Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2020 yılı bütçe sunumunu yaptı. Bakan Gül, yargı reformu stratejileri kapsamında yeni strateji belgesinin 2019-2023 yıllarını kapsadığını, belgede adalet sisteminin işleyişine yönelik 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet yer aldığını söyledi.
Bakan Gül, hukuk politikalarımıza yön verecek strateji belgesi ile yargıya güvenin artırılmasını, yargı bağımsızlığının güçlendirmesini, insan odaklı hizmet anlayışının geliştirilmesini, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesini, hukuki güvenliğin tahkim edilmesini ve adalete erişimin kolaylaştırılmasını amaçladıklarını kaydetti. Bakan Gül, Birinci Yargı Paketi'nin getirdiği yenilikleri anımsatarak, "Bildiğiniz üzere vatandaşlarımızın lekelenmeme hakkını temin etmek için 2017 yılında Ceza Muhakemesi Kanununun 158'inci maddesinde yaptığımız değişiklikle hiçbir delile dayanmayan, soyut ve genel nitelikteki ihbarlar üzerine savcılarımıza herhangi bir soruşturma işlemine girişmeksizin 'soruşturma yapılmasına yer olmadığı' kararı verebilme imkanı getirmiştik. Bu sayede, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 25 Ağustos 2017 tarihinden 1 Kasım 2019'a kadar, 249 bin 84 dosyada, 146 bin 382 vatandaşımız haksız itham ve ihbarlardan korunmuş oldu" diye konuştu.
'ÇOCUKLARIN DAVALARININ ÖNCELİKLİ GÖRÜLMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ'
Bakan Gül, yargılamaları hızlandırmak ve iş yükü dağılımındaki adaleti sağlamak için ağır ceza ve asliye mahkemeleri arasındaki görev ayrımını gözden geçireceklerini bildirerek "Suça sürüklenen çocukların davalarının öncelikli görülmesini sağlayacağız ve çocuk adalet sistemini onarıcı adalet yaklaşımı üzerine kuracağız. Sistemi bu perspektifle yapılandırırken mağdur odaklı bir modeli benimsedik. Mağdur odaklı adalet anlayışımız sadece çocuklarla sınırlı değildir. Günümüzün ceza adaleti yaklaşımı, suçtan caydırma ve failin cezalandırılması kadar mağdurun korunması ile zararlarının giderilmesine de önem vermektedir. Adli Görüşme Odaları projemiz kapsamında bugün için 49 ilde 59 Adli Görüşme Odamız bulunmaktadır."
'YAŞLI, HAMİLE VE ÇOCUKLARIN CEZALARINI EVDE ÇEKMESİ ALTERNATİFİ'
Bakan Gül, yargı reformunun birinci paketi ile yasal altyapısı oluşturulan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinin ülke geneline yaygınlaştırılacağını belirterek şunları söyledi:
"Bu müdürlükler, kadına karşı şiddetle mücadelemizde önemli birer merkez olacaktır. Tüm toplumu derinden etkileyen bir konu haline gelen kadına karşı şiddet özellikle son zamanlarda sıklıkla gündem olmaktadır. Bu konunun çözümüne ilişkin yöntemleri ve atacağımız adımları mukayeseli hukuk çalışmalarımızla kapsamlı bir şekilde değerlendiriyoruz. Gerek mevzuat düzenlemelerinde gerekse uygulamalarda bu fiilleri engelleyecek ve faillerin gerekli cezaları almalarını sağlayacak tedbirleri diğer kurumlarla işbirliği halinde almak kararlılığındayız. Yargı Reformu Stratejisiyle öngördüğümüz yenilikler doğrultusunda, infaz usullerini değindiğim amaçları karşılayacak şekilde geliştirmeyi, bu arada güncel teknolojileri sisteme entegre etmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda şiddet içermeyen bazı suçlardan hükümlü olan yaşlı, hamile ve çocukların cezalarını, elektronik izleme merkezi aracılığıyla evde çekmesi alternatifi üzerinde duruyoruz. Hükümlü ve tutukluların yakınları ile görüntülü görüşmesi, elektronik dilekçe gibi yeni uygulama modellerinin geliştirilmesi de çalışma gündemimizde yer alıyor."
