Güncelleme Tarihi:
NTV’de konuşan Mahir Ünal şunları söyledi:
AK PARTİ’NİN SEÇİM KAMPANYASINDA NELER OLACAK?
Geçtiğimiz iki aydır, sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla il il toplantılar yapıyoruz. Bütün teşkilat mensuplarımıza yeni seçim kampanyamızın çerçevesi, içeriği, bütün bu konularda farklı eğitimler veriyoruz.
“KLASİK KAMPANYALAR DÖNEMLİ KAPANDI”
Aslında klasik kampanyalar dönemi kapandı. Çünkü dijital dönüşümün sonucu olarak, klasik kampanya dönemi kapandı.
Günümüzde artık iki coğrafyadan bahsedebiliriz. Bir fiziki coğrafya, bir de internet coğrafyası, sanal coğrafya. Siz eğer kendi gerçekliğinizin aynı karşılığını sanal coğrafyada da eğer oluşturamıyor, üretemiyorsanız zaten iletişiminizle haberleşmenizle ilgili çok ciddi sorun yaşıyorsunuz demektir.
Bu ikisi arasında nasıl bir fark var? Şimdi eski kampanyalarda, kampanyanın atmosferi, gündemi, dili fiziki gerçeklik içerisinde şekillenirdi. Gündemi gazeteler, televizyonlar belirlerdi. Ve bu belirlenen gündemin psikolojisini ayakta tutmak için bayraklamalar yapılır, gazete ilanları…
Ama artık seçimin gündemi, söylemi nerede oluşuyor? Sanal coğrafyada oluşuyor. Yine diğer bir fark; şimdi eski seçimlerde seçimin psikolojisi oluşur ve sandığa kadar bu devam ederdi. Mesela 2007 seçimlerinde üç ay öncesinden arama konferansları başlar, sosyal psikologlar, sosyologlar seçimin duygusunu, söylemini anlamak için çalışmalar yapar, sonra seçimin duygusu siyasal iletişimine dönüşür, o bir slogana dönüşür. ‘Durmak yok, yola devam’ dedik. Sandığa kadar devam ederdi.
Şimdi seçimin gündemi, duygusu sürekli her an değişiyor. Dolayısıyla siz kendi pozisyonunuzu her an yönetmeniz gerekiyor. Sanal ortamda bunu yönetmeniz gerekiyor. Bu birincisi, ikincisi; biz geçtiğimiz günlerde çevreyle ilgili düzenleme yaptık. Ve diğer taraftan da israfın engellenmesi konusunda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Çevre ve çevrenin korunması konusunda AK Parti son derece hassas bir parti. Görüntü ve ses kirliliği oluşturan bütün unsurları biz kampanyalarımızdan temizleme kararı aldık.
Seçim bürolarının etrafında bu yapılacak. Eskiden ne yapılıyordu? Bütün şehir bayraklanıyor, plastik bayraklar şehrin her tarafını kaplıyor. Şimdi biz sadece seçim büromuzun, il ve ilçe başkanlıklarımızın, teşkilatlarımızın olduğu yerlerde bunu yapacağız. Yine açık havayı kullanacağız. Billboardları kullanacağız, duvarları kullanacağız, yine gazete ilanlarını, TV reklamlarını yine kullanacağız. Ama bunları yaparken hassasiyetimiz çevre kirliliği oluşturmamak. Belli saatler içerisinde; seçim otobüsler, minibüsleri bütün siyasi partilerin anonslarını müziklerini yine paylaşacak. Ama yine bu belli saatler içerisinde bunu gerçekleştireceğiz.
Gece saat 9-10’da bir bakıyorsunuz seçim minibüsü seçim müziğini sonuna kadar açmış. Bunların olmasına müsaade etmeyeceğiz.
DİĞER PARTİLERLE GÖRÜŞÜLDÜ MÜ?
Dün diğer partilere de çağrıda bulunduk. Hassasiyeti göstermelerini onlardan rica ettik.
