Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, '40'ıncı İl Müftüleri İstişare Toplantısı' nedeniyle Ankara’ya gelen il müftülerini kabul etti. Kabulde konuşan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda yürütülen her görevi özellikle de müftülük vazifesini herhangi bir devlet memurluğu gibi görmediklerini söyledi.
Erdoğan, "Diğer kamu görevlileri vazifelerini ihmal ettiklerinde veya yanlış yaptıklarında bunun bir telafisi olur. Ama Diyanet mensupları, imamlarımız, müftülerimiz vazifelerini hakkıyla yerine getirmediklerinde Allah göstermesin koskoca bir milletin bu dünyası da öteki dünyası da berbat olabilir. Dolayısıyla bu işin kıymeti ne makamla, ne mevkiyle, ne parayla, ne şöhretle ölçülür. İslam'ın 1443 yıllık birikimini yeni nesillere aktarma sorumluluğunu üstlenmiş kadrolar olarak zor; ama bir o kadar da şerefli bir göreviniz var" diye konuştu.
'FETÖ İLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ YERE SAHİPTİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Diyanet İşleri Reisliği olarak geçen Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öneminin ortaya çıktığını belirterek, "Teşkilatımız kurulduğu günden beri ülkemizde din hizmetlerin en sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Bilindiği gibi bu kurumumuzu 2010 yılında 'müsteşarlık', Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de aynı konuma sahip 'başkanlık' düzeyine yükselterek yetkilerini ve görev alanlarını genişlettik. FETÖ ihanet şebekesi ile mücadelemizde Diyanet İşleri Başkanlığımız çok önemli bir yere sahiptir. Yüce dinimizi kendi karanlık emellerine alet etmeye kalkan herkes artık karşısında İslam'ı ilimle, hikmetle, ferasetle, dirayetle milletimize aktaran teşkilatımızın kıymetli mensuplarını bulacaklarını bilmektedir" dedi.
'İTİBAR SUİKASTI ASLA MORALİNİZİ BOZMAMASIN'
Erdoğan, din görevliliğinin sadece camide verilen hizmetlerle sınırlı olmadığını vurgulayarak, "İl müftülerimizin 2021’deki ikinci toplantı konusunun, 'Salgın Süreci Toplumsal Değişim ve Diyanet Hizmetleri' olarak belirlenmesini bu bakımdan isabetli görüyorum. Medyada, özellikle de sosyal medyada sıkça karşılaştığımız; din görevlilerimize yönelik, yalan, iftira, çarpıtma, itibar suikastı amacı taşıyan kampanyaların asla moralinizi bozmamasını istiyorum. Sizlerin görevi, günlük tartışmaların, özellikle de provokatif niyetle yürütülen saldırıların çok üzerindedir. Bunun için ne olursa olsun kuşatıcı, birleştirici, gönül kazancı, teskin edici yaklaşımınızdan taviz vermemelisiniz. Vazifenizi aşkla, heyecanla, samimiyetle yürüttüğünüz sürece üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir mesele, kazanamayacağınız hiçbir kalp kalmayacağından emin olun" diye konuştu.
'MİLLETİMİZ İSLAM'A YÖNELİK HER SALDIRIYA KARŞI KOYMUŞTUR'
Erdoğan, İslam dünyasının asırlardır itikadi sapkınlıkların yol açtığı derin acılarla boğuştuğunu söyledi. Erdoğan, milletin dünyanın neresinde olursa olsun her Müslümanın derdiyle dertlendiğini, İslam'a yönelik her saldırıya karşı koyduğunu ifade ederek, "Kudüs davasını en samimi ve en güçlü şekilde bizim insanımız savunmuştur. Son dönemde bilhassa Avrupa'da ortaya çıkan Peygamber Efendimize yönelik saygısızlıklara karşı en güçlü ve kalbi tepki yine bizim milletimizden yükselmiştir. Norveç'te Kur'an-ı Kerim yırtıldığında insanlarımız nasıl ayağa kalktıysa; Danimarka ve Fransa'da Peygamberimize hakaret içeren karikatürler yayınlandığında da milletimiz meydanları doldurmuştur" ifadelerini kullandı.
