Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Kanal D-CNN Türk ortak yayınında, gündeme ilişkin gazetecilerin soruları yanıtladı.
Erdoğan sosyal medya düzenlemesi ile ilgili olarak, 'Yani her şeyi RTÜK ile çözelim. RTÜK neyle uğraşacak? Amerika'da bir Twitter olayı nelere vesile oldu. 'Bizim Türkiye'de ofisimiz var' diyor. Yalan söylüyorsun Türkiye'de senin ofisin yok. Türkiye'de senin şu anda görevlendirdiğin elemanın yok. Öyleyse bunlara, bunun bedelini bizim ödetmemiz lazım. Ofisini açacaksın, vergini, her şeyini ödeyeceksin. Açmadığın takdirde de bedelini ödeyeceksin. Bu noktadaki çalışmalarımızı Meclis'in açılmasıyla birlikte farklı istikamette takipçisi olarak yürütmemizin gereğine inanıyorum. Çünkü kurumlarımızın ve görevlilerimizin fedakarlıkla yürüttüğü yangınla mücadelemize gerçek dışı bilgi ve haberlerle leke sürmeye çalışıyorlar. Manipülasyonun, dezenformasyonun bini bir para. Buna nereye kadar tahammül edeceksin? Bu kadar gayret, bu kadar kahramanlar ortada canı pahasına koşacak, bunlar ise bunu söyleyecek. Artık bu yıkıcı faaliyetleri yapanlara bakıyor ve hiç şaşırmıyoruz. Ama hiç şaşırmadığımız gibi de bunların da diyoruz ki bir bedeli olsun artık.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzensiz göçmenlerle ilgili olarak ise, 'Herkes şunu bilsin ki Türkiye yol geçen hanı değildir. Bütün bunları biz ölçüyoruz, biçiyoruz, adımımızı da ona göre atıyoruz.' ifadelerini kullandı.
(Ekşi sözlük'te açılan başlık) Halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor diye başlık atıyorsunuz. Bunu yazan kim? Bilmiyoruz. Ben isimlerini dahi anmanın gerekli olmadığı kanaatindeyim. Sahte adlı, takma adlı klavye kahramanları söz konusu. Hakaret etiğiniz insanlar gerçek kimlikleriyle göz önünde olan insanlar. Hakaret etmek istiyorsunuz, burası hukuk devleti, bedelini ödersiniz. Meclis açıldıktan sonra ekim ayında sanırım düzenleme yapılacak, Cumhurbaşkanı işaretini verdi. Eleştiri en doğal haktır ama eleştiri hakkınız insanlara hakaret etme hakkınız yok.
Ya ne demek halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor? Neden klavye başında sokağı hareketlendirmeye çalışıyorsun?
Türkiye'de böylesi bir kritik coğrafyada yer alan bir ülke olarak buna bir önlem almak zorunda.
Türkiye'de yazılı basında faaliyet gösteriyorsanız tabi olduğunuz kanunlar var. Görsel basında RTÜK kanunu var. Sosyal medyada böyle bir şey yok. Herkes yediğini içtiğini paylaşmıyor. Başka bir coğrafyada olan görüntüleri o kişi sahte hesapla sanki Türkiye'deymiş gibi yayınlayabiliyor. Ve anında sosyal medyada paylaşılabiliyor. Bunu yapmak zorundasınız. Bunun özgürlüklerle falan alakası yok. Türkiye'yi sokağa hareketlendirmekle ilgili çok fazla manipülatif paylaşım yapıldığını biliyoruz. En son Help Turkey. Paylaşımların çoğu İngiltere, ABD'den atılan tweetler. Dünyanın bütün ülkeleri nasıl tedbir almak istiyorsa Türkiye'de almak zorunda.
MÜLTECİLER VE 'TALİBAN'LA GÖRÜŞECEĞİZ' AÇIKLAMASI
Dün gecenin en önemli açıklamalarından birisi budur. Türkiye bir geçiş noktası, coğrafi olarak. Her şey buradan geçiyor. Batı'ya buradan gidiyorsunuz. Bu içinde bulunduğumuz çağda 70 milyon insan daha iyi hayat ümidiyle Batı ülkelerine akın ediyor. Geçiş güzergahı Türkiye. Türkiye ne yapıyor engellemek için? Bütün o dağlık ve sarp Doğu sınırına duvar örüyor. Biz biliyoruz ki Tacikistan'da çekilmiş görüntüler Türkiye'deymiş gibi servis ediliyor. Türkiye'de yok mu? Var. Türkiye buna karşı tedbir almaya çalışıyor. Sorunu asıl kaynağından çözmeye çalışıyor. Sınırlarınızı sadece korumaya alarak çözemezsiniz. Türkiye'nin yürüttüğü diplomaside ulaşamaya çalıştığı şey bu.
