Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Isparta'nın Keçiborlu ilçesinde eğitim uçuşu sırasında düşen askeri helikopterde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, şehitlerin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı diledi.
Türkiye Yüzyılı'nı içeride ve dışarıda attıkları adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Üstat Necip Fazıl'ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık. 'Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım'. Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın Ruz-i Mahşer'de hakkın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği 'Allah ondan razı olsun' cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır. Bugüne kadar halka hizmet, hakka hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla iyi hesaplanmış stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye'yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz."
"TÜRKİYE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTE"
Türkiye'nin ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye özgüvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye güçlü demokrasiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah'a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz. Bugün dünden daha özgürüz. Bugün dünden daha itibarlıyız. Bugün dünden daha özgüvenliyiz. İnşallah yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat, umuda tutunmaya, umudu büyütmeye devam edeceğiz."
"KALBİMİZDEKİ VATAN VE MİLLET AŞKI ŞİMAL YILDIZI GİBİ PARLIYOR"
Siyasi hayatlarının hiçbir döneminde millete hayal kırıklığı yaşatmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükut-u hayale uğratmayacağız." dedi.
Erdoğan, son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturacaklarını, ülkeye yeni rekorları, yeni sevinçleri ve yeni heyecanları yaşatacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım. 85 milyon olarak muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi, daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser, yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımızı artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor. Yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor. Allah'ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlam tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum."
"UMMANLI KARDEŞLERİMİZLE DAHA YAKIN ÇALIŞMAYI UMUYORUZ"
Son kabine toplantısından bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun gündemle çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Diyanet İşleri Başkanlığımızın her 5 yılda bir düzenlediği Din Şuralarının yedincisinde, hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. 'Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri' başlığıyla gerçekleştirilen şuranın, küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadele bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödüllerini takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum. 28 Kasım'da Umman'dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmi ziyareti gerçekleştiren Umman Sultanı Heysem bin Tarık'ı Türkiye'de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihi ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman'ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz."
"24 BİN 559 YUVAMIZI DAHA HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİK"
Filistin Halkıyla Dayanışma Günü olan 29 Kasım'da TRT World Forum'un 8'incisine katıldıklarını anımsatan Erdoğan, "Küresel Ticaret Burada" temasıyla düzenlenen 20. MÜSİAD EXPO Uluslararası Ticaret Fuarı'nın 88 ülkeden iş adamı, tüccar ve girişimcileri Türkiye'de bir araya getirdiğini söyledi.
Erdoğan, 30 Kasım'da Kahramanmaraş'ta hem partilerinin il kongresini yaptıklarını hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Tören alanında canlı bağlantıyla Hatay'da 5 bin 900, Malatya'da 2 bin 313, Adıyaman'da 6 bin 912, Gaziantep'te 257, Diyarbakır'da 674, Adana'da 668, Şanlıurfa'da 2 bin 929, Elazığ'da 1.407, Kahramanmaraş'ta 3 bin 499 olmak üzere toplam 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde, toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bir depremzedenin elinden tutmak yerine kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. 'Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyerek, tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak deprem bölgemizi eskisinden daha dayanıklı bir şekilde ayağa kaldıracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi hem insanlık tarihini yeniden yazmaktadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yükseköğretim burslarına ilişkin, "Ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya doktora öğrencilerimiz için 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic'i Türkiye'de ağırladıklarını aynı gün AK Parti tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı'nda engel tanımayan bireylerle bir araya geldiklerini ifade etti. Erdoğan, hükümetlerinin engelli vatandaşların hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabaları herkesin bildiğini söyledi.
Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dahil kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellilerin yanında olduklarını dile getiren Erdoğan, bundan sonra da aynı anlayışla yollarına devam edeceklerini kaydetti.
Erdoğan, 3 Aralık'ta Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldıklarını belirterek, toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümünü kutladıklarını hatırlatan Erdoğan, bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Fumihito Akishino'yu ve refikasını Türkiye'de misafir ettiklerini dile getirdi.
Erdoğan, 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükümeti ve halkının Türk milletiyle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yad ettiklerini söyledi.
"ÖN LİSANS VE LİSANS İÇİN 2 BİN LİRA OLAN RAKAMI 3 BİN LİRAYA ÇIKARDIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Aralık Cumartesi Gaziantep'te olduklarını hatırlatarak, milli mücadelenin meşale şehirlerinden Gaziantep'in bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda adeta destan yazdığını ifade etti.
Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkmasının her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, Gaziantep'te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptıklarını, ardından partilerinin 8. Olağan İl Kongresini büyük bir coşkuyla gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Türkiye'nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahin Bey Millet Kütüphanesi'ni açarak, gençlerle hasbihal ettiklerini anlatan Erdoğan, "Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 elli oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya doktora öğrencilerimiz için 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum." diye konuştu.
"ZULÜM İLE ABAD OLUNAMAYACAĞI' HAKİKATİ, SURİYE'DE TECELLİ ETMİŞTİR"
"Bölgemiz, ancak demokrasi ve bunun içinde bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor." diyen Erdoğan, komşu Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaşın dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandığına işaret etti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Suriye'nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken, 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca 'Türkiye karşıtı' tutumunu bir an olsun terk etmemiştir.
Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. 'Zulüm ile abad olunamayacağı' hakikati, Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir."
