Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Moskova'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye Rusya üst düzey konseyi toplantısının 8'incisini yapmak üzere Moskova’ya hareket edeceğini söyledi.
Rusya ile yoğun bir temas içerisinde olunduğunu belirterek, "İşbirliğimiz her geçen gün artarak güçlenerek devam ediyor. 2010 yılında tesis
ettiğimiz Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantıları aynı şekilde kurumsal bir özellik arz etmek suretiyle devam etmektedir." diye konuştu.
Erdoğan, bu toplantıyla Vladimir Putin ile yılbaşından itibaren üçüncü defa yüz yüze bir görüşme gerçekleştireceklerini ifade ederek, ziyaret sırasında ikili ilişkileri değerlendireceklerini, Suriye başta olmak üzere bölgesel ve küresel gelişmeleri ele alacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ile ilişkilerin ticaretten turizme, enerjiden kültüre tüm alanlarda gelişmeye devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl yüzde 15'lik bir artışla 26 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Ancak bu rakamın çok daha üzerinde bir potansiyele sahip olduğumuza inanıyorum. Ziyaretimde ekonomik ilişkilerimizi nasıl geliştirebileceğimizi, ticaret hacmimizi nasıl artırabileceğimizi Sayın Başkanla ele alma fırsatımız olacak. Ayrıca ülkemizde ve Rusya'da yatırımları, yatırım planları olan Türk ve Rus iş adamlarıyla da bu seyahatimizde bir araya geleceğiz ve Sayın Başkan Putin'le iş adamlarımıza hitap edecek, onlarla da görüş alışverişinde bulunacağız. Vize serbestisi konusu da elbette gündemimizde yer alan önemli bir başlık. Öncelikle hususi pasaport sahipleriyle tır şoförleri için vize muafiyetinin acilen uygulamaya geçmesi, sonrasında da bunun tüm vatandaşlarımıza teşmil edilecek şekilde genişletilmesi hedefimizdir."
KÜLTÜR VE TURİZM YILI ETKİNLİKLERİ START VERECEK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2017'de Moskova'daki Üst Düzey İşbirliği Konsey Toplantısında Putin ile 2019 yılının Türkiye ve Rusya
karşılıklı kültür ve turizm yılı olmasını kararlaştırdıklarını ifade ederek, bu ziyareti sırasında Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Bolşoy Tiyatrosu'nda sahnelenecek Troya operasıyla etkinliklere start verilmiş olacağını anlattı.
Kültür ve sanat faaliyetlerinin yıl boyunca karşılıklı olarak sürdürüleceğini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye Rusya ilişkilerinin ana mekanizması olan Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin 8. toplantısının ikili ilişkilerimizde yeni ufuklara yol açacağına inanıyorum. Görüşmelerimiz kapsamında alacağımız kararların, imzalayacağımız anlaşmaların şimdiden ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." şeklinde konuştu.
Rusya ziyaretinde "Herhangi bir operasyon masada olacak mı?" sorusu üzerine Erdoğan, bütün hazırlıkların yapılmış durumda olduğunu belirterek, "Bütün sınır boyundaki hazırlıklarımız olması gereken her şeyiyle hazır konumdayız ve o sır cümle var ya işte o sır cümle aynen masadadır. Bir gece ansızın gelmesi gereken veya gelinmesi gereken yere gelebiliriz. Bunlar da bizim yine bu seyahatimizde özellikle baş başa görüşmemizde, ikili görüşmemizde ele alacağımız konulardır." diye konuştu.
"KESİNLİKLE BATI ŞERİA FİLİSTİNLİLERİN TOPRAKLARIDIR"
İsrail Başbakanın Batı Şeria'ya yönelik açıklaması hatırlatılan Erdoğan, Binyamin Netanyahu'nun yaptığı her işin uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Bunların yasal olarak bugüne kadar yaptıkları hiçbir şeyin olmadığını vurulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"48'den bu yana yaptıkları her şey yasa dışıdır. Birleşmiş Milletler'in aldığı kararlara da aykırıdır. Ama tabii Amerika'yı arkalarına almak suretiyle bugüne kadar hep bu adımları atmışlardır. Nitekim başkent meselesinde attıkları adımlarda da yine başı Amerika çekmiştir. Tabii arkasından pek gelen olmamıştır o ayarı mesele. Yine Amerika'nın dayatmasıyla şöyle bir kaç yer bunlara uymuştur ve Golan ile ilgili olarak atılan atımda da yine bunları görüyoruz. Batı Şeria'da da yine bunu görüyoruz. Tabii Amerika böyle bir adım atarken buna Birleşmiş Milletler uymuş mudur? Hayır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden buna olumlu bir şey çıkmış mıdır? Hayır. Sadece aynı takım elbiseyle aynı kravatla çıkıp Amerika'da çıkıp bir basın toplantısı yapmak suretiyle adeta bir oldu bittiye bu işi getirmek istemeleri ve yarın İsrail'de yapılacak seçim öncesi bir seçim yatırımı noktasında böyle bir adımın atılması ve Orta Doğu'ya yeniden bir karanlık gelecek bunların hazırlaması kabul edilebilir bir şey değildir. "
Erdoğan, bu ziyaretinde bunun da masada olacağını dile getirerek, "Bunu da ayrıca görüşeceğiz. Kesinlikle Batı Şeria Filistinlilerin topraklarıdır ve bu Filistinlilerin topraklarında İsrail'in attığı işgal adımlarından yine bu bir tanesi olmuş olacaktır bu konuda bizler bugüne kadar nasıl Filistinlilerin yanında yer aldıysak, yer almaya devam edeceğiz." dedi.
"NEREDEYSE BÜTÜNÜ USULSÜZ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un, tüm oyların sayılması için YSK'ya başvuracağını ve bazı usulsüzlükler tespit ettiğine yönelik açıklaması hatırlatılan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Usulsüzlükler tabii bazı değil, neredeyse bütünü usulsüz. Böyle bir durum olduğu için zaten bu yola başvuruluyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi bu işin seçim süreci bitti. Bundan sonraki süreç bunun yargı sürecidir. Yargı sürecinde bu işin patronajı Yüksek Seçim Kurulu'ndadır. Burada Yüksek Seçim Kurulu özellikle tüm siyasi partiler, bu sadece AK Parti'ye ait olan bir şey değil. Yani bizler, bize gönül vermiş tüm halkımızın özellikle demokratik haklarını kullanma noktasında onların hukukunu da bizim yine hukuk çerçevesinde koruma mecburiyetimiz var. Ne diyor vatandaş? 'Benim hukukumu koru. Çünkü biz burada organize bazı suçların işlendiğini gördük, görüyoruz.' diyorlar. Şimdi bizler de siyasi parti olarak bu organize suçun örgütlü bazı eylemlerin yapıldığını tespit etmiş durumdayız, tevsik etmiş durumdayız.
Yüksek Seçim Kurulu'na bu bilgilerle, bu belgelerle hatta hatta kamera tespitleri var, televizyon tespitleri var. Bütün bu tespitlerle beraber nerede, nasıl, ne gibi yolsuzluklar yapılmış veyahut da boş arazilerde tarlalarda apartmanlar adres olarak gösterilmek suretiyle nasıl oylar kullanılmış, bunları göstermek suretiyle herhalde bundan daha müdellel bir şey olabilir mi, daha delillendirilmiş bir şey olabilir mi? Bütün bunlarla beraber bu adımı atacağız."