'NOTERLİKTE PARMAK İZİ KULLANILMASINI SAĞLAYACAĞIZ'
Bakan Gül, noterlik hizmetlerine ilişkin yeniliklerden bahsederek "Parmak izi ile kimlik doğrulama sisteminin kullanılmasını sağlayacağız. Böylece, muhtemel sahteciliklerin önüne geçilmesini planlıyoruz. Aynı şekilde, güvenli ödeme sistemleri oluşturulacaktır. Bu kapsamda satış bedelinin, noterde işlem gerçekleşmeden satıcı hesabına geçmesini önleyecek bir finansal entegrasyon oluşturmayı düşünüyoruz. Artık vatandaşımızın noterlik işlemlerinde 'param hesabıma yatmadı', 'ödeme gerçekleşmedi' gibi sorunlara bir son vereceğiz" dedi.
'FETÖ ELEBAŞI İÇİN 27 AYRI SUÇTAN İADE İSTENİLMİŞTİR'
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ ile mücadele kapsamında Türk yargısı içerisinde örgütlenen örgüte karşı hızlı bir şekilde refleks gösterilip, bağlantısı olduğu tespit edilen sözde hâkim, cumhuriyet savcısı ve yargı çalışanlarının adalet teşkilatından uzaklaştırıldığını kaydetti. Gül, "15 Temmuz'dan bu yana meslekten çıkarılan hâkim ve Cumhuriyet savcısı sayısı 3 bin 926'dır. FETÖ terör örgütüne karşı Türk yargısının göstermekte olduğu mücadele tarihe geçecek değer ve önemdedir. Fiili darbe soruşturmalarının tümü tamamlanmıştır. Açılan 289 fiili darbe davasının 270'i karara bağlanmıştır. Failler hak ettikleri cezalara çarptırılmıştır. Bakanlığımızca FETÖ konusunda iade süreçleri de büyük titizlikle sürdürülmektedir. FETÖ elebaşıyla ilgili 7 talep ABD makamlarına gönderilmiş ve 27 ayrı suçtan iade istenilmiştir. Bu taleplere ilişkin evrak uzun süredir ABD makamlarının önündedir. ABD ile Türkiye arasındaki 'Suçluların Geri Verilmesi Anlaşması' gereğince, talebin kabulü için iade istemine konu şüpheli ya da sanık hakkında yeterli suç şüphesinin bulunması kâfidir. Adli mercilerimizin ortaya koyduğu deliller, iade hukuku bakımından yeterli ölçüde ve kesinliktedir. İade talepnamelerinde pek çok bilgi, belge ve delil gönderilmiştir. Ayrıca soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında elde edilen yeni deliller de derdest dosyalar üzerinden muhataplarımıza teslim edilmiştir" dedi.
'TALEPLERİMİZİ TEKRAR ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Bakan Gül, konunun karşılıklı ziyaretlerde de ele alındığını ve defalarca anlatıldığını ifade ederek, "Haziran ayında gerçekleştirdiğim ziyaret kapsamında ABD Adalet Bakanı ile görüşmemde de bu konuyu gündeme getirerek, adli işbirliği ve suçluların iadesi anlaşmasını hatırlattım. Bu konu üzerinde ısrarla duracak ve her platformda taleplerimizi tekrar etmeye devam edeceğiz. Biz uluslararası hukukun gereklerine her zaman uyduk, muhataplarımızdan beklentimiz de budur. Türkiye, yalnız FETÖ silahlı terör örgütüyle değil, PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle de eş zamanlı olarak, aynı ciddiyet ve kararlılıkla mücadele etmektedir. DEAŞ ile en etkili mücadeleyi Türkiye yapmaktadır. Terörle mücadelede hiçbir politik seçiciliğimiz yoktur. Hiçbir terör örgütünün nazarımızda meşru ve mazur yanı yoktur" diye konuştu.