Güncelleme Tarihi:
BAKIRKÖY Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Mustafa Eraslan’ın eşi Meral Eraslan, 30 Aralık 2014’de verdiği şikayet dilekçesinde şu iddialara yer verdi:
Haydar Baş cemaati üyesi Dr. Mustafa Eraslan ve ortağı Mustafa Tekin kendi formülleriyle ürettiği bitkisel gıda takviyelerini Haydar Baş’ın eşi ve oğluna ait olan Kibarlı Şirketi vasıtasıyla pazarlıyordu. Gıda takviyelerinin içeriği kasıtlı olarak bozuldu. Bu nedenle satışlar düşünce avukatları Haydar Baş’ın prestijinin düştüğünü kaydederek 60 milyon lira zarara uğradığını ileri sürdü.
Haydar Baş ve cemaatin önde gelenleri sözde zararın giderilmesi için Eraslan’lar üstündeki baskısını arttırdı. Meral Eraslan ve Mustafa Eraslan dini liderlerine saygı duydukları için cemaatten gelen baskılara daha fazla karşı koyamadı. Şubat 2014’te Kibarlı’nın Merter’deki ofisinde Haydar Baş’ın avukatları Lütfullah Önder ve Gürcan Bahar ile buluştular.
6 MİLYONLUK MAL VARLIĞINI HAYDAR BAŞ’A DEVRETTİ
Haydar Baş’ın avukatları burada Meral Eraslan’a 4, Mustafa Eraslan’a ise 10 tane boş senet imzalattı. Ayrıca Mustafa Eraslan’dan gayrimenkullerin satışı için vekaletin kendilerine verilmesini istediler. Dini lideri Haydar Baş tarafından bir imtihana tabi tutulduğunu düşünen Eraslan, vekaleti verdi. 3 ay sonra ise Haydar Baş’ın avukatları Eraslan’ların 6 milyon liralık mal varlığını Baş’ın üzerine devretti.
Ayrıca avukatlar Eraslan çiftine zorla imzalattıkları boş senetleri de eski tarihle doldurarak Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nde takibe koydu. Tüm bunların yanı sıra Mustafa Eraslan iki kişi tarafından sopayla dövüldü. Baş’ın avukatı Lütfullah Önder, Eraslan’ın kızını arayarak senet imzalamasını istedi. Tehditlerden korkan Eraslan’ın kızı Fatma Zehra Eraslan, Lütfullah Önder’e elden 500 bin TL elden para verdi. Savcılık, Haydar Baş ve avukatlarının da bulunduğu 11 şüpheli hakkında ‘Nitelikli yağma ve açığa imzanın kötüye kullanılması’ suçlarından dava açtı.
5 BİN LİRA GELİRE MİLYONLUK SENETLER
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşmada savunmasını yapan Haydar Baş 17 çocuğu ve 5 bin TL gelirinin olduğunu söyleyerek, “Mustafa Eraslan’la aynı apartmanda oturuyorduk. Maddi durumu kötüleşmiş evine sürekli hacizler gelen bir konumdaydı. Ben de kendisi adına üzülüyordum. Kendisinin teklifi ile bir ortaklığımız söz konusu oldu. Bu ortaklıkta ben o zaman için kendisine 20 milyon dolar destek çıkarak ailemin olan Kibarlı Şirketinin pazarlamasını da yapmakla bir işe girdik. Bu işte 2010 yılında iyi paralar kazandık. Hatta 5 milyon dolarını o yıl içinde ödedi. Daha sonra da genişlemekten bahsetti. Benden destek istedi. İmalatı üretime dönüştürecek şekilde Kayseri’de fabrika kurduk. O zaman da kendisine 30 milyon TL destek çıktık. Daha sonra ödemelerin aksadığını fark ettim. Yaptığımız araştırmalarda birinci sınıf kullanması gereken malzemelerin 4., 5. sınıf malzeme kullanıldığı için pazarlamanın sıkıntı yaşadığını anladım. O dönem itibariyle 2011 yılı 2’si Meral Eraslan’dan 8’i Mustafa Eraslan’dan olmak üzere 10 adet TL senedini bana İsmail Hakkı Ergen getirdi. 2010 yılında ise 1’er milyonluk 20 adet dolar senedi aldım. Bunlardan 5’i ödemesi nedeniyle geri iade edildi. Bana borcunu ödememesine rağmen yine kazanmaya devam ettiğini öğrendim. Eşinin çocuğunun ve babasının adına gayrimenkuller olduğunu tespit ettim. Bu nedenle tasarrufun iptali davası açtım. Babası Niyazi Eraslan yanıma gelerek tasarrufun iptali davasından vazgeçmem için ricada bulundu. Tatmin edecek cevap alamadığım için reddettim. Sırf bu yüzden mizansen ile ortaya çıkarak benim kendilerinden zorla senet aldığım iddiasını ortaya koydular” dedi.
