Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Rusya ile konuşan Türkiye, tek liderin Erdoğan olması kabul edilemez” sözünün asla unutulmayacağını belirterek, “Bu çok dar bir rekabet anlayışından bakan, vizyon ortaya koyamayan, dünyanın içinden geçtiği zorluklar karşısında iş birliği yerine çatışma üretmeye devam eden zihniyetin ürünüdür. Bütün bu tablolara baktığımızda gördüğümüz şey şudur: Bütün bu diplomasi anlayışının güncellenmesi lazım. Dünyanın barış için yeni bir yazılıma ihtiyacı var. Aksi takdirde bu çifte standartlarla barışın korunmasının mümkün olmadığı bir kere daha net bir şekilde görülmüştür” dedi.
YUNANİSTAN'A TEPKİ
Çelik, "Yunanistan'ın Rum Kesimiyle birlikte ortaya koyduğu tablo barışa hizmet etmeyen bir tablodur. Yunanistan'ın tavırları gerilimi artırıyor. Müttefiklerimiz Atina'nın şımarıkça yaklaşımlarına destek veriyor." dedi.
Çelik, yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“ASGARİ ÜCRETİN FIRSATÇILIKLA SUİİSTİMAL EDİLMESİNE VE ERİTİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Asgari ücretin işçilere hayırlı olmasını dileyen Çelik, “Bu konuda farklı değerlendirmeler olabilir. İmkanlar içinde asgari ücretli vatandaşlarımızı birtakım sıkıntılarla baş başa bırakmayacak, en etkili yöntem üretilmeye çalışılmıştır. Cumhurbaşkanımızın şu ifadesi önemlidir: Ortaya koyulan rakamların herhangi bir şekilde birileri tarafından fırsatçılıkla suiistimal edilmesine, eritilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda dinamik bir şekilde takip edilecek. Cumhurbaşkanımız gerekirse seçim sonrası, ihtiyaç duyulursa yeni bir düzenlemenin de güncellemenin de yapılacağını ifade etti. Asgari ücretli vatandaşların içinde bulundukları durum bizim her zaman birinci gündem maddemiz. Herkes için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA İSTİSMAR
6 yaşındaki çocuğa istismar olayıyla ilgili AK Parti’ye yöneltilen eleştiriler hakkındaki görüşünün sorulması üzerine Çelik, “Bu insanlık dışı bir eylem. 6 yaşındayken bir çocuğun uğradığı zulüm, tecavüz insanlık vicdanında reddedilen ve tamamen lanetlenmesi gereken, asla ama asla affedilmeyecek bir suç. Bunu kim yaparsa yapsın, bu ahlaksızlığı, bu zalimliği bunun karşısında oluruz. Sıfatı, aidiyeti, kim olduğu hiç önemli değil. Buna izin veren, bunu gerçekleştiren, buna şahit olan kim varsa hesap vermelidir. Bunu ne dinimiz ne insanlık vicdanı kabul eder. Bu dinimiz açısından da insanlık vicdanı açısından da en güçlü şekilde reddedilmesi gereken bir durum. Biz son derece güçlü bir tepki verdik. İlk andan itibaren de bu tepkimizin arkasındayız, takipçisiyiz” dedi.
Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Burada hepimizin odaklanması gereken konu, birincisi bu çirkin eylemin, bu lanetli eylemin mağduru olan kişinin korunması, mahkemenin hakikati açığa çıkarması için süreçlerin takipçisi olacağız diyorum. Mahkemenin kendi yargısal erki içinde sürdüreceği bir konu. En önemlisi de bu çirkinlikleri örtbas etmek isteyen kim varsa -kemik yaşının örtbas edildiğine dair iddialar var- hepsinin hesap vermesi gerekir. İkincisi hiç kimsenin dinimizin değerlerini böyle bir çirkinliğe, böyle lanetli bir eyleme alet etmemesi gerekir. Onu kim yapıyorsa aynı bu lanetli yaklaşımın bir parçasıdır, kim bunu mazur göstermeye çalışıyorsa kim bununla ilgili hafifletici bir sebep arıyorsa kim ‘ama’lı cümle kuruyorsa. Buradaki tavrımız nettir. Kimse hakikatin örtbas edileceğine dair bir kuşkuya kapılmasın. Böyle lanetli bir eylemde kimin sorumluluğu varsa Allah belasını versin. Hukuk da inşallah cezasını verecektir.”