Kendimizi doğru ifade edebilmek, kendimizle ilgili bilgi kirliliğini engellemek, doğruları ve gerçekleri orada ortaya koyabilmek… Yani nasıl ki fiziki gerçeklikte biz kendimizi ifade etmenin çabası içindeyiz bütün siyasetçiler olarak, doğal olarak sanal ortamda da bunu yapmanız gerekiyor.
Şöyle bir şey yaptık. Sanal ortamda da bir genel merkez oluşturduk. 1,5 milyon teşkilat mensubumuzun birbiriyle konuşabildiği, veri alışverişi sağlayabildiği, dolayısıyla ortak bir dil söylem kurgulamamızı sağlayan; aslında bunu 16 Nisan’da da bunu uyguladık, 24 Haziran’da da uyguladık. Ama şimdi bunu kurumsallaştırdık.
Bu şu anlama gelmiyor, sosyal medyada birileri bizim açıklamamızı “bot hesaplar, troller mi olacak” Hayır. Teşkilat mensubumuz gerçek kimliğiyle, bir takım botlar gibi değil; bizim 1,5 milyon teşkilat mensubumuz 11 milyon üyemiz sosyal ağlarda kendi siyasi pozisyonlarını, dillerini, söylemlerini, Türkiye’ye dair hayallerini, AK Parti ile ilgili oluşturulan dezenformasyonu ortadan kaldırmak, kendimizle ilgili hakikati ortaya koymak için orada olacağız.
İnsanlar artık oturdukları yerden ellerindeki sosyal iletişim aracıyla sürekli bakıyorsunuz oradalar. Böyle bir durumda biz kendimizi doğru ifade edebilmek, kadınlarla, gençlerle ve diğer gruplarla iletişim kurabilmek ve kendimizi anlatabilmek için en etkin şekilde olmamız gerekiyor. AK Parti zaten ilklerin partisi. Türkiye’de ilk kez kurumsal olarak dijital kampanyayı AK Parti’nin başlatması da AK Parti’nin liderliğine yakışır bir durum.
SORU: AK PARTİ – MHP ARASINDA SÜREN İTTİFAK GÖRÜŞMELERİ… EN ÇOK MERAK EDİLEN KONU, ERDOĞAN İLE BAHÇELİ’NİN GÖRÜŞMESİ. SAYIN CUMHURBAŞKANI GÖRÜŞMENİN HER AN OLABİLECEĞİNİ İFADE ETMİŞTİ. GÖRÜŞME ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA MI OLUR?
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Devlet Bahçeli temennilerini açıkladılar. Bir an önce görüşme yapacaklarını ifade ettiler. En kısa zamanda bu görüşme gerçekleşecektir. Önce aşağıda iki genel başkan yardımcısının görüşmelerinin nihayetlenmesi gerekiyor. Yani bu görüşmeler nihayetlenmeden aşağıda yürütülen bu karşılıklı istişareler sonuçlanmadan bunların genel başkanlara sunulması mümkün değil. Bu hazırlıklar tamamlandıktan hemen sonra bu görüşmeyi yapacaklar.
Burada üzerinde durulması gereken esas mesele şu. Bir masa başı ittifakıyla, doğal mutabakat arasındaki farkın iyi anlaşılması gerektiğinin altını çiziyorum. İYİ Parti, Saadet Partisi’nin CHP’nin dirsek teması olan HDP’nin yürüttüğü süreç masa başı ittifakı.
Cumhur ittifakı bu aziz milletin AK Parti ve MHP’ye yüklediği bir sorumluluk. Seçim ittifakı ise 24 Haziran öncesinde benim de içinde bulunduğum milli ittifak komisyonu; oturduk ittifakların yasal zeminini hazırladık. Cumhur ittifakı doğal bir mutabakattır. Hem Cumhurbaşkanımız hem de Bahçeli inanılmaz özen gösteriyorlar.
SORU: CUMHURBAŞKANI ‘BİRİLERİ BOZABİLİR’ DEMİŞTİ…
Bu süreçle ilgili oluşturulacak tezviratlara fırsat vermeden bu işi bir an önce sonuçlandıracağız anlamında sayın cumhurbaşkanımız kullandı.