‘ÇOCUKLARIYLA TEHDİT ETTİKLERİ İDDİASI’
Mustafa Eraslan ise ilk duruşmada “Avukat Lütfullah Önder bana benim kızımın Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuduğunu, gece nöbetler tuttuğunu ‘birisi saldırır başına bir iş gelir, hatta tecavüze bile uğrar kendisine koca bile bulamazsın, ayrıca çocukların camianın kolejine gidiyor. Bir gün bir bakarsın ikisi de trafik kazasında gider’ şeklinde beyanlarda bulunmuştu. Ayrıca ondan öncesinde benim bir çocuğum balkondan düşüp rahmetli olduğu için bunu da bana hatırlatarak dillendirince o ortamda Haydar Baş’a duyduğum saygıdan o an senetleri imzaladım” şeklinde ifade verdi.
Mahkeme, ara celsede zorla imzalatıldığı ileri sürülen 14 senedi Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nden istedi ancak cevaben gelen yazıda senetlerin kaybolduğunu bildirildi.
''CEMAAT YAPILANMASINDA SÖMÜRÜLEN SADECE BİZ DEĞİLİZ''
Davanın geçtiğimiz günlerde görülen 8. duruşmasında söz hakkı alan Meral Eraslan, “Cemaat yapılanması içerisinde şahıslarla zorla yardım verilmesi talep ediliyor. Bu gibi bir şekilde bize baskı ve korku nedeniyle senetleri imzaladık ve bu nedenle borca itiraz etmedik. Cemaat yapılanması içerisinde sömürülen sadece biz değiliz. Bu yapılanma içinde bizim gibi başkalarına da senetler imzalatılıyor. Mahkemenin vereceği karar bizim gibi iradesi ipotek altına alınan birçok kişi için emsal olacak niteliktedir. Ben bir hekimim, bu şahıslarla ticari ilişkim yoktur. Bu senetleri ne için benden almışlar bunu açıklayamıyorlar. Sanıkların cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Mütalaasını açıklayan savcı Haydar Baş hakkında yağma suçunu azmettirmekten, Lütfullah Önder hakkında da yağma suçundan 6’şar yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezası isteyerek, yurtdışına çıkış yasağı konulmasını talep etti.
İKİ İSMİN MALLARINA TEDBİR KONDU
Haydar Baş, Lütfullah Önder hakkında ‘zincirleme şekilde açığa imzanın kötüye kullanılması’ suçlarından 2 şer yıl 6 şar aydan 7,5 yıla kadar, aralarında Haydar Baş’ın da olduğu tüm şüpheliler hakkında ‘Birden fazla kişiyle birlikte nitelikli yağma’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mahkeme, sanıklar Haydar Baş ve Lütfullah Önder sanıklar Haydar Baş ve Lütfullah Önder’in 3 milyon TL değerindeki taşınmazlarına tedbir konulmasına karar verirken ayrıca yurt dışına çıkışlarını yasakladı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR