Son 5 yılda 101 biyokaçakçı yakalandı

Güncelleme Tarihi:

Son 5 yılda 101 biyokaçakçı yakalandı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2015 11:43

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü, son 5 yılda, 53 olayda 101 'biyokaçakçı' yakaladı. Bu kişiler hakkında 2 milyon 615 bin lira idari yaptırım kararında bulunuldu. Biyokaçakçıların gözdesi ise orkide ve diğer yumrulu, soğanlı bitki türleri.

Haberin Devamı

DKMP Genel Müdürü Nurettin Taş, biyokaçakçılarla mücadeleyle ilgili yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Biyokaçakçıların genel olarak başka coğrafyalarda bulunmayan türleri (endemik) veya bu türlere ait genetik kaynakları elde etmeyi hedeflediğine dikkati çeken Taş, Türkiye'nin endemik bitkiler, kültür bitkilerinin yabani akrabaları, tıbbi ve aromatik bitkiler, yerli hayvan ırkları, zehirli yılanlar ve böcekler gibi genetik kaynak değeri yüksek pek çok türe ev sahipliği yaptığını söyledi.

Taş, "Başta omurgasız hayvanlar olmak üzere henüz keşfedilmemiş türlerin varlığı, biyokaçakçılar için ülkemizi cazip hale getirmektedir. Bu nedenle biyokaçakçıların hedefindeki bitki ve hayvan türleri geniş bir yelpazeye sahiptir. Son beş yılda başta orkide (salep) türleri olmak üzere yumrulu ve soğanlı bitki türleri, yabani buğday, kelebekler ve diğer böcek türleri, engerek türleri ve semender türleri kaçakçılığı tespit edildi" diye konuştu.

'DOĞU İLLERİNDE RİSK DAHA YÜKSEK'

Son 5 yıl içerisinde belirlenen biyokaçakçı sayısı hakkında da bilgi veren Taş, "53 olayda 101 biyokaçkçı yakalandı ve hakkında işlem yapıldı. Bu kişiler hakkında Çevre Kanunu gereğince 2 milyon 615 bin lira idari yaptırım kararı alındı" dedi. Bir kişi hakkında ise Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında adli süreç başlatıldığını belirten Taş, şöyle konuştu:

Son 5 yılda 101 biyokaçakçı yakalandı


"Antalya Havalimanı'nda yakalanan bir kişi hakkında yurt dışına çıkartılması yasak olan salep türleri ile yakalanması sebebiyle Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında adli süreç başlatılmıştır. Yolcu beraberinde izinsiz olarak biyolojik materyal tespit edilmesi halinde, yurt dışına çıkışı yasaklanmış olan biyolojik örnekler için şahıslar 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile yargılanmaktadır."

Taş, Doğu Karadeniz, Akdeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'nun biyokaçakçılık riskinin yüksek olduğu yerler olduğunu aktararak, biyokaçakçılık yapan kişilerin ülkeleri ve mesleklerine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

"Çeşitli Avrupa ülkeleri (Almanya, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, Danimarka, Belçika, İspanya, Avusturya), Rusya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Japonya uyruklu şahıslar yakalanmıştır. Genel olarak genetik kaynakları elde etme amacı güdenlerin, özellikle biyoteknoloji alanında çalışan akademisyenler olduğu göze çarpmaktadır. Ayrıca şahin, doğan gibi yırtıcı kuşları yakalamak için kullanılan saka ve güvercin yakalayan Suriye uyruklu şahıslara sıkça rastlanmaktadır."

MÜCADELE PROJESİ UYGULANIYOR

Biyokaçakçılığın önüne geçilmesinin önemine değinen Taş, Türkiye'ye ait genetik kaynaklardan elde edilebilecek ekonomik, sosyal, bilimsel, teknolojik, tıbbi, ticari ve kültürel potansiyel faydaların ülke menfaatine kullanılmasını sağlamak amacıyla 2013'te "Biyokaçakçılıkla Mücadele Projesi" başlatıldığını anımsattı. Aktaş, proje kapsamında hazırlanan eğitim materyalleri (Biyokaçakçılıkla Mücadele Rehberi, uygulayıcı eğitim videosu, halk eğitim videosu, Türkçe ve İngilizce dillerinde broşür ve afiş) kullanılarak, 2014 yılında 41 ilde kolluk birimlerine ve halka yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütüldüğünü anlattı. Taş, geçen yıl 28 ve bu yıl ise 29 sahil güvenlik biriminde deniz genetik kaynakları ve biyokaçakçılıkla mücadele hakkında seminerler düzenlendiğini söyledi.

Canlıların kendilerinin ya da bunlara ait doku örneklerinin birer genetik materyal kaynağı olduğunu vurgulayan Taş, "Söz konusu canlılardan elde edilebilecek zehir, enzim ya da antibiyotik üretiminde kullanılabilecek biyokimyasal maddeler, çeşitli sektörlerde (tıp, gıda, kozmetik, savunma sanayi gibi alanlarda) kullanılmaktadır" dedi. Özellikle tarım, hayvancılık, balıkçılık, ormancılık, gıda, endüstri, peyzaj, tıp ve ecza sektörleri için yabani canlıların ve onların genetik kaynaklarının ham madde niteliğinde olduğunu ifade eden Taş, kaçırılan genetik kaynakların genel olarak teknolojide ilerlemiş durumda olan batı ülkelerine götürüldüğü bilgisini verdi.

BAKMADAN GEÇME!