"YÜKSEK SEÇİM KURULU'NDAN BEKLEMEMİZ, EN DOĞAL HAKKIMIZDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortada 320 bin, 330 bin civarında geçersiz oyun bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Bunlar bir tarafa. 'E bunun sayımını yapamayız' diyorsanız o zaman bunun ötesinde bir şey var. Yapılabilecek hukuk çerçevesinde bir şeyler var. E tabii bunları da bizim Yüksek Seçim Kurulu'ndan beklememiz en tabii, en doğal hakkımızdır. Geçmişte Yalova'da, Ağrı'da bunların örnekleri var. Yapılan seçimler var. Dünyaya bakıyorsunuz dünyada bırakın itirazları, mesela Amerika'da yüzde 1 gibi sıkıntılı bir oy miktarı olsa bakıyorsunuz erken seçime gidiyor orada veyahut erken demeyeyim seçimin yenilenmesine gidiyor. Bazı eyaletlerde yüzde 2 olsa çünkü bunu şey olarak görüyor. Bu kadar az bir farkla seçimin kazanması halkı rahatlatmaz diye düşünüyor. Şimdi 10 milyonu aşkın seçmenin olduğu bir İstanbul'da kalkıp da herhalde şöyle 13-14 bin oy farkla bir seçimi kazandım havasına kimsenin girmeye de hakkı ve selahiyeti yoktur. Çünkü İstanbul'da bu işin çok daha huzurlu olabilmesi için gönüllerin huzur bulabilmesi için burada hakikaten bütün yasal olarak müracaat edilmesi gerekli itiraz mercileri neresidir? İlçe seçim kuruludur. Neresidir? Bir üstü il seçim kuruludur, onun üstü Yükse Seçim Kurulu'dur. Bu itiraz mercileri biter, bittikten sonra çıkan netice de başımız gözümüz üstünde deriz. Olay bu kadar basit."
"YASALARA TERS PANKART ASILMADIKTAN SONRA SÖYLEYECEK BİR ŞEY YOK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YSK'nın AK Parti aleyhine bir karar verirse başka başvurulabilecek bir hukuki merci olup olmadığına ilişkin, "Örgütlü müdahalenin içinde savcılıklara duyurular var, o ayrı bir konu. Bunu zaten savcılıklar bunun da gereğini o delillere dayalı olarak yapacaktır. İşin o boyutu ayrı. Bu işin hırsızlık boyutu. Bir de sandıkta hırsızlıklar var. Bizim YSK'ya gidişimiz sandıktaki örgütlü müdahaleye yöneliktir. O ayrı bir iş, ama diğeri ise ayrı bir konu. Her iki kanaldan bu yürütülecektir. Temennim odur ki en ideal şekilde noktayı koyarız." diye konuştu.
Asılan teşekkür pankartlarına ilişkin soru üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yasalara ters bir pankart asılmadıktan sonra kimsenin söyleyecek bir şeyi yoktur. Bazen televizyonlarda izliyoruz, yani 'Ne için, teşekkürler İstanbul' megabordlara asıldı diye soruyorlar veya bunu tartışıyorlar. Koca koca önünde kariyerleri olan tipler, onlar tartışıyor. Bir seçim geçilmiş, bu seçimin neticesinde, diyelim ki ben genel başkanım, İstanbul'daki adayımla beraber biz bu seçimde her türlü iradesini ortaya koyan İstanbul halkına teşekkür etmekten daha doğal, daha tabii ne olabilir? Aynı şeyi Bay Kemal de adayıyla beraber İstanbul'un her yerine asabilir. Ona da mani bir hal yok. Burada 'Teşekkürler İstanbul' ifadesini kullanmayabilir de 'İstanbul kazandı' da diyebilir, desin. Ama bütün mesele Yüksek Seçim Kurulu'nun noktayı koyduğu o son andır. Oraya bakmamız lazım. Bunlar bizi çok da rahatsız etmez. Biz bu konularda rahatız. Hem ne kadar karşı taraf bunlardan rahatsız oluyorsa da bizim İstanbul halkına teşekkür etmemizden daha doğal, daha tabii ne olabilir? Kolay bir şey değil yani. Bu kadar insan 11 milyon geliyor oyunu kullanıyor ve o gün bütün hassasiyetiyle buna gönlünü veriyor, burada bir irade tecelli ediyor. Buna muhalefet de teşekkür eder, biz de teşekkür ederiz ve bundan dolayı da herhangi bir rahatsızlık duymayız."
Basın toplantısına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı.