Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde kıldı.
Burada cuma namazını kılan Erdoğan'a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ile Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da eşlik etti.
Cuma namazını Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri'nin kıldırdığı öğrenildi.
Erdoğan, cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifinde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşma nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtınız avukatınız aracılığıyla. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, "Şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bir kişi olarak her şeyden önce eleştiri değil, hakaret seviyesine çıkan ifadeleriyle hukuk içerisinde tabii ki bu kişiye gerekli hesap sorulmalıdır. Nitekim avukatlarım da şu anda hukuk dairesinde gereken neyse bunun hesabını bu şahsa soruyorlar. Olay budur. Çünkü edep denilen bir şey var. Haddini bilmesi lazım ve bu ülkede Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanlığı makamına nasıl konuşulur, nasıl oraya mesajlar verilir bunu da öğrenmesi lazım. Şu anda avukatlarımın yaptığı budur." diye konuştu.
CHP'li bazı yerel yönetimlerdeki taciz iddialarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bu konularla ilgili başından itibaren her zaman temiz belediyecilik, ahlaki belediyecilik vesaire, bu tür şeyleri konuşan bu zat, ne yazık ki bir defa tabanına, seçtiği elemanlarına sahip olmadığını çok açık net uygulamasını ortaya koymuş vaziyettedir. Hatta daha da ileri gidiyorum şu anda İstanbul İl Başkanlığını yürüten bayan biliyorsunuz çok ciddi bir cezai durumla karşı karşıyadır ve istinaftadır ve buradan da ne çıkacağı belli değildir. Şu çok açık net ortadadır, Cumhuriyet Halk Partisinin bir defa şirazesi kaybolmuştur. Şirazeden çıkmış bir siyaset anlayışıyla CHP istikametini kaybetmiştir ve bu istikameti toparlaması da bu saatten sonra artık çok çok zordur. Terör örgütleriyle dirsek dirseğe, kol kola yürüyen Ankara'dan İstanbul'a bir CHP ile bu dönemde tanıştık ve Millet İttifakı adı altında ne bulursa yanına alıp, burayla bir şeyler oluşturmaya gayret eden CHP, bundan sonraki süreçte de inanıyorum kendisini toparlayamayacaktır."
Çin'den Kovid-19 aşısı siparişi verildiği hatırlatılarak, aşılarda çeşitlilik olup olmayacağı ve kendisinin de aşı yaptırıp yaptırmayacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, aşıda çeşitliğin olduğunu söyledi.
Kendisinin de Almanya'da aşı geliştiren Uğur Şahin ile bizzat görüştüğünü dile getiren Erdoğan, "Bakanımız görüştü. Olay sadece Çin değil, Çin'in dışında Rusya ile de görüşmeler var. Bu konuyla ilgili olarak da şahsen benim de aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntım söz konusu değil. Çünkü burada sağlık söz konusudur. Sağlığın söz konusu olduğu yerde tabii ki bizler de sağlığımızı korumak için ne gerekiyorsa yapmak durumundayız. Hele hele Kovid noktasında ülkede tüm vatandaşlarımıza örnek olma noktasında böyle bir adımı atmamız gerekiyor. Temennimiz bir an önce bu tedavi yollarıyla vatandaşlarımızı bu beladan kurtarmaktır." ifadelerini kullandı.
FRANSA'DAKİ DAĞLIK KARABAĞ KARARI
Fransa'da Senato'dan sonra Ulusal Meclis'in de, hükümete, sözde "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni" tanıması çağrısında bulunan kararı onayladığı anımsatılarak, Minsk grubundaki bir ülkeden gelen bu adımı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, Minsk'in arabulucu bir grup olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Arabulucu olan bir grubun kalkıp da bağlayıcılığı olmayan böyle bir yola tevessül etmiş olması manidardır. Yani Fransa'nın bir defa arabulucu hüviyeti bu saatten itibaren zaten kaybolmuştur. Niye? Sen arabulucusun. Öbür tarafta arabuluculuk yaptığın yerle alakalı kendi meclisinde, bu meclisin devlete bir tavsiye kararıdır aynı zamanda. Fakat Macron tabii Fransa'nın başına beladır. Macron ile Fransa aslında çok çok tehlikeli bir dönemi yaşıyor. Temennim odur ki bir an önce Macron belasından Fransa kurtulsun. Aksi takdirde sarı yeleklilerden kurtulamayacak. Bu sarı yelekliler daha sonra kırmızı yeleklilere dönüşebilir. Böyle bir belayla karşı karşıya. Şu anda kendileri yönetim olarak ne tür bir karar alacaklar, onu da göreceğiz. Nitekim bakanlar içerisinden de zaten şu anda olumsuz karar alanlar var biliyorsunuz."
"ÇOK SEVİYORLARSA MARSİLYA'YI ERMENİLERE VERSİNLER"
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Fransızlara "Ermenileri bu kadar seviyorlarsa Marsilya'yı Ermenilere versinler." tavsiyesinde bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Aynı tavsiyede ben de bulunuyorum. Çok seviyorlarsa Marsilya'yı Ermenilere versinler. Olay bu kadar basit. Kaldı ki bu topraklar, Karabağ Azerbaycanlı kardeşlerimizin topraklarıdır ve 28 yıldır buralar işgal altında. İşgal altında olduğunu Amerika da kabul ediyor, Rusya da kabul ediyor. Fransa da kabul ediyor idi, şimdi ise farklı yollara tevessül ettiler. Tabii göbeğini bizzat Azeri kardeşlerimiz kendileri kestiler, şu andaki duruma gelindi. Hayırlı olsun diyoruz. Salı günü nasip olursa ben de oradaki törenlere inşallah eşimle beraber katılacağım." diye konuştu.
KADİR TOPBAŞ'IN SAĞLIK DURUMU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan soru üzerine, rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakıma alınan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sağlık durumuna ilişkin, oğlu Hüseyin Topbaş ile sabah görüştüğünü söyledi.
Erdoğan, " 'Şu anda daha iyiye gidiyor' dedi. Ama maalesef bir sıkıntılı dönemi atlattı. Aslında ben de bir 15-16 gün önce kendisiyle görüştüğümde durum böyle değildi tabii. Fakat, ondan sonra bir olumsuz hava esti. Temenni ederiz ki yoğun bakımdan da bir an önce çıkar. Rabbim şifalar versin. Duadayız." ifadelerini kullandı.