Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Bölgesi'nde inşa edilen Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi ile Büyük Ankara Camisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmaya, içinde bulunulan bereketli günlerin tüm insalık için barışa, huzura, refaha vesile olmasını dileyerek başladı.
Ramazan boyunca yapılan duaların, eda edilen ibadetlerin kabul ve makbul olmasını temenni eden Erdoğan, vatandaşların sevdikleri, aileleri, dostlarıyla sağlık, afiyet ve emniyet içinde idrak edecekleri bir Ramazan Bayramı'na kavuşmasını diledi.
"Mübarek cuma gününde Ankara'mıza böyle muhteşem bir eser kazandırma bahtiyarlığı yaşatan Rabbime sonsuz hamdüsenalar olsun." diyen Erdoğan, resmi açılışı yapılan Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi ve Büyük Ankara Camisi'nin başkente hayırlı olmasını Allah'tan niyaz etti.
Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Bölgesi'nde yaklaşık 80 dönümlük araziye inşa edilen bu külliyenin, 15 bin cemaat kapasitesi, misafirhanesi, bedesteni, el sanatları dükkanları, 5 bin kişilik kongre ve kültür merkeziyle başkent Ankara'ya yakışır bir eser olduğunu dile getiren Erdoğan, kütüphanesi, otoparkı, geleneksel hamamı, aşevi ve diğer özellikleriyle Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi'nin millete çok yönlü hizmetler vereceğini söyledi.
Erdoğan, camilerin sadece taştan, tuğladan, betondan ibaret binalar değil, müminlerin tüm farklılıklarını bir tarafa bırakıp Hakk'ın karşısında eşitlendiği, cem olduğu, günde 5 defa kulluk görevinin ifa edildiği mukaddes mekanlar olduğunu vurguladı.
Camilerin birer ibadethane olmanın ötesinde mimarisiyle, süslemeleriyle, hüsnühat ve tezhipleriyle bulunduğu mekanla, ismiyle, medeniyetin farklı özelliklerini yansıttığını anlatan Erdoğan, birer mimari eser olan camilerin, inşa edildikleri şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandırdığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Medeniyetimizin sembol şehirlerinin hemen hepsi yine sembol bir cami, medrese ve külliyeyle anılır, böyle hatırlanır. İstanbul'u Sultanahmet'siz, Süleymaniye'siz, Edirne'yi Selimiye'siz, Bursa'yı Ulu Cami'siz düşünemeyiz. Mardin denilince, Erzurum, Konya, Kayseri denilince aklımıza önce her biri ayrı güzellikteki medreseleri, camileri gelir. Ankara'yı Hacı Bayram Veli Camisi ve türbesi olmadan anlatmak mümkün değildir. Merhum Turgut Özal'ın gayretleriyle tamamlanan Kocatepe Camisi de yakın dönemde Ankara'yı anlatan sembol eserlerden biridir. Hamdolsun dönemimizde Beştepe Millet Camisi ve Melike Hatun Camimizin de kısa sürede başkentimizin timsalleri arasına katıldığını görüyoruz. Ankaralıların yanı sıra farklı vesilelerle şehrimize gelen vatandaşlarımız da muhakkak buraları ziyaret ediyor."
"Şehrimizin kadim kimliğini güçlendirecek"
Erdoğan, geçen hafta ibadete açılan Büyük Çamlıca Camisi'nin şimdiden İstanbul'un abide eserlerinden biri haline geldiğini vurgulayarak, "Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla milletimizin tüm fertleri sadece mübarek gün ve gecelerde değil sabah namazlarında da Büyük Çamlıca Camisi'ne koşuyor, tam bir muhabbet ikliminde ibadetlerini yerine getiriyor. 60 bini aşkın cemaati kubbenin altında ve avlusunda toparlayabiliyor." dedi.
Osmanlı, Selçuklu ve modern mimarinin en güzel özelliklerini barındıran Diyanet Bilim ve Kültür Merkezinin Ankara'ya damgasını vuracağını belirten Erdoğan, "Bu abide eser Cumhuriyetin Ankara'sını Selçuklu'nun, Osmanlı'nın Ankara'sı ile yeniden kucaklaştıracak, şehrimizin yıllardır örselenen kadim kimliğini güçlendirecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Medine'deki Mescid-i Nebevi'nin inşasından beri İslam toplumlarında camilerin hayatın merkezi, bulunduğu çevrenin kalbi olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Nasıl ki kalp insanı hayatta tutan ana organsa mabetler de ilim, hikmet ve fazilet merkezi olarak toplumu diri tutar, canlı tutar, ayakta tutar. Camilerimizi sadece namaz kılınıp dağılınan ibadet mekanlarına dönüştürmek ona yapılacak en büyük saygısızlıktır. Camilerin süsü cemaatidir, özellikle de gençlerdir. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, pirifanilerin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami mahzun ve öksüz kalmış demektir. Çocukların gelmediği, gençlerin uğramadığı, hanımların sahip çıkmadığı camiler ne kadar muhteşem olurlarsa olsun boynu bükük kalmaya mahkumdur. Geçmişte olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleceğin teminatı olan genç kuşakla camilerin arasında yapay duvarlar örmemek, gençlerin kalplerini camilere ısındıracak faaliyetler düzenlemek gerektiğini söyledi.
Erdoğan, "Günde 5 vakit bize kulluğumuzu hatırlatan çağrıya cevap vererek, önce kendimizin sonra evlatlarımızın ayaklarını camilere alıştırmalıyız." dedi.
Diyanet Bilim ve Kültür Merkezinin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, geçen yıl vefat eden Prof. Dr. Fuat Sezgin'i rahmetle yad etti.
Namazları, duaları, zikirleri, ders ve ilim halkalarıyla camiye sahip çıkan herkese şükranlarını sunan Erdoğan, külliyede yapılacak duaların edilecek ibadetlerin şimdiden Hakk katında kabul ve karin olmasını niyaz etti.
Erdoğan, "Rabbim bizi sevgisiz, susuz, havasız, vatansız, mabetsiz, minaresiz, ezansız bırakmasın." sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın duasıyla açıldı
Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Lütfiye Selva Çam, Ankara Valisi Vasip Şahin, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Mustafa Tuna ve Melih Gökçek katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı korolardan oluşturulan topluluğun, ilahiler ve salavat-ı şerife okuduğu tören, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yaptırdığı duanın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bakanlar ve konukların kurdeleyi kesmesiyle tamamlandı.