Türkiye'nin, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukuku ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirdiğine dikkati çeken Erdoğan, daima barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten ve Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduklarını söyledi.
Erdoğan, devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen, her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye'nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kalbimizin bir yarısı Antep'se, Hatay'sa, Şanlıurfa'ysa diğer yarısı Afrin'dir, Halep'tir, Hama'dır, Humus'tur, Şam'dır. Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri, son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında, ilk koştuğu yer biz olduk." dedi.
Türkiye'nin Suriye'yle ilgili hassasiyetinin hiçbir zaman menfaat eksenli olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum, Suriye halkı bizim kardeşimizdir, tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir." ifadelerini kullandı.
"Sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir ama kalplere hangi güç sınır çizebilir?" diye soran Erdoğan, "Asırlardır birlikte yaşadığımız, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza, sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep'se, Hatay'sa, Şanlıurfa'ysa diğer yarısı Afrin'dir, Halep'tir, Hama'dır, Humus'tur, Şam'dır. Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri, son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında, ilk koştuğu yer biz olduk." diye konuştu.
Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyelilerin, canlarını kurtarmak için ilk önce Türkiye'nin kapısını çaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Az değil 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere, 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum, yüksünerek, şikayet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik. Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik? Onlar, 'İktidar olur olmaz sizi kovacağız.' derken biz tam tersine, 'Biz ensarız onlar muhacirdir.' demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık.
Yüzyıllardır, mazlumların eman bulduğu bu ülke, Allah'a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik, insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye zor bir dönemde, zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk Milleti, kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini, bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine teşekkür ediyorum."
"MÜLTECİ DÜŞMANLIĞINI KÖRÜKLEYEN NECİS ZİHNİYET DE KAYBETMİŞTİR"
Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarına da bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için şükranlarını sunan Erdoğan, "Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis'te 3-5 koltuk kapabilmek uğruna, faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah'a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette maşeri vicdana havale ediyorum. Suriye'de zalim Esed rejimiyle beraber, ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyet de kaybetmiştir." ifadelerini kullandı.
Suriye'yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının, başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye istikrara kavuştukça, inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık." dedi.
Suriyeli sığınmacıların dönüşüne ilişkin, "Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı'nı da geçişlere açıyoruz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet, kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine, çok çirkin ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine, devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar, bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler. Yoksa partilerini trajikomik duruma düşürmeye devam ederler."
"TÜRKİYE'NİN BAŞKA ÜLKENİN TOPRAĞI VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR"
Dün itibarıyla Suriye'de "karanlık" bir dönemin kapandığını, "aydınlık" bir dönemin başladığını belirten Erdoğan, "Türkiye, binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye'deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım; Türkiye'nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye'deki uzantıları ne de DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır." ifadelerini kullandı.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye'nin bugününe de geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen, Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye'nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir.
Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır, istikrara kavuşmuş bir Suriye, hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye'nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının, kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskar tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca faklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak zorundayım, çok önemli, atalarımız güzel söylemiş. 'Çakal ne kadar hile bilirse kurt da o kadar yol bilir.' Türkiye, sınırlarının ötesinde yeni terör çıban başlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır."
"TÜRK MİLLETİ, DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE YARIN DA YANINIZDADIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyelilere yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı olmadığını söyledi. Kardeş Suriye halkına da seslenmek istediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aziz Suriyeli kardeşlerim, Türkiye ve Türk milleti, dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz, tüm imkansızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. Yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep 'Allah büyüktür' dediniz, 'O rahman ve rahim olandır' dediniz, 'O alemlerin rabbi'dir' dediniz; yalnız O'na güvendiniz, yalnız O'ndan yardım dilediniz. Düştünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikayesine imza attınız. Unutmayınız, 'Men sabera, zafera.' 'Yenilgi yenilgi büyüyen' bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz.
Sizleri, ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı, mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak, inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkanlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye'nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye'nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Suriye'nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç göz yaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum."
"MUHALEFETİ SGK'YA OLAN BİRİKMİŞ BORÇLARINI ÖDEMEYE DAVET EDİYORUM"
Kabine toplantısında Suriye'deki güncel gelişmelerin yanı sıra enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldıklarını belirten Erdoğan, "Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların, eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde 4'üncü ve 8'inci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yeni eğitim modelimiz sayesinde bu iyileşme inşallah hızlanacaktır." diye konuştu.
Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapısının önemini tecrübe ettiklerini söyleyen Erdoğan, sağlık alanında yeni bir adım daha attıklarını bildirdi.
"Koruyan, Geliştiren ve Üreten Sağlık Modeli" ile "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı"nı hayata geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Üçlü Sarmal Modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde, üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten Sağlık Modelimiz, ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak, marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonunun görüşmelere başlayacağını aktaran Erdoğan, "Hem çalışanlarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğini ümit ediyorum. 'Açık artırma' usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa, SGK'ya olan birikmiş borçlarını ödemeye davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
Tip 1 diyabet hastalığıyla mücadele eden hasta ve ailelerine yönelik de güzel haberlerinin olduğunu söyleyen Erdoğan, "Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki tip 1 diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum." diye konuştu.