Güncelleme Tarihi:
Meteoroloji Genel Müdürlüğü(MGM) tarafından yapılan değerlendirmede 2020 yılı Eylül ayı ile 1981-2010 yılları arasındaki 30 yıllık dönemdeki Eylül ayları karşılaştırıldı. Buna göre, 30 yıllık dönemdeki eylül ayları ortalama sıcaklığı 20,5 derece iken, 2020 eylül ayı sıcaklığı 23,9 derece olarak gerçekleşti.
"EYLÜL VE MAYIS AYLARININ YAZ MEVSİMİNE DAHİL EDİLMESİ LAZIM"
Sıcaklık artışlarını değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, yaz mevsimine Eylül ve Mayıs aylarının dahil edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Sıcaklık değişimine baktığımız zaman genellikle son 30 yıllık verileri değerlendiririz ve bu sene ne olmuş ona bakarız. Genellikle baktığımız zaman İstanbul'da eylül ayında sıcaklık ortalaması 20,5 derece. Ancak bu sene 24 derece oldu. 3,5 derecelik bir artış var. Bu artış önemli. Sonbahar dediğimiz eylül ayının artık yaza dönük bir sıcaklıkta olduğunu görüyoruz. Demek ki, artık eylül ayını sonbahar ayı olarak değil, yaz ayı olarak bahsedeceğiz. İstanbul'da 10 gün öncesine kadar denize giriliyordu Karadeniz'de. Deniz suyu sıcaklığı 25 derece civarında. Bu zamanlarda onun 10-15 derece düşmesi gerekiyor. Bana göre artık eylül ve mayıs ayının da yaz mevsimine dahil edilmesi lazım. Yani 3 aylık yaz mevsiminin 5 aya çıkması lazım" dedi.
"TÜRKİYE ARTIK 2 MEVSİMLİ BİR ÜLKE OLUYOR"
Türkiye'de 'tropikal gece' olarak ifade edilen ve 20 derecenin üzerinde seyreden gece sayılarının arttığını belirten Prof. Dr. Şen, "Artık biz Akdeniz ikliminden çıkıyoruz. Yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlıydı. Artık bunu terk ediyoruz. Yarı kurak iklime doğru gidiyoruz. Küresel iklim değişikliğinden kaynaklanıyor. Bunun en tipik örneği de tropikal gece dediğimiz gecelerin yaşanması. Gece minimum sıcaklığın 20 derece üzerine çıkması durumudur. Bizde geceleri 20 derecenin üzerine çıkan günler çok arttı. Bu da yarı kurak iklime doğru gittiğimizi gösteriyor. Bahar ayları artık üçer aylık olmayacak. Kurak ve sıcak 5 aylık yaz mevsimi, bunun yanında ılık ve az yağışlı kış mevsimine doğru gidiyoruz. Türkiye artık 2 mevsim bir ülke oluyor. Sıcak bir yaz, ılık bir kış" ifadelerini kullandı.
"TURİZMDE VE EĞİTİMDE DÜZENLEMELER YAPILMALI"
Sıcaklık değerlerinde meydana gelen değişimlerin ekonomi ve şehir yaşamına entegre edilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Şen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı sektörlerde düzenleme yapılmalı. Turizmde bundan sonraki yıllarda bu sıcaklıkların değerlendirilmesi gerekiyor. Eylül ayında bu sene okullar açılmış olsaydı çocuklar sıcaklarda zor şartlarda okula gidecekti. Yani okulların biraz daha geç açılması, turizm mevsiminin biraz daha uzaması. Yıllık izinlerin sadece yaz aylarında değil, sonbaharda verilmesi gibi bir takım düzenlemelerin artık yapılması lazım. Geç bile kalındı aslında. Bunların yapılarak Türkiye'nin daha verimli ve sürdürülebilir şehircilik, ekonomiye dönmesi lazım"