Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) 7. Zirvesi vesilesiyle Bakü'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinde basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in davetine icabetle 14-15 Ekim 2019'da düzenlenen Türk Konseyi 7. Zirvesi'ne katılmak amacıyla birazdan Bakü'ye hareket edeceğini belirtti.
Seyahatinde kendisine, bakanların ve çeşitli kurum temsilcilerinden oluşan bir heyetin de eşlik ettiğini ifade eden Erdoğan, Bakü'ye varışlarını mütakiben ilk olarak Aliyev ile bir araya geleceklerini, ardından DEİK tarafından düzenlenen Dünya Türk İş Konseyi Bakü Buluşması vesilesiyle, yurt dışında yaşayan iş adamları ile buluşacaklarını geleceklerini aktardı.
Türk Konseyi 7. Zirvesi'nin, pek çok açıdan tarihe kayıt düşeceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Zirve öncelikle Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından 3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile kurulan Türk Konseyi'nin 10. yıl dönümüne tekabül ediyor. Bakü Zirvesi ile Özbekistan'ın da aramıza tam üye olarak katılışına şahitlik edeceğiz. Bu şekilde konseyimiz daha da güçlenmiş olacak. Eylül ayında Budapeşte'de konseyimizin Avrupa temsilcilik ofisinin açılması da teşkilatın gücüne güç katmıştır. Teklifimiz ve diğer ülkelerin de kabulüyle, 'Türk dünyasının Aksakalı' Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e de Türk Konseyi Onursal Başkanı unvanı da bu zirve vesilesiyle takdim edilecektir. Aksakalımızın engin tecrübelerinden böylece konsey olarak istifade etmeyi sürdüreceğiz. Türk dünyası içindeki dayanışmanın her geçen gün daha da pekişmesi, iş birliğimizin daha da güçlenmesi doğrusu bizler için bir iftihar vesilesidir."
Zirveye katılacak devlet ve hükümet başkanları ile ikili görüşmelerde bulunacağını belirten Erdoğan, hem konseyin hem de ikili ilişkilerin geleceğini ele alma fırsatı bulacaklarını söyledi.
Bu vesileyle muhataplara Barış Pınarı Harekatı hakkında da kapsamlı bilgi vereceklerini aktaran Erdoğan, Bakü'deki temasların Türk Konseyi üyesi ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilere ivme kazandıracağına inandığını kaydetti.
Erdoğan, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Suriye ordusunun Münbiç ile Ayn el-Arap'a döndüğü ve PYD'yle anlaştığı iddiaları hatırlatılarak, bu konuda Rusya ile herhangi bir iletişiminin olup olmadığına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şu anda birçok dedikodu olduğunu söyledi.
Şu an itibarıyla Kobani'de Rusya'nın da olumlu yaklaşımıyla sıkıntı olmayacağa benzediğini dile getiren Erdoğan, "Münbiç konusunda ise şu anda biz kararımızı verdiğimiz gibi uygulama aşamasındayız. Amerika ile Münbiç konusundaki karşılıklı mutabakatımız, 90 gün içinde terör örgütleri Münbiç'i boşaltacaklardı. Fakat seneyi devirdik Münbiç boşaltılmadı. Yani Münbiç boşaltıldığında oraya Türkiye olarak biz girmeyeceğiz ki. Oranın gerçek sahipleri olan Arap kardeşlerimiz. Oranın sahipleri, aşiretler ki onlarla görüşmelerimiz oldu. Onlar oraya girecek ve bizim de bu konudaki yaklaşımımız onların oraya girmesi ve onların güvenliğini sağlamak." diye konuştu.
Erdoğan, ABD Savunma Bakanı Mark Esper'in "Amerikan askerlerinin Suriye'nin kuzeyinden çekmeyi konuştukları"na ilişkin açıklamasını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya, "Yaklaşım olumlu bir yaklaşım. Şu anda bu yaklaşım geçerliliğini koruyor. Aksi bir gelişme yok." yanıtını verdi.