Suriye'de 500 bin üzerinden insan geri döndü. Adı üzerinde güvenli bölge. Türkiye o insanların başına misket bombaları yağmasını engelledi. Bu sayı önümüzdeki dönemde daha da artacak. 'Kapılarımı kapatıp otururum' diyemiyorsunuz. Kapı komşunuz. Türkiye sorunu kaynağından çözmek için Afganistan'da aynı yöntemi izliyor. Türkiye ile Afganistan arasında tarihten gelen bağlar var. Sokakta hiç bir uluslararası gücün askeri orada rahat dolaşamıyor, bir tek Mehmetçik dolaşıyor. Onların gözünde Türkiye kendi açılarından dost bir ülke. Türkiye'nin bu konuda çok net tedbirler aldığını söyleyebilirim
35 milyonun yaşadığı bir ülkede bir göç akınını durdurmak için komşularıyla da diplomasi yürütmelisiniz. Pakistan'la görüşüyor Türkiye.
SURİYE İLE GÖRÜŞME YAPILIR MI?
Eğer ki Suriye'de kendi vatandaşlarının üzerine misket bombaları ile saldıran bir anlayış son bulacaksa, özgür seçimler yapılacaksa tabi ki iki ülke görüşür, görüşmeye mecburdur. Bizim sınırımız var Suriye ile. Türkiye'ye Suriye'den gelenlerin yüzde 18'i terör örgütü PKK'nın kontrol ettiği bölgelerden kaçan Kürt kökenli insanlar. 3.5-4 milyondan sığınmacıdan bahsediyoruz, yüzde 20'si YPG'den kaçanlar. Bize öyle bir Suriye anlatıyorlar ki, sanki her şey dört dörtlüktü. Öyle değil işte. İçerde diktatoryal bir anlayışla kendi vatandaşını katletmekten çekinmeyen bir yönetici profili söz konusu. Bu insanların ülkelerine geri dönmeleri için orada evler inşa eden, samimi irade gösteren tek ülke Türkiye. Türkiye elbette bu yükü taşımak istemez. Açın sınırları gitsinler diyorlar. O sınırları açınca size 10 kişi geliyorsa, gelişler 10 katına çıkar. Düşünsenize Türkiye sınırlarını açmış, rahatlıkla batıya geçebiliyorsunuz, o zaman herkes gelir.
YÜZ YÜZE EĞİTİM VE AŞISIZLARIN SALGINI
Aşılama oranları arttıktan sonra yoğun bakımda yatan sayısında azalma görüyoruz. Hala bir aşı karşıtlığı üzerinden insanların aşı olmasını engelleyebilecek bazı haber ve yorumlar görüyoruz. Herkesin en temel hakkıdır, 'ben aşı olmayacağım' diyebilir. Fakat burada mesele sizinle bitmiyor. Aşıyı olmak en doğru çözüm gibi görünüyor. Ben bu noktada aşının süratli bir şekilde gerçekleştirilmesi noktasında önümüzdeki günlerde bazı tedbirler alınacağını gördüm diyebilirim.
NASIL HAZIRLANDI BU SORULAR?
Sorular bunlar, 21 soru hazırlamışız. Abdulkadir Bey'in odasında kendisi ile buluştuk Pazartesi öğlendi. Gazetecilikten anlayan herkes ülkenin ana gündem maddelerine çalışır, biz de öyle yaptık.
SORULARI SİZ Mİ HAZIRLADINIZ?
Abdulkadir Selvi'nin bilgisayarında birlikte hazırladık. Dün şöyle bir gelişme oldu. Kamu işçilerinin zam oranı belli oldu. Yayın öncesinde bize sadece bu soruyu da sorulara ekleyip eklemeyeceğimizi sordular, onu da ekledik. Bizim hazırladığımız sorulara ilave tek soru budur. Fındık taban fiyatlarının açıklaması, yangınlarla mücadelede kullanılan uçak sayısı, çalışan sayısı... Türkiye'nin gündemi bu, bu sorulara cevap verecek. Sosyal medyada kopan fırtına da toplumun geniş kesimini etkileyen mesajlar verildiği için bunu kırmak için ortaya atılan iddialar. Şu sorularda bir tane değişiklik yapılmadığını da kendilerine ispatlarım merak eden varsa.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin değerlendirmeleri ise şu şekilde:
(Sosyal medya düzenlemesi) Cumhurbaşkanının bu konuda oldukça kararlı olduğunu gördüm. AK Parti'de bu konuda yürütülen bir çalışma var. Meclis açıldığında Meclis'e sunulacak. Eleştiri haklarını kullanan internet siteleri ile ilgili sorun yok. Sorun, internet sitelerini, sosyal medyayı dezenformasyon aracı olarak kullananlarla ilgili. Bu Türkiye açısından milli güvenlik sorununa dönüştü.
Hatırlamak istemediğimiz Maraş olayları yalan haber üzerinden yaşanmıştır ki. Yalan söylentiler üzerinden büyük bir acı yaşanmıştı. FETÖ, PKK ve onlara müzahir olan gruplar var. Haber amacı ile değil içeriyi karıştırmak amacıyla kullanılıyor. Biz bunu Gezi olaylarında gördük. Başka ülkelerde yaşanan olaylar Türkiye'de oluyor diye servis edildi. Sel oluyor, deprem oluyor her işi bıraktık bunlarla mücadele etmek zorunda kaldık. Fransa, Almanya bu düzenlemeyi yaptı. Bu ülkeler demokraside bizden geri ülkeler mi? Artık 5. kol faaliyetleri sosyal medyadan yürütülüp, eleştiri hakkını korumak suretiyle bir takım önlemler alınıyor. Ben de sayın Cumhurbaşkanını bu konuda kararlı gördüm
GÖÇMEN POLİTİKASI
Dün sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaptığı andan itibaren uluslararası ajanslar harekete geçti, bizdekiler maalesef algı operasyonlarıyla uğraşıyor. Taliban, Afganistan'ın bir gerçeği. Amerika Taliban'la görüşüyor. Türkiye işi kaynağından çözmek için neden Taliban'la görüşmesin. Cumhurbaşkanı, Taliban lideri ile görüşeceğim deyince şaşırdı, çok riskli bir karardı. Taliban, Afganistan'da sürekli şehirleri ele geçiriyorsa, o insanları göç dalgası olarak İran'dan Türkiye'ye akmasını önleyemezsiniz. Atatürk döneminde başlayan çok sağlam bir dostluğumuz var. Orada kendi bayrağı ile dolaşan tek büyükelçi Türkiye büyükelçisidir. Biz Irak'ta Suriye'de güvenli bölgeler oluşturduk. Hem Afganistan'a hem de dünyaya karşı sorumluluğumuz gereği orada sorunu merkezinde çözmemiz lazım. Türkiye, Afgan göçmenler konusunda açık kapı politikası uygulanıyor deniyor. Böyle bir dezenformasyon dolaşıyor. Türkiye net bir tavır ortaya koydu, 'Türkiye yol geçen hanı değildir' dedi. Yakalanıp Afganistan'a geri gönderilenlerle ilgili rakamları verdi. Bu ciddi bir kararlı duruştur. Belli ki Türkiye bu konudaki tavrını daha da sertleştirecek Afganistan'dan gelenlerle ilgili. Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük risk aldı ama doğru olanı yaptı.
SURİYE İLE GÖRÜŞME OLUR MU?
İstihbarat servislerinin görüşmesi var ama Suriye Devlet Başkanı ile görüşmek için şartların henüz oluştuğunu düşünmüyorum ben.
SALGINDA SON DURUM... AŞI OLMAYANA KISITLAMA GELECEK Mİ?
Bu soruyu hem Cumhurbaşkanı'na hem de bir hafta önce görüştüğüm Sağlık Bakanı'na sormuştum. Negatif ayrımcılıktan ziyade toplum içine girdikleri anda bir takım kısıtlamalar düşünülüyor. Yüz yüze eğitimle ilgili sorulara eğitimin başlamasına taraf olduğunu, gönlünden öyle geçtiği yönünde cevaplar verdi. Siz aşı olmadığınız zaman benim sağlığımı tehlikeye atmak gibi bir hakkınız yoktur. Maçlarda başlayacak. Ardından tiyatro, sinema, şehirlerarası otobüsler, uçak yolculuğunda bu kısıtlamalar başlayacak. Bunların tedbirsizliği yüzünden bir takım kapatma kararları alındı, insanlar hayatlarını kaybettiler. Belli alanlarda dirençler var. Bunları da bir takım yaptırımlarla, günlük hayatımızı kısıtlamalar da bir tehlikeye sokmadan bu aşı uygulanacak, aşısını yaptırmayanlar da bu kısıtlamalarla karşılaşacaklar.
CANLI YAYINDAKİ SORULAR
Bu dezenformasyonun da ötesinde bir algı operasyonu. Cumhurbaşkanı ile yayına hazırlanıyorsun, pazartesi bunun için çalıştık. En son giderken yola sel olayı vuku buldu. Biz oraya oturduğumuzda Cumhurbaşkanımızın kafasında da bu vardı. Siz gazeteci olarak bu sıcak soruyu sormaz mısınız? Cumhurbaşkanı diyor ki 'Taliban lideri ile görüşeceğim.' Afgan göçmenler konusunda 'Türkiye yol geçen hanı değil' dedi. Anayasa çalışmasının büyük oranda tamamlandığını o yayın sırasında öğrendik. Ne gerekiyorsa o yayın sırasında biz Cumhurbaşkanı'na sorduk. Özal da Demirel de bir özellikleri vardı, rakamlara çok hakim insanlardı. Biz masaya oturduğumuzda Demirel masaya dosyaları yığardı. Bunu yapmayan liderler de gördük. Soru sorulur, net cevap veremez.
Kamuoyunun karşısına çıkıyorsunuz. Sadece Türk kamuoyu değil ki yabancı kamuoyu da izliyor. Burada yanlış olan ne? Orada verdiği habere dikkat edin. Taliban lideri ile görüşeceğim diyor. Fındık taban fiyatlarını açıklıyor, tüm bölgeyi ilgilendiriyor. Bu açıklamalar üzerinde tartışılsa daha iyi olur ama trollerin peşlerine takılıyorlar. baktım bir takım FETÖ'cü hesaplar. Verdiği bilgiler doğru mudur değil midir, keşke tartışma bunun üzerine yapılsa.