'SORUMLULARDAN HESAP SORULMASINI TAKİP EDECEĞİM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Muhammed’e yönelik arzu etmedikleri ve beklemedikleri şekilde bir hakaret girişiminin kendilerinin de başına geldiğini söyleyerek, "Suriye'de kontrolümüz altında bulunan bölgelerdeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlanan bazı kitaplarda, Peygamber Efendimizin tasviri olarak yorumlanabilecek kimi resimlerin yer aldığı tespit edildi. Bunun üzerine kitapların dağıtımı derhal durduruldu ve toplanan kitaplar imha edilmek üzere muhafaza altına alındı. Benzer tasvirlerin yer aldığı ve henüz basılmamış başka kitaplar olduğu da belirlendi. Bu kitapları hazırlayanlar ve kontrolünü ihmal edenler başta olmak üzere yaşanan rezalette sorumluluğu bulunan herkesle ilgili gereken soruşturmalar başlatıldı. Hiçbir mazereti izahı olmayacak bu vahim durum konusunda gereğini inşallah hızla yerine getirecek ve sorumlulardan hesap sorulmasını bizzat takip edeceğim. Rabbim bizleri, Rabbimize ve Peygamber Efendimize karşı yapılan ve yapılabilecek her türlü saygısızlığa ortak olmaktan muhafaza etsin" dedi.
'CAMİLERİN SÜSÜ CEMAATTİR'
Camilerin daima hayatlarının merkezinde yer aldığını söyleyen Erdoğan, "Müslümanlar bu mekanlarda cem olmuş, birleşmiş, bütünleşmiş aynı safta kalplerini birbirine kenetlenmiştir. Hiçbir sınıf, sınır, mesafe, renk, dil ve ırk tanımayan cihanşümul ümmet kavramı evvela camilerimizde vücut bulmuştur, birliğimizin dirliğimizin, Müslümanlığımızın nişanesi olan camilerimize sahip çıkmak, onları ihya ve imar etmek temel görevlerimizden biridir. Camileri imar etmenin yolu ise buraları tekrar eğitimin, dayanışmanın, paylaşmanın, ilim ve irfanın velhasıl hayatın merkezleri haline getirmekten geçmektedir. Yeryüzünün süsü camiler olduğu gibi camilerin süsü de cemaattir, özellikle gençlerdir. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, piri fanilerimizin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami mahsun ve öksüz kalmış demektir. Çocuklarımızı bilhassa da gençlerimizi camilerle ne kadar kucaklaştırır, onlara ne kadar şuur ve kimlik kazandırabilirsek, geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz" diye konuştu.
'DİN GÖREVLİLERİMİZİN İŞİ SADECE NAMAZ KILDIRMAK DEĞİLDİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Avrupa başta olmak üzere Türklerin yoğun olarak yaşadığı yurt dışındaki yerler için de geçerli olduğunu söyleyerek, "Bu bakımdan caminin sosyal rolünü güçlendirecek çalışmalara ağırlık vermeliyiz. Din görevlilerimizin işi sadece namaz kıldırmak, cenaze kaldırmak, Mevlit okutmak değildir. Asıl sorumluluğumuz insanların kalbini ve zihnini Allah sevgisiyle, peygamber sevgisiyle, imanımızın esaslarıyla aydınlatmaktır, zenginleştirmektir. Peygamberlerin varisleri olarak gördüğümüz din görevlilerimizin gayretleri ile inşallah bunu başaracağımıza inanıyorum. Kimi cahil, kimi gafil, kimi hain birilerinin insanlarımızın zihnini bulandırmasına, gönlünü çelmesine, tertemiz duygularını istismar etmesine de ancak bu şekilde engel olabiliriz" dedi.