Güncelleme Tarihi:
Milli Savunma Bakanı Akar, Ankara'da düzenlenen '13'üncü Büyükelçiler Konferansı' kapsamında '2023 ve Ötesinde Akıl ve Müşfik Türk Diplomasisi' oturumunda konuştu. Akar, cumhuriyet tarihinin askeri alanda en yoğun günlerini yaşadıklarını, uluslararası ortamda Türkiye'nin özne haline geldiğini vurguladı. Akar, "Bizim kara, deniz ve hava hudutlarımız var. Burada Mehmetçik gerçekten büyük bir özveriyle fedakarlıkla elinden geldiğince 'hudut namustur' anlayışıyla görevini yapmanın gayreti içinde. Diğer taraftan da biz devletimize ve milletimize şükran borçluyuz. En yüksek teknolojilerin kullanıldığı, dinleme, kamera, gözetleme sistemleri dahil bunların hepsi hudutlarımızda kullanılmakta. Dünya standartlarında bir hudut güvenliği sağlamaktayız. Yine bununla birlikte çok ciddi 'fake' haberler çıkarılmakta. Afganistan’daki bir fotoğraf sanki bizim hudutlarımızda olmuş gibi Afrika’da olmuş bir hadise bizde olmuş gibi bunlar da kullanılıyor ve bunlar da tabi ki ciddi bir şekilde sıkıntıya sebep oluyor kafalarda. Mehmetçiğin tek beklentisi emeğine saygı gösterilmesi. Bu manada yapılan çalışmaları da herkesin görmesi gerekiyor" dedi.
'BÜTÜN OPERASYONLAR BİZİM KARNEMİZ'
Bakan Akar, terör ile mücadelede önceliklerinin hudutlar, vatandaşlar ve ülkeyi korumak olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bizim yaptığımız şey; başkalarının toprağında gözümüz olmadığı gibi oradaki vatandaşın da hakkını ve hukukunu korumak için gayret gösteriyoruz. Camilerimiz Kilis’te dahi bombalandı. Reyhanlı’da şehitlerimiz oldu. İnsanlar tarlasına gidemez hale geldi dolayısıyla bizim yaptığımız şey herhangi bir keyfi ya da herhangi bir işgal hareketi değil. Tek hedefimiz olan teröristlere karşı ülkemizi, hudutlarımızı korumak. Gayretimiz bundan ibaret. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından 1 ay sonra 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı'nı yapabildik ve bu harekatta 4 bin 500 civarında DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdik; hem Irak’ın kuzeyinde hem Suriye’nin kuzeyinde. Bizim tek hedefimiz teröristler. Kürtler bizim kardeşimiz. Araplar bizim kardeşimiz. Hiçbir etnik grupla hiçbir dini grupla bizim bir muhasebatımızın olmadığını da herkesin bilmesini istiyoruz fakat maalesef içeride ve dışarıda bazıları bunu bilinçli bir şekilde medyada, siyasette istismar edenler var. Bunu bir şekilde çarpıtanlar var çünkü bütün operasyonlar bizim karnemizdir."
'BİZ TERÖRİSTLERLE MÜCADELE EDİYORUZ'
Bakan Akar, terörle mücadelede kararlı olduklarını vurgulayarak, "40 yıldır milletimizin başına bela olan terör belasını milletimizden kurtarmakta kararlıyız. Azimliyiz, kararlıyız ve çok şükür buna da muktediriz. Çalışmalarımız bu yönde. İnşallah bunu sonlandıracağız. En son başlattığımız Pençe-Kilit Harekatı'na baktığımızda harekat, 17 Nisan’da başladı. Bu artık bizim bir anlamda son halkamız. Orada 26 kilometrelik bölge var ve burası da kapatıldığı zaman hudutlarımızın emniyeti yani bir ölçüde şeklen sağlanmış olacak. Tabi bunun altının doldurulması lazım. Bu bölgeye yaptığımız büyük operasyonlar ister Pençe-Kilit olsun ister diğer operasyonlar olsun, hiçbiri işgal harekatı değildir. Biz teröristlerle mücadele ediyoruz. Tek hedefimiz teröristler. Biz bunlara karşı yaptığımız mücadeleyi sürdürüyoruz" dedi.
'1 YILDA 2 BİN 446 FETÖ MENSUBUNUN İLİŞİĞİ KESİLDİ'
Bakan Akar, mücadelenin sadece PKK ve YPG ile olmadığını, aynı zamanda FETÖ ile mücadelenin de sürdüğünü belirterek, "15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra aynı ciddiyet ve aynı samimiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir yerinde aksaklık söz konusu değil. Buna müsaade etmiyoruz. Bir diğer hususta bu hiçbir şekilde bir kişinin ya da birkaç kişinin meselesi değil. Bu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal bir meselesi. Milli Savunma Bakanlığı’nın kurumsal bir meselesi dolayısıyla bizim istihbarat örgütlerimizden, istihbari kurumlarımızdan ve yargıdan, savcılıklardan ne zaman yeni bilgiler gelirse bu çerçevede mutlaka yeni işlemler yapılmakta ve bu devam etmektedir. Son 1 yılda yani 31 Temmuz 2021- 31 Temmuz 2022 arasında 2 bin 446 FETÖ mensubunun Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiği kesilmiştir. Bunlardan 790’ının da rütbesi geri alınmıştır dolayısıyla yeni belge, bilgi çıktıkça mücadelemiz devam edecek ve bunların temizlenmesi için de ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.
"TERÖR KORİDORUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Bakan Akar şu ifadeleri kullandı:
"Rusya ve ABD bölgedeki teröristlerin çıkarılmaları konusunda teminat verdi, sözlerini yerine getirmelerini bekliyoruz. Eğer bunları yapsaydık buraya gelen göç çok daha fazla olacaktı. Terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz.
9 milyon Suriyeli ile muhatabız. Onların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bir kısmı Türkiye’de bir kısmı da Irak’ta olmak üzere. Biz Suriye’nin kuzeyindeki hayat şartlarını ne kadar normalleştirebilirsek; önce oradan gelmeyi engelleyeceğiz ardından da orayı cazibe merkezi haline getirerek Türkiye’deki Suriyeli kardeşlerimizi evlerine ve topraklarına dönmelerini sağlayacağız.
Yapılan harekatlar sonrası terör örgütünün çöküş sürecinde ve panik içinde olduklarını görüyoruz. Kendi teröristlerine gidin ne yaparsanız yapın diyorlar, saldırıları teşvik ettiklerini görüyoruz.
"TERÖR KORİDORUNU KAZANLAR BURAYA GÖMÜLECEK"
Terör belasından milletimizi kurtarmakta kararlıyız. İnşallah bunu da yapacağız. Pençe-Kilit harekatı olsun diğer harekatlarımız olsun hiçbiri işgal hareketi değildir.
Şu ana kadar bölgede 311 terörist etkisiz hale getirildi. Terör koridorunu kazanlar buraya gömülecek.
Mağaralar 3 katlı, 5 katlı burada yaşam malzemeleri ve silahlar mevcuttu. İsveç ve ABD silahları gözüküyor yapılan açıklama ‘biz onlara vermedik’ ancak tatmin eden bir açıklama değil."
'İMZALANAN MUTABAKAT UKRAYNA LİMANLARIYLA ALAKALI'
Bakan Akar, Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler ve tahıl sorununa değinerek, "Savaş var ama buradaki durum tamamen insani. Diğer taraftan bir mayın problemi vardı ama şu ana kadar herhangi bir mayın problemi olmadı. Eğer herhangi bir şekilde bir mayın problemi olursa ona karşı da çalışmamızı sürdüreceğiz. Ayrıca bu varılan mutabakat 120 gün geçerli olacak. Herhangi bir itiraz olmazsa bu otomatikman devam edecek olursa yenilenecek. Bu yapılan çalışma, imzalanan mutabakat muhtırası Ukrayna limanlarıyla alakalı, Ukrayna limanlarındaki tahıl ve gıda maddelerinin sevkiyle alakalı, Rus limanlarını kapsamıyor. Rus limanları için görüşmeler devam ediyor. 20 gemi bekliyor, bir model oluştu. Giriş-çıkışlar nasıl yapılacak? Bunun adı konuldu. Buna göre de arkadaşlar bu çalışmaları sürdürüyor. Bizim dileğimiz ve temennimiz; tahıl ve gıda konusunda ortaya çıkan görüşmenin bundan sonra model olması" dedi.
'YUNANİSTAN'IN YAPTIĞI UYGULAMALARDA TACİZ VAR'
Bakan Akar, Yunanistan ile ilişkilerin de ayrıca önem arz ettiğini söyleyerek, "Yunanistan'ın bugüne kadar yaptığı uygulamalarda, söylemlerde, eylemlerde gerçekten haklarımıza taciz ve tecavüz var. Bütün bunlara rağmen görüşmeler yoluyla diyalogla diplomasiyle 'Bu durumları çözelim' diyebiliyoruz fakat maalesef bu konuda yanıt alamıyoruz. Gerçeklere aykırı eylemler ve söylemler. Yunanlı muhataplarımız adeta her sabah kalktığında belli kişiler var; onlar 'Türkiye aleyhine ne yapabilirim, ne söyleyebilirim' diye başlıyor. Yunanistan'da, iç politikada Türkiye düşmanlığı bir reyting yapıyor, prim yapıyor. Dolayısıyla bunlar haklı-haksız, askeri, sivili, hepsi; kendi sıkıntılarını gidermek, örtmek bakımından Türkiye'ye karşı eylem ve söylemlerle kendi günlük hayatlarını geçirmeye çalışıyor. Bunun çok tehlikeli bir yol olduğunu söylemeye devam ediyoruz" diye konuştu.
'F-16 VE F-35 BİRBİRİNDEN FARKLI SÜREÇLER'
Bakan Akar, Türkiye'nin F-16 başvurusuyla ilgili de "F-16 ve F-35 süreçleri birbirinden farklı süreçler. F-16 konusu ayrı bir süreç. Bunu Amerikan Savunma Bakanlığı tekrar tekrar vurguluyor. Gelen heyetler, 'Sizinle sadece F-16 konusunu görüşeceğiz, diğer ekip sadece F-35'i görüşecek' diyor. Bunlar devam ediyor. F-16 müracaatımızı yaptık. Bu müracaat kapsamında 3 toplantımızı yaptık. Ağustosta bir toplantı daha yapacağız. Yakın bir zamanda Amerika'ya davet ettiler. Burada birtakım şartlar konuldu. 'Bu şartları kabul etmemiz mümkün değil' diye muhataplarımıza söyledik. Dışişleri Bakanı'mız da söylediler ve söylemeye de devam ediyoruz ve temennimiz; gelen haberlere göre, senatoda bunun kaldırılabileceği. Geçen Madrid'de yapılan zirvede de Sayın Biden'ın çok olumlu bir yaklaşımı olduğunu gördük" dedi.