Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldı.
Toplantıyla ilgili şu açıklamalar yapıldı:
MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU:
AB’de ideolojilere kurban edilmiş bir meclis var. Vatandaşlarımız AB'ye vizesiz seyahati hak ediyor. Bu haksız bir uygulama. Yeni pasaportların AB tarafından tanınmasıyla kriterler 6’ya düştü. Kararlı çalışmalarımızı devam ettirerek vize serbestisine geçeceğiz.
AB’den terör konusunda beklentilerimiz çok nettir. AB’nin fonlarda kesintiye gitmesi çelişkidir.
FRANSA'DAKİ OLAYLAR
Vandalizme karşıyız ama Aşırıcı güç kullanımına da karşıyız. Avrupa’nın güvenliği bizim için önemi bu olayların bir an önce sonlanmasını diliyoruz.
BERAT ALBAYRAK:
Türkiye üçüncü çeyrekte de çok önemli bir performans sergiledi.
AB ile işbirliğimizi daha da güçlendireceğiz.
Türkiye ile AB'nin ekonomik anlamda işbirliği belki de her zamankinden çok daha fazla birbirlerine olan ihtiyacını ortaya koyuyor.
Türkiye olarak biz yapıcı ve pozitif adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz.
AB ile işbirliğini artırma çerçevesinde bizim için en önemli konulardan bir tanesi Gümrük Birliği'nin güncellenmesi hepimizin malumu. AB'deki bu konuyu domine eden baş ekonomiklerden sayacağımız çok yoğun diplomasiyi karşılıklı yürütmeye devam ediyoruz.
Bu ekonomik işbirliğinin gelişmesi işbirlikleri noktasında yeni küresel sisteme önemli bir mesaj verecek. Ve bu güncellenme süreci önemli bir adım ortaya koyacak.
Bugün gündüz sabah itibariyle cari rakamlarımız açıklandı. Ekim ayı itibariyle Ağustos ve Eylül'de devam eden süreci çok daha güçlü bir rakamla, bu dengelenme sürecinin çok daha güçlü şekilde rekor düzeyde 2,77 dolarlık cari fazlayla tüm zamanların rekorunu kırarak bu süreci ne kadar güçlü dengelenme süreci olarak sağlam bir şekilde ilerlediğinin altını net şekilde çiziyor. Bugün dünden, yarın da dünden daha iyi olacak.
Bu noktada baktığımızda yeni ekonomi programı vesilesiyle baktığımızda, görünen o ki cari açıkta koyduğumuz hedefte çok daha iyi bir performans sergileyeceğimiz ve yıl sonu 30 milyar doların bile altında çok daha pozitif bir rakamı ortaya koyacağız. Hazine tarafında başarılı tahvil ihraçları net döviz rezervi konusunda artışı ortaya koyuyor. Ve tüm bu noktada çok daha güzel gelişmelere gebe süreci inşallah ortaya çıkacağını görebiliriz.
Bu noktada baktığımızda Aralık ayında göstereceğimiz olumlu performansın devamıyla birlikte 2018 sonu itibariyle ortaya koyduğumuz, enflasyon cari denge ve büyüme noktasında baktığımızda, yeni ekonomik program hedeflerinden çok daha pozitif neticeler inşallah ortaya koyacağız.
2018’i böyle kaparken 2019’da aynı kararlı duruşla, AB ilişkilere dayalı ekonomik işbirliğinin, inşallah çok daha pozitif adımların atıldığı kararlı bir 2019’a gireceğiz.
SÜLEYMAN SOYLU:
Önümüzde 7 kriter vardı. 4’üncüsüyle 5’incisi arası gerçekleştirmeye çalıştık. Hepimizin ne tür çalışmalar yapabileceği konusundaki değerlendirmeleri birlikte yapmış olduk. Biraz önce Dışişleri Bakanımız belirttiler. 7 kriterden biri olan yeni nesil pasaportlar konusunda 1 milyon 200 bin yeni nesil pasaportu vatandaşlarımızla buluşturduk. Bu konudaki kriter sayısı 6’ya düşmüş oldu.
Europol ile operasyonel işbirliği ülkemiz açısından önemli, Avrupa için önemli. Ama burada kişisel verileri korumayla ilgili ortak bir iradeyi ortaya koymamız gerekir.
Geri kabul konusudur ki, vize serbestisiyle ortaya çıkacaktır. Vize serbestisi onaylandığı andan itibaren geri kabul de taraflarca kabul edilmiş olacaktır.
18 Mart mutabakatını birlikte imzaladığımız muhataplarımız konusunda iyimser olamayacağımızı ifade etmek isterim. 2015’ten bugüne kadar yüzde 97 karşı tarafa düzensiz göç azalmıştır. Bu Türkiye’nin başarısıdır. Ve Türkiye bu başarıyı ortaya koymuştur. Ve inanıyorum ki 18 Mart mutabakatı konusunda Türkiye nasıl sorumluluğunu yerine getirmişse Avrupa da sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Terörde, uyuşturucuda Avrupa açısından önleyici bir ülkeyiz. Avrupa açısından Türkiye bu konuda vazgeçilmez bir ülkedir. Avrupa’nın bu konuda Türkiye’ye karşı eli kuvvetli değildir. İki iki daha dört. Avrupa’nın bu konuda vermiş olduğu bir söz var, bunu da yerine getirmesi gerekir. Gönüllü İnsani Bakım Programı…
Burada eğer gönüllü insani kabul programı, düzensiz göç kabul yapan ülkelerden gerçekleşmezse bugün Avrupa’da yaşanan hükümet krizleri, kaoslar önümüzdeki günlerde artarak devam eder. Bu bir taraftan yabancı düşmanlığını körüklemekte, diğer taraftan da makulü ve esas itibariyle siyaseti devre dışı bırakmaya yönelik sonuçlar ortaya koymaktadır.
Şunu söylemek gerekir. “Bu kadar göç var, göç politikanız var mı” Var. Milli Göç Kurulumuz, kanunlarımızla, kurallarımızla bir çerçeve içerisinde gidiyor. Dün de bunu tahkim eden bir gelişme gerçekleşti. 165 ülke imzaladı. Bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzu dünya teyit etmiş oldu. 20192un ilk yarısında, milli göç belgemiz bir sonraki toplantımıza hazır hale gelir düşüncesindeyiz.
"ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA BAŞLADI"
Sınır güvenliğinde de önemli adımlar attık. Batı ve Doğu sınır güvenliğimizi özellikle sınır entegrasyonu hem fiziki hem entegrasyonumuzu sağlayacak çok önemli bir çalışma başladı. ASELSAN bu çalışmayı yürütüyor. İran, Yunanistan ve Bulgaristan ve etrafımızdaki bütün ülkelerle sınır sistemleri konusunda önemli adımlar atıyor, önemli işbirliği gerçekleştiriyoruz.
SORU & CEVAP
SORU: Konuşmanızda da söylediniz. Yargı Reformu Stratejisi için ilk çeyrek dediniz, hangi tarihte açıklamayı planlıyorsunuz? AB taleplerine yönelik gelişme olacak mı?
ABDULHAMİT GÜL:
Yargı Reformu Belgemiz, hükümetin bir yol haritası anlamında, hedefimiz Ocak ayında kamuoyuna açıklamak. Burada da bir tarihi tüm paydaşlarla konuştuktan sonra bir belgemiz ortaya çıksın istiyoruz. 5 yıl boyunca yargımızın yol haritası olacak. Daha katılımcı ve belgenin bir hükümet politikası olacak şekle dönüşmesini arzuluyoruz. Temel olarak da bizim yaklaşımımız, Türkiye AK Parti cumhurbaşkanlığımız liderliğinde reformları geliştirdi.
Bu konuda yeniden bir reform irademizi yenileme güncelleme hususunda bir gayretimiz var. Yeni dönemde artık niteliği daha artırıcı faaliyete yoğunlaşacağız. Hakim savcının eğitim sürecini, meslek sınavı getirilerek yargıçların, avukatların bir sınava tabii tutularak niteliğinin artırılması, staj süresinin uzatılması, meslekte bulunan yargı mensuplarının ihtisaslaşmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Mevzuatta çok önemli gelişmeler kaydettik. Şimdi inşa dönemini hep beraber gerçekleştireceğiz.
Soru: Kaşıkçı cinayetine ilişkin süreç nasıl ilerleyecek? BM’den üst düzeyden bir çağrı mı bekliyoruz? Yoksa başka bir ülke girişimde mi bulunacak?
ABD Genelkurmay Başkanı “40 bine yakın YPG’liyi eğiteceğiz” sözleri vardı.
MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU:
Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bugüne kadar Türkiye’nin sergilediği tutum tüm dünya tarafından takdir edilmiştir. Yeni deliller ortaya çıkıyor, belgeler ortaya çıkıyor. İstanbul başsavcılığımız inceliyor. Biz bilgi, belge ve delilleri Suudi Arabistan ile de paylaştık. Başsavcısı İstanbul’u ziyaret etti. Ortak komisyonda da gündeme geldi. Fakat Suudi Arabistan’dan bir işbirliği maalesef göremedik. Bizim Suudi Arabistan ile ilgili bir problemimiz yok. En son bazı taleplerimize olumsuz cevaplar verdiler.
Örneğin bu sorumlular Türk kanunlarına göre soruşturulması gerekiyor, yargılanması gerekiyor. Bizim talebimize karşı ret cevabı geldi. Neden bu insanların Türkiye’de yargılanmasını istemiyorsunuz? Acaba talimatı verenlerin ortaya çıkacağından mı korkuyorsunuz? Tüm bu tıkanma sürecinde uluslararası kamuoyunda da uluslararası soruşturma için talepler gelmeye başladı. BM’nin kendi içinde de bu talepler gelmeye başladı. Genel sekreter resmi bir talep gelirse, BM soruşturması olacaksa BM Güvenlik Konseyi’nden geçirmesi gerekiyor.
"SON DERECE YANLIŞTIR, İHANETTİR"
Suriye’nin Kuzey bölgesinin istikrara kavuşturulmasının bir tek yöntemi var. Münbiç üzerinde mutabık kaldığımız, ortak çalıştığımız bu yol haritasının Münbiç’ten sonra Fırat’ı doğusuna da uygulanmaya başlanmasıdır.
Eğer ABD’nin kastı YPG’yi eğitmekse bu son derece yanlıştır. Bölgeye yapılan ihanettir. Buna göz yumamayız.
SORU: AB’nin vize serbestisiyle ilgili taleplerinden biri de terörle mücadele yasasındaki değişiklik… nasıl bir çerçeve çizildi?
SÜLEYMAN SOYLU:
Türkiye terörle mücadele konusunda büyük bir tecrübeye sahip. Terör, düzensiz göç, uyuşturucu ve sınır aşan suçlar, organize suçlar; bu konuda AB için şunu ifade ediyor. Türkiye önleyici bir coğrafya. İkincisi; İngiltere’yi Fransa’yı hepimiz izliyoruz. Uzun zamandan beri şikayet ettiğimiz meselelerin nasuıl kendilerini yorduğunu görüyoruz. İngiltere ve Almanya, PKK konusunda bizimle beraber belirgin çizgiye yaklaşma eğiliminde. Neden? Çünkü tüm karışıklıklarda çıban başı çıkan bunlar.
Avrupa herhalde şunu düşünüyordur. Güneyimizde bir ABD gerçeği var. Bir Suriye gerçeği var. Bir Irak gerçeği var. bir PYD gerçeği var, bir DEAŞ gerçeği var. herhalde AB sınırında böyle bir gerçek yok şu anda. Almanya’nın da böyle bir gerçeği yok. Bu gerçekler varken ve Türkiye bu gerçeklerle mücadeleyi eş anlı ederken, elbette ki bu müzakerelerde bunlar ortaya konacaktır. Terörle mücadele bizim vazgeçilmezimizdir.
SORU: Türkiye AB arasındaki toplantının şubat ayında yapılacağını söylediniz. Net bir tarih var mı? Somut gündem başlıkları var mı? Bir önceki toplantı da gümrük birliğinin güncellenmesi ele alınmıştı. Artık somut bir adım görebilecek miyiz?
BERAT ALBAYRAK:
Geçtiğimiz yıl Aralık ayı itibariyle Türkiye AB arasındaki iklimle, bugünkü iklim aynı değil. İlişkiler değişebiliyor. Tarih net mi? Evet, 28 Şubat gibi İstanbul’da üçüncü ekonomik toplantıyı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu konuda esas nokta şu, dünyada takip ediyorsunuz ticaret işbirlikleri, Kanada ve Meksika’nın yaşadığı dünyadaki yeni ticaret düzenine dayalı ülkelerin ticari işbirlikleri konusunda gerek karşılıklı ticaretleri konusunda çok daha dinamik döneme girdiğine şahit oluyoruz.
Bizim işbirliğimiz çeyrek asra yayılıyor. Türk reel sektörünün, bu anlamda rekabetçi bir oyuncu olmasında önemli kazanımları oldu. Türkiye’nin yaş ortalaması 48-49’u bulmuş bir AB var. Yetişmiş insan kaynağıyla ülkesine ve bölgesine, AB’ye işbirliği açısından fırsat yelpazesi koyan bir işbirliği var. Gümrük Birliği çok daha ümit vaat eden bir süreci ortaya koyuyor. Bu noktadaki taleplerimizi 28 Şubat’taki toplantıda çok daha güçlü dile getireceğiz.
Karşılıklı ilişkide, karşı dediğiniz muhatabın, istikrarının da önemi var. AB, gerek son aylarda yaşanan süreçler, maalesef Avrupa’nın ekonomik siyasi istikrarına olumsuz etki eden gelişmeler, mayıs ayında gerçekleşecek seçimlerin getirdiği siyasi iklim önümüzdeki sürecin handikapları olarak yer alıyor.