SORU: MHP’NİN HASSASİYETLE DURDUĞU 6 İL. AK PARTİ ADAY ÇIKARTMAYACAK ANLAMINI MI BİZ TAŞIMALIYIZ?
İki değerli genel başkan yardımcısının yürüttüğü görüşmeler son derece titiz ve son derece yüksek bir gizlilik gerektiriyor. Çünkü bu istişareler ortalığa saçılırsa takdir edersiniz ki bozulur. Tam da cumhurbaşkanımız ‘birileri rahat durmaz’ dediği şey bu. Dolayısıyla buna dönük yorumları da ben doğru bulmuyorum. Şimdi İstanbul ile birlikte 7 ilin bırakılmış olması, önümüzdeki süreçte cumhur ittifakıyla ilgili sayın genel başkanımızın görüşmeleriyle sayın Devlet beyin görüşmelerinin sonucunda kamuoyuna açıklanacak. Bizim ‘şöyle bırakılmıştır’ gibi açıklamalar yapmamız doğru olmaz:
Biz şu ana kadar üç tane aday tanıtım toplantısı yaptık. Bize diyorlar ki ‘erken olmadı mı’ Ben 2014 yerel seçim takvimini çıkardım. 10 ilimizi 26 Kasım 2013’te açıklamışız, ikinci 21 ili açıklamışız 29 Kasım 2013’te. Toplam bütün adaylarımızın tanıtımını 19 Şubat 2014’te yapmışız. 22 Şubat’ta mitinglerimizi başlatmışız. 1 – 29 Mart arasında kampanya çalışmalarımızı yapmışız. Takvim buna uygun işliyor. Zaman darlığı söz konusu değil.
Önümüzde Ocak ayı var, Şubat ayı var. kampanyalar zaten 40 gün olur. Biz açıklanan adaylarımız için üçe böldük süreci. Şimdi biz 1 Ocak’a kadar adaylarımızın kendi illerinde ilişki restorasyonu yapmasını istedik. 1 Ocak’ta SKM’lerimiz, kadın kolları gençlik kolları çalışacak. Muhtemelen 19 Şubat’ta da kampanya lansmanımızı yapacağız. Bu defa iki aşamalı, iki kanaldan; yani çok katmanlı ve çok boyutlu bir kampanya planlıyoruz. 19 Şubat’ta kampanya başlayacak, mitinglerimiz de Şubatın son haftası başlar, Mart’ın son haftasına kadar devam eder.
MHP’NİN İKİ ADAYI ÇEKMESİ…
Karşılıklı jestler… Eğer burada karşılıklı fayda-çıkar değil. Cumhur ittifakının hukukunun gerektirdiği özveri ortaya konuyorsa karşılıklı jest diyoruz. Bugün Devlet Bahçeli’nin açıklamaları vardı. Açıklamalarında çok kıymetli bir noktaya temas ediyor.
Diyor ya Cumhurbaşkanımız ‘birileri rahat durmaz’ Birileri Bahçeli’nin tavrını AK Parti ile ilişkilendiriyor. Bahçeli’nin bu tavrı milletine duyduğu sevgiyle, vefa borcuyla ilgili bir şey.
Siz cumhurbaşkanının G20’de yaptığı konuşmadan, bu ülkeyi seven insan olarak tabi mutlu olursunuz. Burada sorun Almanya’ya gidip Türkiye’yi şikayet etmektir. Almanya’ya gidip PKK’lı parlamento üyeleriyle görüşmektir. Dolayısıyla burada sayın Bahçeli’nin pozisyonu son derece doğru, yerli ve milli bir pozisyondur. Ama Kılıçdaroğlu’nun siyasi pozisyonu, ülkesiyle ve ülkesinin durumuyla ilgili yaptığı açıklamalar sorunlu ve sıkıntılıdır.
SON 24 SAATTE NE OLDU?