Güncelleme Tarihi:
İşte Bakan Kirişci'nin açıklamalarından satır başları:
Yusufeli Barajı'na inşaatın başlama tarihi 2013. 2022'de burada su tutmaya başladık. Takvimlendirme tamamlandığında 29 Mayıs'ta elektrik üretimine başlayacak. Tam 309 gün sürecek. Burası Çoruh Nehri üzerinde kurulan bir baraj. 17 proje var burada. 8 tanesi çok önemli barajlar. Yusufeli 8 barajdan bir tanesi.
1 kg domatesin Antalya'dan İstanbul'a nakliyesi ortalama 1.2 TL. 4 gün sürüyor bu, şu dediklerimizin hepsi yaşanıyor. Peki bizim 'Kent Tarımı' ile derdimiz ne? Amaç yerinde üretim, yerinde tüketim. Suyu düştüğü yerde tutacağız diyoruz ya, insanları da doğduğu yerde tutmamız lazım. Bu toplum kırsalı terk ederek mutlu olacağını sandı. Kimse bunu isteyerek yapmadı. Bizim bugün kırsalda da elektriğimiz var, kanalizasyonumuz var. İzmir'de Avrupa'nın en büyük sera kümelenmesi olacak. Balıkesir Gönen'de 8 bin dekarlık alanda, jeotermal ısıtmalı alanlarda, Türkiye'de üretilen domatesin yüzde 50'sini üretmiş olacağız. Biz burada bakanlıktan kendi bütçemizden destek verdik. Burada hasat edilen ürünler sınıflandıracak, paketlenecek ve tırlara yüklenip gidecek.
"TARIM MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR"
Bu muntazam seralar, illa jeotermalle olması gerekmez, güneşle de olur rüzgarla da olur. Şimdi biz ne çektiysek, kırsaldan göçerek bir çatışmacı yaşamın içinde kendimizi bulduk. Dolayısıyla bu insanları topluma kazandırılması ve bu insanların bulundukları yerlerde karınlarını doyması bizim için önemli. Mesela biz kadınlar ve gençlere pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Bu yılın sonu itibariyle 40 milyar lira destek verdik. Amacımız, mesafeyi kısaltmak, o uzun zinciri kesmek adına doğrudan üretildiği yerde tüketilmesini sağlamak. Kent tarımının önemli bir kolu bu. Biz birçok ürün ihraç edilmesin diye çalışmalar yapıyoruz. Bizim meyve üretimimiz 55-57 milyon ton civarında. Ben buğdaydan, çavdardan bahsetmiyorum. Şunu hemen söyleyelim. 2001 yılından beri Çiftçi Kayıt Sistemimiz var. Ama artık 2 dakikada bu e-Devlet üzerinden yapılabiliyor. Biz çiftçiye diyoruz ki, 'git çiftçi olduğu belgele'. Dolayısıyla sizin bu belgeyi almanız gerek. Biz buradaki bürokrasiyi kaldırıyoruz. Ürettikleri ürünü ihraç etmelerine bir mani yok. Tarım milli güvenlik meselesidir, önemlidir diyoruz hep. Şu an bizim elimizdeki ürünün alıcısı var. Biz sadece ihtiyaç olan ürünlerin ihraç edilmesine mani oluyor.
"SERALARLA İLGİLİ ÇALIŞMA BAŞLADI"
Mesela varisler var, kardeşler 'bana yar olmadı, ona da olmasın' diyorlar. Biz buna 2 yıl sesimizi çıkarmayacağız. Ama arazi 2 yıl sonra kiralanacak. Serayla ilgili çalışma zaten başladı. Bu projeye olan ilgiler devam ediyor. Önümüzdeki yıl bu zamanlar önemli bir bölümünün müjdesini paylaşmış olacağız. Sera OSB'leri olduğunda, biz bakanlık olarak bunları destekliyoruz. Bir taraftan da üreticinin yatırımı olacak.
SÜT FİYATLARI
Sütte şöyle bir parite var, süt fiyatı, yem fiyatı. Şu anda bizim paritemiz, üreticimiz 1 kilo süt verdiğinde, 1 kilo 400 gram yem alacak.
"EKMEKTE UN REGÜLASYONU UYGULUYORUZ"
Mesela ekmekle ilgili de un regülasyonu uyguluyoruz. Ekmekte unun maliyeti, %27. Vatandaşlarımız, pahalı ekmek yemesin diye. Ekmek bizim temel gıdamız. 7.450 liradan buğday alıyoruz, un sanayicisine 4.500 liradan veriyoruz. Niye? Ekmek yapan fırıncı ucuz etmek satsın diye.
TARIM BİTTİ TARTIŞMASI NEREDEN ÇIKIYOR?
Göreve geldikten sonra, arkadaşlara dedim ki, 'Bu ülke üretmiyor' diyenler de var. Bu güncellenen bir kitapçık (Kamuoyunda gündeme gelen iddialar gerçekler). Bir ülkenin ürettikleriyle global bir oyuncu haline getirdiğini inkar edebilir miyiz? İstanbul mutabakatı, bu tür toplantılar nerede olurdu, İsviçre'de Fransa'da olurdu. Türkiye üretiyor. Üreticiye 'Türkiye üretmiyor' nasıl diyebilirim? Bindiğiniz otomobil yerli ya da ithal olabilir. ABD bizden incir ithal ediyor. Bu ABD'nin acziyetini mi gösteriyor. Türkiye ABD'ye de Avrupa'ya da ihraç ediyor. 'Türkiye buğday ithal ediyor diyorlar' evet. Yurt dışına ihraç edilmesi için ithal ediyor. İç piyasadan vermiyoruz.
SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI
Ben de bakan olduktan sonra Golden türü bir köpeğimiz var. Adı fındık. Mamak Belediyesi'nin sahipsiz hayvanlar bunlar. Görmediğim zaman çok üzülüyorum. Türkiye'nin bu konuyu ciddiyetle ele alması gerekiyor. Bir işlem yapılıyor, kimliklendirme işlemi. Sahipli hayvanların kayıt altına alınması için. Buradaki mesele 8 milyon civarında kedi köpek var sahipsiz. Hayvanlara sokak reva görülmüş gibi bir anlayış olduğu için sahipsiz diyoruz. Buna kendimiz karar vermeyelim dedik. Bilim dünyası başta olmak üzere paydaşlar bir araya gelsin dedik. Bolu'da çalıştay düzenledik. Bunu duyuracağız. Yön haritamızı belirleyeceğiz.