Güncelleme Tarihi:
Gül, Kişisel Verileri Koruma Kurumunda düzenlenen "28 Ocak Veri Koruma Günü Programı"nda, öğretmeni, polisi, hakimi, savcıyı, memuru, valiyi, kaymakamı, genci, yaşlıyı 83 milyonun şerefli, onurlu bir ferdi olarak görmenin, iktidarıyla muhalefetiyle herkesin boynunun borcu olduğunu vurguladı.
Ötekileştirmeden, "sözde ve özde" ayrımı, "makbul olan makbul olmayan vatandaş" ayrımı yapmadan herkesin kucaklanması gerektiğinin altını çizen Gül, insanın kişisel haklarını teminat altına almanın temel görevler arasında bulunduğunu dile getirdi.
Kişisel verilerin korunmasına yönelik yapılanları anlatan Gül, elektronik sistemlerde saklanan verilerin korunmasının önemine işaret etti.
Veri güvenliğini yabancı kaynaklarla sağlamanın sınır güvenliğini yabancı askerlere emanet etmek gibi olduğunu ifade eden Gül, "Siber vatan"ı korumak için veri güvenliği konusundaki yerli ve milli çalışmaların hızlandırıldığını aktardı.
WhatsApp'ın zorunlu güncelleme kararına da değinen Gül, "Son günlerde bir sosyal iletişim platformunun uygulamanın devamı için kişisel verileri kullanma, başka platforma aktarmaya rıza şartını getirdiğini görmekteyiz. Ancak Avrupa Birliği ülkelerine çifte tercih sunulması, farklı ülkelerde farklı tutum içerisine girilmesi çifte standarttır." ifadesini kullandı.
"KİMSE HAKİM VE SAVCILARIMIZA 'MİLİTAN' DİYEMEZ"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) istihbarat ve veri madenciliğine özel önem verdiğinin altını çizen Gül, delil tezgahlarıyla üretilen kumpas davalarının, hukuk dışı operasyonların, sahte isimlerle dinlemelerin, kişilerin mahrem görüntülerinin ifşa edilmesinin yaşandığını söyledi.
Hukukun haysiyet cellatlarında hesap sorduğunu, sormaya devam ettiğini belirten Gül, şunları kaydetti:
"Dijital kumpaslarla kişilerin hayatlarını zehretmekten asla çekinmeyen FETÖ yöntemleri, hiçbir şekilde hukuk devletinin koruyacağı bir tutum değildir. Bu anlayışı kim yaparsa yapsın zihniyet olarak FETÖ'cü zihniyettir, bu zihniyetle mücadeleyi el birliğiyle tüm kurumların göstermesi insana ve hukuka olan saygının gereğidir. Vicdanını satmış, aklını kiraya vermiş militanların hukuka ve adalete verdiği tahribatı halen tam olarak giderebilmiş değiliz. Bugün bu ülkenin hakimine, savcısına, valisine, kaymakamına 'militan' diyen birisi militan görmek istiyorsa o döneme baksın, bu yaşadığımız, hatırladığımız dönemlerdeki militanlara baksın. Mahremiyet ifşasını, özel hayat komplolarını, kaset tezgahlarını yaşam tarzı haline getirenlere baksın. Bu çarpık zihniyet, bu anlayış, devletin FETÖ militanlarından adım adım ve büyük kararlılıkla temizlenmesinden duyduğu öfke ve üzüntüyü yansıtmaktadır. Kimse, hukuka ve adalete, anayasaya bağlı olarak çalışan hakim ve savcılarımıza 'militan' diyemez. Milletle, milletin iradesiyle kavga ederek hiçbir yere varılamaz. Bu ülkenin şerefli savcıları, hakimleri, mülki amirleri, emniyet ve güvenlik güçleri birilerinin işine gelse de gelmese de her türlü hukuksuzluğun karşısında, milletin de daima yanında olmaya devam edeceklerdir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından önceki yıl Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin açıklandığını hatırlatan Gül, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen belgenin yüzde 50'sinin uygulandığını bildirdi.
Abdulhamit Gül, İnsan Hakları Eylem Planı için yapılan çalışmaların da sürdüğünü belirtti.
Programa, Adalet Bakan yardımcıları Uğurhan Kuş, Hasan Yılmaz, Yakup Moğul, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir ve davetliler katıldı.