Güncelleme Tarihi:
Ankara Adliyesinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Kocaman, Başsavcılığın 2019 çalışmalarına ilişkin istatistikler verdi, soruları yanıtladı.
Kocaman'ın verdiği bilgilere göre, Başsavcılıkça geçen yıl FETÖ mensuplarının "ankesörlü-kontörlü" telefonlarla haberleşmelerine yönelik 6 bin 906 kişi hakkında soruşturma açıldı ve 77 operasyon düzenlendi.
Operasyonlarda gözaltı kararı verilen 2 bin 765 kişiden bin 107'si tutuklandı, bin 538'i adli kontrolle serbest bırakıldı. Yakalananlardan 754'ü etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek itirafçı oldu.
Gözaltı kararı çıkarılan şüphelilerden 35'i sonradan teslim oldu, 337'si ise halen firari.
Etkin pişmanlığın kamuoyunda bazen yanlış anlaşıldığını belirten Kocaman, talep eden her şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanamadığını hatırlattı.
"Bildiğimiz şeyleri tekrarlarsa etkin pişmanlıktan yararlanamaz. Bize yeni bir şeyler söylemesi lazım." diyen Kocaman, 15 Temmuz'da dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın koruma subaylığını yapan ve sonraki aylarda emniyete teslim olan Burak Akın'ın durumunu örnek gösterdi.
Kocaman, "Akın'ın verdiği bilgilerle o dönemde Düzce İl Jandarma Komutanı gözaltına alınmıştı. Bu, etkin pişmanlığa bir örnektir." dedi.
Bir soru üzerine Kocaman, ankesör soruşturmalarını yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeline değil, ASELSAN ve TÜBİTAK personeline yönelik de yürüttüklerini ancak diğer bakanlık ve meslek grupları için çok yaygın olmadığını ifade etti.
"FETÖ'yü çok sinsi ve istihbarat örgütü gibi düşünüyoruz"
Kocaman, bir gazetecinin "ByLock ile ilgili operasyonların yeniden arttığını görüyoruz. İçişleri Bakanı büyük bir operasyonun sinyalini vermişti. Şu an ne durumdayız?" sorusu üzerine, "FETÖ ile mücadelede çok iyi bir noktaya geldiğimizi, çok ciddi mesafe katedildiğini değerlendiriyoruz. FETÖ'yü çok sinsi ve istihbarat örgütü gibi düşünüyoruz. Devam eden soruşturmalar var ama operasyonel güçlerinin kalmadığını değerlendiriyoruz. 15 Temmuz ile ilgili davaların hepsini açtık. Bir kısmı ilk derece mahkemelerinde sonuçlandı." diye konuştu.
Kocaman, "FETÖ metre"yi idari yönden uygulayıp uygulamamanın kurumların takdirinde olduğunu belirterek, ceza soruşturması sırasında bütün ayrıntılara baktıklarını, bu sırada devletin bütün birimleriyle çalıştıklarını ve koordinasyon sıkıntılarının bulunmadığını ifade etti.
Bir başka soru üzerine Kocaman, ByLock soruşturmalarına değindi. MİT'in geçmişte Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ByLock'la ilgili liste gönderdiğini, kendilerinin de bunun üzerinde çalıştıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Soruşturma bir noktaya geldikten sonra biz illere gönderdik. Önce 125 bin küsurlarda bir rakam gelmişti. Sonra bu, 100 binlere indi. Kamuoyunda 'Mor Beyin' olarak bilinen olayla 11 bin 480 kişi de liste dışına çıkarılınca Türkiye geneli 90 bin civarı bir rakam oldu ve biz bunları ilgili başsavcılıklara gönderdik. Bu arada, KOM Daire Başkanlığında kurduğumuz ekip içeriklere çalıştı. Bu, gizli istihbarat örgütü gibi bir örgüt. Şifre içinde şifre. Gizliliği sağlamak için şeytanın aklına gelmeyecek şeyler kurmuşlar. Bu içerik çalışmaları, KOM Daire Başkanlığında devam ederken buna uzman ekibin bakması gerekiyordu.
