulaşılabilirliği değil fırsat eşitliğini de temin ettik. Böylece üniversitelerimizi seçkinci bir bakış açısıyla belli zümrelerin, belli gelir seviyesinde insanların eriştiği bir alan olmaktan çıkardık. Bugün artık ortaöğretimden mezun olan her öğrencimize yetecek seviyede üniversite kontenjanına sahibiz. Şimdi tüm dikkatimizi ve kaynaklarımızı eğitimin kalitesinin yükseltilmesine, üniversitelerden mezun olan gençlerimizin istihdam alanlarının çoğaltılmasına veriyoruz. Öncelikle üniversiteye hazırlanan evlatlarımızın doğru bölüm ve meslek tercihi yapabilmelerini temin için 40 bini aşkın rehber öğretmenimizle danışman bilgi sistemi üzerinden işbirliği yapıyoruz. Ayrıca üniversitelerimizin mezun iş gücüne katılım performanslarını düzenli olarak ölçen bir sistem kurduk. Yapılan ölçümlere göre hazırlanan raporlar hem üniversitelere hem de rehber öğretmenlere gönderilerek ilgili tüm tarafların gerçek fotoğrafı görmesini sağlıyoruz.
TÜRKİYE ARTIK CAZİBE MERKEZİ
Tüm üniversitelerde faaliyete geçen kariyer merkezleri, gençlerimiz ile reel sektör arasında köprü görevi görüyor. Reel sektörün talebiyle gençlerimizin kariyer hayallerini buluşturmaya yönelik 'Yetenek Kapısı' hizmetini devreye aldık. Hala hazırda 1,2 milyonu aşkın öğrenci ve mezun ile 8 bini aşkın işveren ve kariyer danışmanı yetenek kapısı üzerinden ücretsiz bir şekilde bir araya gelebilmektedir.
Öğrencilerimizin yaşadığı bir diğer önemli sorunu, ulusal staj programını adil ve verimli bir şekilde çözüme kavuşturduk; kişisel bilgilerin gizli tutulduğu yetenek havuzu kurumlarımızın stajyer öğrenci temininde giderek daha çok rağbet gösterdiği bir diğer önemli programımızdır. Böylece herhangi bir aracıya ve onun getirdiği şüpheye mahal bırakmadan stajyer insan kaynağı arzı ile talebini buluşturma imkanı elde ettik. Bu sistemde herkesin referansı; kendi kabiliyeti, birikimi ve vizyonudur. Son 2 yılda 160 bini aşkın gencimiz ücreti ve sigortası devlet tarafından karşılanan bu program üzerinden kamu kurumlarında staj yapma imkanı bulmuştur. Programın OECD tarafından örnek uygulama olarak gösterilmiş olması doğru istikamette gidildiğinin işaretidir.
Bugüne kadar 23 ayrı yerde 400 bini aşkın kayıtlı genci 5 binden fazla işverenle bir araya getiren bölgesel kariyer fuarları da bir diğer önemli çalışmadır. Yurt dışında eğitim gören Türk vatandaşı veya mavi kart sahibi yetenekleri kazanmaya yönelik uluslararası kariyer fuarlarımızı da 10 ayrı ülkede gerçekleştirdik. Türkiye artık iyi eğitimli evlatlarının kariyer için yurtdışına gittiği değil yurtdışında eğitim gören evlatlarını kendine çeken bir cazibe merkezi olmuştur. Hatta diğer ülke vatandaşlarından yetenekler de küresel marka haline gelen şirketlerimizde çalışmak üzere Türkiye’ye yönelmektedir. Dikkat ederseniz binlerce Türk vatandaşı istihdam etmek için çağrı açan yabancı şirketler mevcuttur. Bu noktaya geldik. Birkaç başvuru ile yetinmek zorunda kalıyordu birileri. Çünkü kendisini iyi yetiştirmiş bir gencimiz için ülkemizde çalışmak yurt dışında çalışmaktan çok daha caziptir.
BİRİLERİNİN YALAN, YANLIŞ, ÇARPITMA ÜZERİNE KURULU KARALAMA KAMPANYALARINA LÜTFEN HİÇ KİMSE ALDIRMASIN
İnsan kaynakları alanında yaptığımız düzenlemeler, kurduğumuz sistemler ve hayata geçirdiğimiz uygulamalar, liyakat ve eşitlik temelinde her gencin önündeki tüm kapıları açmaktadır. Birilerinin yalan, yanlış, çarpıtma üzerine kurulu karalama kampanyalarına lütfen hiç kimse aldırmasın. Şu veya bu sebeple yapılmış istinai bir uygulamayı genelleştirmeye kalkanlar aslında kendi kifayetsizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Ülkemizin en gözde, en itibarlı kurumlarının insan kaynağı yapısını bilenler bir bardak suda kopartılmaya çalışılan fırtınaların ne kadar anlamsız olduğunu zaten görmektedir. Gençlerimizden bu tür hezeyanlara asla itibar etmeden, kendilerine sunduğumuz fırsatları en güzel şekilde değerlendirerek tüm enerjilerini ve yeteneklerini aydınlık geleceklerinin inşası için kullanmalarını istiyorum.
Kamunun personel alımları konusunda e-devlete entegre Kariyer Kapısı platformunu geçtiğimiz yıl hizmete sunmuştuk. Başvurudan yerleştirmeye kadar tüm süreçlerin dijital ortamda yürüdüğü bu sistemin etkinliği giderek artmaktadır. Platforma bugüne kadar 100’ü aşkın kamu kurumu entegre olmuş, 3 milyon başvuru yapılmış, açılan 2 bin 130 pozisyon ile ilgili işlemler başarıyla yürütülmüştü. Ayrıca kamudaki görevde yükselme ve terfi işlemleri de kariyer kapısı üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Kamu çalışanlarının gelişimi de üzerinde önemle durduğumuz bir diğer husustur. Merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarındaki tüm kamu görevlilerinin zaman ve mekan bağımlılığı olmadan dijital platformlar üzerinde eğitim almasını sağlayacak bir sistemi bu arada hayata geçirdik. Uzaktan Eğitim Kapısı dediğimiz bu hizmetten binin üzerinde kurumumuza ve 659 yerel yönetimimize bağlı 3 milyon 800 bini aşkın kamu personelimiz istifade etmiştir. Bünyesinde 30 bini aşkın eğitim materyalinin yer aldığı bu platformdan kamu çalışanlarının yarısının hizmet alabilmesini sağladık.
STAJYER ÖĞRENCİ SAYISI 150 BİNE ÇIKACAK
Uzaktan Eğitim Kapısı başta olmak üzere faaliyete geçirdiğimiz platformların 2 yıldaki ziyaretçi adedi 400 milyonu geçmiştir. Bu, nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok çok önemli. Bu hizmetlerin ülkemize sağladığı katma değer 20 milyar lira karbon emisyonu salımına faydası yılda 136 bin ton olarak hesaplanmaktadır. Tabii bu anlattıklarımız geçmişte yaptıkları sınavların kağıtlarını koydukları çuvalların ağzını bile açmadan kamuya personel yerleştiren halen yüzdelik oranlarla ittifak ortaklarına personel taksimatı yapan zihniyetin aklının alamayacağı devrimlerdir. Elbette sadece bu kadarla kalmıyoruz. Önümüzdeki yıl ulusal staj programımızdaki stajyer öğrenci sayısını 150 bine çıkarıyoruz. Staj sürelerinin de öğrenci ve kurum arasındaki karşılıklı rızaya bağlı olarak 3 aya kadar uzatılabilmesini sağlıyoruz. Özel sektörümüzden beklentimiz; burada aramızda özel sektörün devleri var. Özel sektörde 150 bin öğrenciye benzer şartlarda staj imkanı vererek toplamda bu sayıyı 300 bine ulaştırmamıza destek vermeleridir. Elele vereceğiz. Dayanışma içinde olacağız. Ve sıçramamızı bir anda gerçekleştireceğiz.
GENÇLERİMİZE BİR MÜJDE VERMEK İSTİYORUM
Bu vesileyle gençlerimize bir de müjde vermek istiyorum. Ulusal Staj Programı'nın 2023 yılı başvurularını bugün itibarıyla açıyoruz. Yaz stajları için ödediğimiz asgari ücretin yüzde 30'una tekabül eden rakamı, 2023'den itibaren asgari ücret seviyesine yükseltiyoruz. İlave olarak staj sonrası öğrencilerimizin yarı zamanlı çalışmaya devam edebilmelerini temin amacıyla geliştirdiğimiz yetenek yönetim modelini de yaygınlaştırıyoruz.