Güncelleme Tarihi:
Bitlis'in Adilcevaz ilçesinin Göldüzü köyünde yaşanan olayda, Mustafa Erçetin ve Polat Ergün, sokak köpekleri tarafından ısırıldı. Adilcevaz Onkoloji Hastanesi'nde ilk müdahalesi yapılan çocuklar, kuduz şüphesi ile Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavi altına alınan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan Mustafa Erçetin'e kuduz tanısı konuldu. Polat Ergün'ün ise yapılan tetkiklerde kuduz olmadığı anlaşıldı.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, Hasan Doğramacı Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Serap Sivri ve Sağlık Hizmetleri Birimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Özer, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde basın mensuplarına açıklamada bulunmuştu.
KUDUZ TANISI KONULAN ERÇETİN HAYATINI KAYBETTİ
Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'nde kuduz tanısıyla tedaviye alınan Erçetin, bugün öğle saatlerinde doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi.
Hacette Üniversitesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Üniversitemiz İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'nde kuduz tanısıyla tedavi gören 10 yaşındaki hasta, tüm müdahalelere rağmen bugün öğleden önce hayatını kaybetti.”
Öte yandan açıklamada, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz’in konuyla ilgili "Aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan dolayı bir evladımızı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerindeyiz" dediği belirtildi.
Mustafa Erçetin'in ölümüyle ailesi ve yakınları ile arkadaşları, büyük üzüntü yaşadı. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi morgu önünde bekleyen Servet Erçetin, doktorların acı haberi verdiğini söyleyerek, "Tüm çabalara rağmen kurtaramadılar. Tedavi sürecinde sadece camdan görebiliyorduk, makineye bağlamışlardı. İlk geldiği gün bizleri tanıyordu, konuşabiliyordu. O gece uyuttular, doktorlar. Geldiği günün akşamı fenalaştı, o günden sonra doktorlar uyuttular" dedi.
Servet Erçetin, Mustafa Erçetin'in köpek ısırmasını ailesinden gizlediğini belirterek "Ailesine söylememişti, geç bilgilendirme olmuş. Buraya geldiği zaman da iş işten geçmişti. Bütün kana işlemişti. Doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Beyni bayağı hasar görmüştü, doktorların söylediğine göre. Cenazeyi bekliyoruz. Cenazeyi yarın sabah uçak ile Muş'a göndereceğiz. Oradan da alıp cenazemizi götüreceğiz. Bir sürü köpek var. Devletten beklentimiz, o köpeklerin bir barınağa gönderilmesi. Maalesef biz Mustafa'yı kaybettik" diye konuştu.
'ERKEN TANI İLE ÖLÜMLER ÖNLENEBİLİR'
Prof. Dr. Cengiz, kuduz belirtileri, ilk müdahale ve dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şunları söyledi:
"Ülkemizdeki kuduz vakalarının tamamına yakını köpek ısırması sonucu gerçekleşiyor. Burada önemli olan temastan sonra yaranın temizliğini yapmak. Hasta hayvan, tükürüğündeki mikropları kas içine bulaştırınca, kas içindeki sinirler boyu ilerleyerek omuriliğe, sonra beyne doğru gidiyor. Bulguların çıkması 1-3 ay kadar sürebiliyor. Önemli olan, kuduz virüsü sinir dokusuna daha girmeden oraya girişini engellemek. Bunun için çok iyi yara temizliği yapılması gerekiyor. Akan suda basınçlı olarak yaranın 10-15 dakika temizlenmesi gerekiyor. Bir alkol ile de temizliğin tamamlanması öneriliyor. Bundan sonra hastanın en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Özellikle yüze, beyne yakın yaralanmalar, parmaklardan olan ısırılmalar bizim için daha önemli, virüs buralardan daha kolaylıkla beyne ulaşıyor. Hastanın izlenmesine başlandıktan sonra hayvanın da gözlem altında tutulması lazım. Hastanın özellikle riskli yaralanmada lokal yara bakımından, sonra kuduz aşısının başlanması bizim için önemli. Erken tanı ile tedavisine başlanırsa ölümlerin çoğu engellenmiş oluyor."
'BELİRTİLER ORTAYA ÇIKINCA AŞININ FAYDASI OLMUYOR'
Prof. Dr. Cengiz, kuduz aşılarının sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz yapıldığını hatırlatarak, "Aşıların gözetim altında, sağlık personeli tarafından yapılması önemli. El teması ya da diğer yollarla bulaş söz konusu değil. Çocukların ailelerine haber vermesi, bu durumda çok önemli. Kuduz hastalığı önlenebilir. Sağlık sistemine henüz ulaşamamış, ailenin bilmediği zamanlarda maalesef istenmeyen sonuçlar olabiliyor. Kuduz hastalığının belirtileri öne çıktıktan sonra aşı ya da hazır antikorların faydası olmuyor. Ailelerin farkındalığı önemli.
Bazen çocuklar, korkuyor, söylemiyor. Kuduz hastalığı gerçekleştikten sonra hayatta kalma olasılığı düşük. Kuduz hastalığı geliştikten sonra hastalığı durdurmak imkansıza yakın. Erken teşhis, sinir dokularına yayılmadan hastalığın önlenmesi önemli. Tedavi edilebilir bir hastalık; ama geciktirilmemesi lazım" ifadelerini kullandı.