TALİBAN'IN KIZ ÇOCUKLARINA EĞİTİMİ YASAKLAMASI
Taliban’ın kız öğrencilerin eğitimini yasaklamasını değerlendiren Çelik, “Bu hepimizin içini acıtıyor. Böyle bir şeyin insanlık değerleri açısından kabul edilmesi mümkün değil. Bunun İslam açısından da kabul edilmesi mümkün değil. Kız çocuklarını eğitimden mahrum etmek demek sadece kadınları değil bütün insanlığı cehalete, karanlığa mahkum etmek demektir. Hiç kimsenin buna hakkı yok. Kız arkadaşları üniversiteye alınmıyor diye üniversiteyi terk eden erkek öğrencileri ve öğretim üyelerini de tebrik ediyoruz. İnsanlığı hiç kimse böyle bir cehaletle baş başa bırakamaz. Doğru bir yaklaşım değil. Bu konuda Taliban yönetimi iş başına geldiğinden beri hassas olunan, Türkiye’nin de telkinde bulunduğu birkaç noktadan biridir bu” dedi.
“ARABESK FİLMLERE BENZEMEYE BAŞLADI”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için 'baba-oğul gibiyiz” açıklaması üzerine konuşan Çelik, şunları kaydetti:
“Arabesk filmlere benzemeye başladı. O onu seviyor, öteki onu daha çok seviyor. Bir aile ilişkisi ortaya çıkıyor. Burada vahşet, dehşet, dram her şey bir arada. Bu gerçekten apolitik ve garip bir tablo. Nihayetinde bir siyasi parti içinde bu kadar çok ‘ben sana sahip çıkıyorum’ öteki ‘ben sana sahip çıkıyorum’ gibi bir yaklaşım ortaya koyma ihtiyacı hissediyorsa Türkiye’deki siyaseti gözlemlememizden anlıyoruz ki burada bir cari açık var ki sık sık bu cari açığı kapatmak için bu söylem kullanılıyor. Kimin kimi sevdiği, kimin kiminle baba-oğul ilişkisi içinde olduğu onları ilgilendiren bir mesele. Altılı Masa denirken böyle bir krizde bütünsellikten bahsedilemeyeceğinin ortaya çıktığı net bir şekilde görüldü. Birileri CHP Genel Merkezi’ni Ankara’dan Saraçhane’ye taşımaya çalıştı. Bir siyasi parti açısından, siyasi partinin genel başkanının ya da yardımcılarının bir belediye başkanının miting çağrısını sosyal medyadan duymuş olması onlardan habersiz olması her şeyi ortaya koymuş olması bütün tabloyu gösteren bir şey. Bunun bizi ilgilendiren bir kısmı yok. Bunun toplumun önüne politik projeksiyon olarak koyulması absürt bir şey. Bir arabesk film izler gibi izliyoruz."
DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMASI
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın altılı masayı işaret ederek kullandığı “İçinde bulunduğumuz kritik döneme yetki veya koltuk paylaşımı olarak bakmak, tarihi fırsatı heba etmektir” ifadelerine ilişkin konuşan Çelik, “Burada altılı masanın nasıl hareket etmesi gerektiğine dair HDP kesiminden pek çok beyan geliyor. Burada ikili bir tavır var. Biri şu; HDP’den altılı masaya ‘Bizi ortak kabul etmiyorsanız bizden oy istemeye gelmeyin’ gibi bir yaklaşım var. Öbür taraf buna sessiz kalıyor. Sanki onları resmi ortak değil de fiili ortak gibi konumlandırmaya çalışıyor. En önemli mesele, milletin önüne şeffaf çıkmaktır. Bu ifadelerde altılı masaya yön verme, altılı masanın içinden yetki ile konuşma şekli var. Bu uzun zamandır devam ediyor. Bu tip ifadeler kullanıldığı zaman altılı masadan daha pozitif karşılıklar geliyor”
“DEVLETİ YENİDEN İNŞA ETME SÜRECİ NE DEMEKTİR?”
Eski HDP’li Demirtaş’ın “Bu kritik dönemde, demokrasiye yürekten inanan her siyasi aktör, devletin yeniden inşasında görev ve sorumluluk almalıdır. Kimsenin kimseyi dışlama lüksü yoktur” ifadelerine atıf yapan Çelik, “O açıklamada soru sorulurken değinilmeyen başka bir nokta var. Asıl altılı masa’ın ona cevap vermesi lazım. Devletin yeniden inşa etme sürecinden bahsediliyor açıklamada. Devleti yeniden inşa etme süreci ne demektir? Altılı masa bu kavramsallaştırmaya ne diyor? İkincisi bu açıklama HDP’de de yaygın bir karşılık buluyorsa bunun bir koltuk kavgası meselesi olduğu konusundaki değerlendirmeleri görmek gerekir” diye konuştu.