"GERÇEKLERİ KARARTMAK MÜMKÜN DEĞİL"
Bölgede mizansen yapan, "Siviller zarar görüyor." diyen yabancı basının manipülasyonunu nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnanıyorum ki bu manipülasyonları sizler nasıl değerlendiriyorsanız samimi olarak ben de aynı şekilde değerlendiriyorum. Yani 600'ün üzerinde havan topunun atılmış olduğu bizim topraklara bunların kör olması tabii ki anlaşılır gibi değil. Bunlar tabii ilk de değil. Her zaman bunların taktiği budur. Şu anda da yine aynı taktiği içeride ve dışarıda uyguluyorlar. Fakat tabii gerçekleri karartmak mümkün değil. Zira şu anda ortada şehitlerimiz var. Yine bu havan topları neticesinde maalesef yaralı olanlar, evlerini boşaltanlar ve oralarda şu anda çekilen bunca vatandaşlarımız var. Yani bunlar istediği kadar hedef saptırsınlar, bu gerçekleri bizim halkımız görüyor. Biz de bunları dünyaya yazılı, görsel medya vasıtasıyla anlatmaya gayret ediyoruz. Onlar kendi maharetlerini sergileyecekler, sahtekarlıklarını yapacaklar, biz ise doğruyu anlatmaya gayret edeceğiz. Bunlar bizi yıldırmasın."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin "Uluslararası kamuoyunda ülkelerin devlet başkanlarından çok ciddi tepkiler gelmişti geçtiğimiz günlerde. Sonra çelişkili açıklamalar geldi. Gün geçtikçe bu tepkilerin yönünün değişeceğine yönelik bir şeyiniz var mı?" şeklindeki sorusu üzerine, bu tepkilerin daha da değişeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü biliyorsunuz yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Gerçek bu. Şu anda da cereyan eden hadiseler karşısında bütün bunları görüyorlar. Ben dün Şansöyle Merkel ile görüştüm. Bir önceki gün İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüştüm. Görüşmelerimde de birçok gerçekleri maalesef bilmediklerini ve çok ciddi bir dezenformasyon baskısı altında olduklarını gördüm. Tabii kendilerine bu gerçekleri de anlattım. Dedim ki 'Eğer burada samimi bir yaklaşımınız varsa, sizler koalisyon güçleri içerisindesiniz'. Aslında biz de koalisyon güçleri içerisindeyiz. Koalisyon güçleri içerisinde sizler burada doğruyu mu arıyorsunuz? Yoksa... Tabii bizim bir şeyimizi bunlar gizlemeye çalışıyorlar. Nedir o? Biz NATO müttefiki olan bir ülkeyiz. Dikkat edin bu ülkelerin hepsi NATO üyesi. NATO'nun 5. maddesi var. Biz bir terör örgütünün şu anda baskısı altındayız, tacizi altındayız. Buna karşı 5. maddede bunların kimin yanında yer alması lazım. Bizim yanımızda yer alması lazım. Siz bir NATO üyesi müttefikinizin yanında mı yer alacaksınız? Yoksa terörle mücadele görevi olan NATO'ya karşı kimin yanında yer alacaksınız? Bu teröristlerin yanında mı yer alacaksınız. Tabii cevap veremiyorlar."
Yaptıkları şeylerin gayesi ve sebebini anlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "İnsan bazen düşünüyor. NATO üyesi ülkeler içerisinde tek halkı Müslüman olan ülke Türkiye. Acaba buradan mı? Buraya doğru iş kanalize oluyor. Bu teröristlerin ise yapısı belli. Görevi aynı zaman teröre karşı da mücadele vermek olan NATO, 5. madde noktasında da şu anda pasif. Fakat NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ziyaretimize geldi, kendisiyle görüştük. Dışişleri Bakanımla görüştü. Gayet güzel açıklamalar yaptı. Benimle yaptığı görüşme de gayet güzel geçti. Onun duruşu çok çok farklı ama üye ülkelerin bir kısmının duruşu farklı. Belli konuşmaları yaptıktan sonra mesela Sayın Boris Johnson 'Ben o zaman nasıl yardımcı olabilirim?' noktasına geldi." diye konuştu.
"ŞU ANDA ETKİSİZ HALE GETİRİLENLERİN SAYISI 550'YE ULAŞTI"
Erdoğan, bu noktada dik duracaklarını ifade ederek, "Şu anda özelikle teröre ve teröristlere karşı, bizim biliyorsunuz Kürtlerle herhangi bir bölgede savaşmak, böyle bir şeyimiz yok. Biz devletiz. Karşımızda bir terör örgütü var. Dolayısıyla terör örgütüyle savaş olmaz, mücadele olur. Savaş ise devletler arasında olur. Bu hassasiyetimizi de ortaya koyuyoruz. Ona göre bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Şu anda Ayn el-Arap ve Münbiç olayı bir taraftan devam ediyor. Bunun yanında gerek ABD, gerek Rusya'yla olan görüşmeleri arkadaşlarımız Milli İstihbarat olsun, Savunma Bakanımız olsun aynı şekilde sürdürüyorlar." şeklinde konuştu.
Bu süreci aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Zaten sizler rakamları yayınlıyorsunuz. Şu anda etkisiz hale getirilenlerin sayısı 550'ye ulaştı 8.30 itibarıyla. Bunların içerisinde 500 ölü var. Bunun yanında 26 yaralı, 24 teslim olan var. Bu şekilde mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor, devam edecek." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini "Biz programımızı inşallah bugün ve yarın devam ettirip, yarın akşam da dönme niyetindeyiz." şeklinde tamamladı.