Diyelim iki meslek grubu bir şeyler yazışmış, orada bile bazen şifreli konuşuyorlar. Onu, o meslektekiler anlayabiliyor. Bu içerik çalışması sırasında yeni yeni ByLock kullanıcılarına ulaşıldı ama bunun da tam rakamını veremiyoruz. Bu rakam şu an için 25 bin diyemeyiz. Geçen yıl 4 bin kişilik yeni isme ulaşılmıştı. Şimdi biraz daha üzerinde olabilir sayı. Bu sayı Türkiye genelinde tabii."
"FETÖ ile mücadele hayati"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Adil Öksüz'ün nerede olduğunu bildikleri"ne ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine, "Adil Öksüz, terör örgütünün çok önemli bir yöneticisi ve hakkında yakalama kararları var. Görüldüğü, bulunduğu yerde yakalanıp hesabını verecek. İstihbari takip konusu İçişleri Bakanlığının yetkisinde." dedi.
Kocaman, "FETÖ ile mücadelenin hayati olduğunu" söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bu terör örgütü ortadan kaldırılmadığı sürece her Türk vatandaşı ve devlet için tehdit devam eder. Kontrolünün de dışarıda olduğunu biliyorsunuz. Hiçbir değerleri yok, yapamayacakları şey yok, veremeyecekleri zarar yok. Bunlar bukalemun gibi. Aklınıza gelen gelmeyen her türlü zararı verecek bir örgüt. FETÖ ile mücadeleye kararlı şekilde devam ediyoruz, bundan sonra da devam edeceğiz. Hiç rehavete kapılmadık."
"FETÖ'nün siyasi ayağı"na ilişkin soru üzerine de "Gelen ihbar üzerine soruşturma açıyoruz, resen açtığımız soruşturmalar da oluyor ama 'siyasi ayak soruşturması' diye bir şey hukukta da yok. Zaman zaman belli isimler dosyalarda tanık veya şüpheli olarak geçiyor, onlarla da ilgili gereği yapılıyor." ifadelerini kullanan Kocaman, bir başka soruyu yanıtlarken "FETÖ borsası diye bir soruşturmamız yok" dedi. Kocaman, münferit iddiaları soruşturduklarını dile getirdi.
Kocaman, bir gazetecinin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter'in beraat kararını Başsavcılığın istinafa taşıdığını hatırlatması üzerine, "Bizim açımızdan o dolu bir dosyaydı, mahkeme beraat kararı verdi, istinafa götürüldü. Bozulacağını düşünüyoruz, ciddi deliller vardı." dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkındaki soruşturmanın devam ettiğini, ifadesinin ise alınmadığını belirten Kocaman, bazı avukatların, Almanya'nın da arasında bulunduğu bazı ülkeler adına casusluk yaptıkları iddiasıyla yürütülen soruşturmanın da sürdüğünü, dava açma aşamasına gelindiğini açıkladı.
Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında Gökhan Nuri Bozkır'ın iadesi için Ukrayna'ya talepte bulunulduğunu anımsatan Kocaman, Bozkır'ın önemli bir kişi olduğunu değerlendirdiklerini, hakkındaki iddiaları kendisine sormak istediklerini, bunun için Ukrayna'nın iade konusundaki cevabını beklediklerini anlattı.
Bazı sınavlarda usulsüzlük yapıldığına ilişkin FETÖ bağlantılı soruşturmalara yönelik soruyu yanıtlarken Kocaman, "Her sınavla ilgili soruşturmaya kalksak şüpheli sayıları 100 binleri bulur. Masum insanlarla terör örgütü üyelerini, soruları alanları ayırmaya çalışıyoruz. İşin kolayına kaçıp, 'Şu sınava şu kadar kişi girmiş, hepsi şüpheli' diyemeyiz ama elbette sınav sorularını önceden almışlarsa bunun da gereğini yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
300 kişinin tam puan aldığı sınavdaki FETÖ şifresi
Sınav soruşturmalarına bakan bürodan sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Ender Coşkun da aynı soru üzerine şu bilgileri verdi:
"Tüm sınavları inceliyoruz diye bir şey yok. Tamamını incelemek zaten mümkün değil ve biz inceleme birimi değiliz, soruşturma birimiyiz ama sınavlarla ilgili bir ihbar olursa, itiraf ortaya çıkarsa soruşturma başlatırız. Bir de ÖSYM kendisi çalışma başlattı, olağandışılık tespiti yapıyorlar. Tespit ederlerse bize bildiriyorlar, biz de soruşturma açıyoruz. Elimizde devam eden soruşturmalar var. FETÖ, her sınavda farklı algoritmalar kullanmış. Mesela mülakatlarda aday numarası üzerinden tamamen kendi üyelerini seçmişler.
Birtakım veriler var. Örnek veriyoruz, jandarma alım sınavı var. Orada aday numarası verilmiş. Bu sayı 6 rakamdan oluşuyor. İlk 3 rakamının toplamı 11, 12, 13 yapan herkes çok yüksek puan almış. Bilirkişi raporu aldık. Zannedersem 300 kişi tam puan almış. Bunların aday numaralarının ilk 3 rakamının toplamı 11, 12 ya da 13. Bilirkişi raporuna göre bu ihtimal tavla zarını attığınızda üst üste 166 kere 6-6 gelmesinden daha zor bir ihtimal. Belli ki algoritma kullanmışlar. Böyle yeni şeyler ortaya çıkıyor."
Coşkun, soru üzerine eski ÖSYM Başkanı Ali Demir hakkındaki soruşturmanın da tamamlanarak dava açıldığını söyledi.
Yavaş ve Aygün soruşturması
Başsavcı Kocaman, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Sinan Aygün'e ilişkin soruşturmaların sürdüğünü belirterek, "İlgili savcı çalışmaya başladı. Bunlarla ilgili şu aşamada bilgi vermemiz mümkün değil. Yeni başlayan, devam eden soruşturmalar." diye konuştu.
Yavaş yönünden İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istenip istenmeyeceğine yönelik soru üzerine Kocaman, iddia konusunun genel soruşturma hükümlerine tabi olduğunu ifade etti.
Kocaman, gazetecilere yönelik soruşturmaları değerlendirirken "Basın özgürlüğü sonuna kadar var fakat basın mensubunun da basın özgürlüğü adı altında her türlü suçu işleme hakkı yok. Suç işlerse elbette soruşturma konusu olur. Genel olarak basın özgürlüğü var ve bu teminat altında fakat basın mensubu da suç işlerse, örgüte yardım ederse, örgüt üyesi çıkarsa, bunun soruşturulması da doğaldır."
değerlendirmesinde bulundu.
Erbil'de şehit edilen diplomat soruşturmasında iki kişi tutuklu
Gazetecilerin Kocaman'a yönelik bazı sorularına ise toplantıda hazır bulunan başsavcıvekillerince yanıt verildi.
Irak'ın Erbil kentinde bir restorana gerçekleştirilen silahlı saldırıda Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluğunda görevli diplomat Osman Köse'nin şehit edilmesiyle ilgili soruşturmanın hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine Başsavcıvekili Veysel Kaçmaz, olayla ilgili 2 kişinin tutuklu olduğunu açıkladı.
Başsavcıvekili Gökhan Karaköse, Erasmus Programı'yla Ankara'da bulunan İspanyol öğrenciye yönelik cinsel saldırı soruşturmasının tamamlandığını belirterek, "nitelikli cinsel saldırı" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından düzenlenen iddianamenin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini duyurdu.
Karaköse, AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın çalışanı Nadira Kadirova'nın ölümüyle ilgili soruşturmada da istenen raporların çoğunun geldiğini, Kadirova'nın cep telefonu ve günlüğündeki yazışmaların çözüldüğünü, üç intihar notu bulunduğunu, psikiyatri raporu alınması için bunların bilirkişiye gönderildiğini açıkladı.
Başsavcıvekili İlhan Ayaz da ilkokul birinci sınıf öğrencisi Mert Yağız Köksal'ın ölümüyle ilgili bazı görüntülerin yayımlanmasının ardından ailenin başvurusu üzerine dosyada gizlilik kararı alındığını hatırlattı ve soruşturmanın sürdüğünü söyledi.
Kadın cinayetlerine ilişkin soru üzerine Başsavcı Kocaman, kadın cinayetlerinin kabul edilebilir olmadığını ancak sorunun yalnızca adli mücadeleyle çözülemeyeceğini dile getirdi.
Başsavcıvekili Gürhan Özok ise dün Ankara'da Dursun Ö'nün eşi Deniz Ö'yü öldürüp intihar ettiğinin anımsatılması üzerine kadın hakkında koruma kararı bulunduğunu, Dursun Ö'nün bu kapsamda zorlama hapsine de çarptırıldığını ancak 27 Ekim 2019'da tahliye edildiğini belirtti.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR