Güncelleme Tarihi:
TBMM Araştırma Komisyonu üyeleri, Soma’daki ikinci günlerinde Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi’nin toplantı salonunda maden işçileriyle bir araya geldi. Burada açılış konuşmasını yapan komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye’deki 28 büyük maden kazasının, 27’sinin yeraltındaki kömür madenlerinde olduğunu dile getirdi. Alaboyun, "Bunlar da bize madencilik kanununda özellikle de kömür madenciliği için yeni biri safhaya geçmemiz gerektiğini gösteriyor. Yeni düzenlemeler yapılmalı. Can kayıplarının yüzde 98’inden fazlası ise, yine bu madenlerde yaşanıyor. Maden kazasında meydana gelen ölümler, normal bir iş kazasında ölümlerin 15 katı durumunda. İş sağlığı ve iş güvenliğinden ekipmanlarına kadar, düzenleme yapılması lazım. Bizler de yeraltına indik işçilerle üretimde bulunduk, çalışma şartları diğer işler gibi değil. Burada her indiğiniz 10 metre derinlikte şartlar değişiyor. Bir de maden ocakları yaşayan mikroorganizmalar gibi. Buralar otomotiv fabrikasının tozlanan raflarını silmek gibi değil. Anlık takip edilmesi gerekir madenlerin. Komisyon olarak bizler bunun sorumluluğunu ve vebalini üstlendik. Çünkü 301 insanımızı kaybettik. Keşke tedbirler zamanında alınsaydı da, bizim komisyona gerek olmasıydı. Biz Soma’ya gelmeseydik" dedi.
KONUŞANLARIN ADLARINI YAZMAYIN
Komisyon başkanı, konuşmasının ardından işçilerin sorunlarını korkmadan, çekinmeden anlatabilmeleri için kameraların dışarıya çıkartılmasını ayrıca konuşan işçilerin isimlerinin gazeteciler tarafından yazılmamasını istedi.
İŞÇİLER KONUŞTU
Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun’un konuşmasının ardından toplantıya isimleri belirlenen 13 işçiden 4’ü katıldı. Toplantıya katılan maden işçisi T.Y., "Ben 12 yıldır Soma Kömür İşletmeleri’nde çalışıyorum. Daha fazla arkadaşlarımızı ölmemesi ve sömürülmemesinden yanayız. İyi bir ücret ve şartlarda çalışmak istiyoruz. Sömürülmek istemiyoruz, hep sömürüldük, Ben bin 300 lira alıyorum. Ama taşeronlar 30 bin lira aldı. Sendika yönetimlerine yapılan seçimlerde biz kimi nasıl seçtiğimizi bilmiyoruz. Denetimlerini de görmedik, nasıl yapıldığını da görmedik. Bizim çalışma sistemimiz ana galeride olduğu gibi değil. Denetleme ana galeride yapılıyor. Neden üretim yapılan yerlerde denetleme yapılmıyor? Ben bunları sormak istiyorum. Sendika seçimleri neden özgürce olmuyor bizim elimize zarf veriliyor?" dedi.
''KÜÇÜK İHMALLER VAR AMA 301 CANA MALOLDU''
Emekli olmasına rağmen facianın olduğu kömür ocağında çalışmaya devam eden işçilerden S.Ş. "Ben 07.09.1978 yılında yeraltında çalışmaya başladım. 1997 yılında emekli oldum. 14.12.2009 yılında bu facianın olduğu madene tekrar başladım. İnsanlar beşeri olarak yaratılan varlıklardır düşünebilirler. İnsanlar çalışanlar ve çalıştıranlar olarak da ikiye ayrılır. Çalışan insanlar sabah evinden sağlam nasıl çıktıysa, akşam da evine sağlam dönmesi lazım. Bunu çalıştıranların düzenlemesi lazım. Eğer bu insanlarımızı 301 canımız akşam evlerine sağlam dönmedilerse, burada çalıştıranların ihmali vardır. Bizim ocağımız güzel ve iyi bir ocak. Devlet kontrolünde ama burada küçük ihmaller var. Bu küçük ihmaller 301 cana maloldu. Sizler de bunu araştırmalarınız sırasında göreceksiniz" dedi.
''ARKADAŞLARINI YEDEK GAZ MASKELERİYLE GÖNDERDİLER''
Milletvekillerinin kendisine yönelttiği soruları da cevaplayan S.Ş., olay gününü anlattı. Olay sırasında işçilerin tecrübeli olduğu için kendisini önder yaptığını dile getiren S.Ş. "Bizler iki arkadaşımızı seçtik. Onlara yedek gaz maskesi verdik. Ve ’Bizi siz kurtaracaksınız. Biriniz ölse bile diğeri dışarı çıkar ve yardım getirir’ sözleriyle onları gönderdik. Bizler de bu sırada dilimizi temiz havanın geçtiği borulara sürdük. Oradan küçük küçük hava almaya çalıştık. Çünkü beynimizi sağlıklı tutmaya çalıştık. Ondan sonra da arkadaşlarımızın tarifi üzerine de yardım ekipleri bizleri kurtardı" dedi.
''SURİYELİ ÇALIŞAN YOKTU''
Milletvekillerinin, yangının kayıtlara göre 63 dakika sonra haber verildiğini, bunun neden geciktirildiğini, neden iki kişi yerine 140 kişinin dışarıya çıkmadıkları ve Suriyeli çalışan olup olmadığı yönündeki sorulara ise, S.Ş. "Biz alt bölümlerdeydik. Bizim üzerimizde de çalışan işçiler vardı. Onlar ne zaman çıktı ne anlattılar da öyle davrandılar bilmiyorum. Maden içerisinde biz dumanın olmadığı bir alan bulduk. Buraya gelen işçilerin büyük bölümü gaz maskelerini kullanmaya başlamıştı. Ayrıca birçoğu da kullanmayı bilmedikleri için artık maskelerini kullanamayacaklardı. Bunun için öyle davrandık. Eğer gitseydik, tüm arkadaşlarımız can verirdi. Bu tür maden kazalarında işçilerin zaten, mümkün olduğu kadar hareket etmemesi ve konuşmaması lazım. Ayrıca Suriyeli bir çalışan da bulunmuyordu" dedi.
''İŞÇİLER EĞİTİMDEN GEÇİRİLMELİ''
Maden işçilerinden H.E. ise, "14 yıllık maden tecrübem var. Bizim bu saatten sonra yapacağımız, geride kalan maden çalışanlarımız adına en azından iş güvenliği ve iş sağlığına uygun ocakları istiyoruz. Bununla ilgili kazanın oluş nedeninden ziyade bu ocakta kazaya maruz kalan işçilerin neden dışarıya sevk edilmediği, böyle bir alarm durumlarında neden dışarıya çıkamadıkları konusunda benim kafamda soru işareti var. Buralarda denetim yapan mekanizmaların, Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den değil ocakların bulunduğu yerlerde kalmaları lazım. Deneticiler, her gün ocaklara girebilecek hale gelmeli. İş güvenliği uzmanları, işverenden değil de devletten maaşını almalı. Denetmenler, iş sağlığını gözetmeyen işverene müdahale edebilmeli. Arkadaşlarımız da, emeklilik yaşının özellikle 2008 yılından önceki seviyeye düşürülmesini bekliyor" dedi.
''MADEN MÜHENDİSLERİ TECRÜBESİZ''
H.E., ayrıca madenlerde görevli olan amir durumundaki maden mühendislerinin çoğunun da tecrübesiz olduğunu da ifade ederek, "Maden mühendislerimize daha tecrübe kazanmadan, yetki verildiğinden böyle bir olay olduğunda nasıl harekete edeceklerini bilmiyorlar. Ocaklarda yangın olabilir. Böyle bir olay olduğunda işçilerin hızlı şekilde sevk etmeleri gerekiyordu, bu tecrübesizlikten kaynaklandı. Aynı zamanda işçilere böyle bir olay karşısında nasıl hareket etmeleri gerektiği daha fazla eğitim verilmeli. Kendilerinin nasıl kurtaracakları, nasıl dışarıya çıkmalarıyla ilgili eğitimlerin verilmesi lazım. İşçilerin daha kapsamlı eğitim almaları lazım. Böyle bir durumda içi kendini kurtarabilmeli. Ne yapacağını bilmeli. Sizlerde, elinizi vicdanınıza koyun madenciler için en iyi şeyleri yapın iyi bir eser bırakın" dedi
''KAMU İYİ AMA ORADA DA MODERNİZİM YOK''
Maden işçilerinden M.Ş. ise, "Bir taşeronlaşmanın, özelleştirmenin, nelere neden olduğu ortada. Hep söylendi madenler, kamunun elindeyken kazalar olmadı. O zamanlar çalışma şartları belliydi. Taşeronlar yoktu. Bir zamandan sonra madenler özel şirketlerin eline bırakıldı. Şirketlerde kar marjını arttırmak için işçileri daha çok çalıştırdı. Bazı aracıları devreye soktu. Bu sistemle şirketler büyük paralar kazandılar. Kamu güvenli ama orada da 30 yıllık kamyonlarla çalışılıyor modernize edilmesi lazım. Çok başvuruda bulunduk, ilgililere, sendikaya ama şartların iyileştirilmesi, araçların modernize edilmesi için yol alamadık. Gelecekte de zaten kamudaki diğer maden alanlarının da özelleştirileceği görülüyor" dedi.
''OCAKTAKİ SICAKLIK SON BİR AYDA ARTTI''
Milletvekillerinin sorularına yanıt veren işçiler, son bir ayda, maden ocağı içerisinde, sıcaklığın arttığını, gaz maskelerinin en son 5 yıl önce denetlendiğini, onun haricinde çalışıp çalışmadığından bile haberlerinin olmadığını dile getirdi.
''30 LİRA YEVMİYEYLE MİTİNGE GİTTİK''
Toplantının soru cevap bölümünde, CHP ve MHP’li milletvekilleri parti adı vermeden işçilere bir siyasi partinin mitinglerine katılıp katılmadıkları yönünde sorular sordu. Mitinglerin tarifelerinin olduğunu dile getiren işçiler milletvekillerini şaşırtan açıklamalar yaptı. İşçiler, maden ocağına gelen otobüslerle mitinglere taşındıklarını, bunun karşılığında da 30 TL yevmiye aldıklarını söyledi. Bunun yanı sıra kendi aracıyla gittiklerinde ise, benzinli araçlar için 150 TL, LPG’li araçlar için 100 TL, aldıklarını ayrıca yemek masraflarının da mitinglerin ardından şirketlerinin muhasebesinden ödendiğini açıkladı.
''CUMHURİYET MİTİNGLERİNE GİTTİNİZ Mİ?''
Bunun üzerine AK Partili milletvekilleri de işçilere Cumhuriyet Mitingleri’ne gidip gitmediklerini sordu, işçiler gitmediklerini söyledi.
ÖZEL: HERKESİN BİLDİĞİ İLAN EDİLDİ
Meclis Araştırma Komisyonu üyelerine konuşan işçilerin, siyasi parti mitingine katıldıklarını açıklamaları üzerine CHP Milletvekili Özgür Özel açıklama yaptı. Komisyonun ara vermesinin ardından soruları yanıtlayan Özgür Özel, "Bu Soma’da herkesin, her işçinin, her madencinin bildiği bir olayı burada açıkladılar. İşçilere firma baskı yapıyor. Mitinge gitmesi için. İşçi de kabul ediyor, çünkü hep mitinge gittiği için para alıyor, hem de normal mesai ücreti alıyorlar. İşini kaybetmemek için de kabul ediyorlardı. Biz meclise önerge verdik. Bir siyasi partinin mitingine katılması için baskı yapan işverene ağır cezalar verilsin diye. Ama bununu için AK partili milletvekillerini bekliyoruz. Gelip destek versinler. Sadece onlar için değil, yarın onlar muhalefet olduğunda da bundan yakınacaklar. Ancak o zaman vicdanlı çıkış yapabilecekler" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bile mitinginde Somalı madencilere seslendiğini onların da sarı baretlerini salladığını da dile getiren Özel, "Şimdi Başbakan'ın böyle destek verdiği bir firmaya, Enerji Bakanı'nın gelip ’en güvenli maden’ dediği firmaya kim hangi müfettiş ceza yazabilir ya da kapatabilir? Biz bir madene girdik ama sadece öğrenmek için girdik. Yani o madeni denetlemedik ya da güvenli bulmadık. Enerji Bakanının en güvenli dediği madende 301 işçi hayatını kaybetti" dedi
BORDRODA ’SIFIR ÇOCUK’ ŞOKU
Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasını araştırmak üzere oluşturulan meclis araştırma komisyonu üyesi milletvekilleri, toplantılarının ikinci bölümünde de işçileri dinlemeye devam etti. Toplantı sırasında CHP milletvekili Özgür Özel’in sorusu üzerine şirketin çocuk yardımı vermemek için, işçilerin bordrolarında, çocuk sayısı hanesine ’sıfır’ diye yazdıkları ortaya çıktı.
Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi salonundaki ikinci toplantılarında bu kez 9 işçiyi dinledi. Gerek facianın olduğu, gerekse aynı şirkete ait başka bir madende çalışan işçilerin anlattıklarını milletvekilleri tek tek dinledi, not aldı. İşçilerden T.Ç., "Soma’da, iki ambulans hastaneye doğru gitse herkes bilir ki, madende kaza oldu. Ben de o gün izinliydim ambulans seslerini duyunca madende kaza olduğunu anlayıp aşağıya indim. Sonra da madene gittim. 8 kişilik kurtarma ekibiyle madene girdik. Madene girdik, ulaştığımız yerde 95 işçinin cesedi vardı. İçlerinden bir tanesi elini kaldırdı hemen onu alıp dışarıya çıkardık. Cesetlerin nabızlarını kontrol etmeye vaktimiz yoktu. Onların sıcak mı soğuk mu olduklarına bakıp ona göre kurtarmaya çalıştık" dedi. İşçilerden S.K. ise, "Türkiye’de böyle bir vahşet yaşanmadı. Böyle bir ihmal yok. Şirkette suç diyorlar ama suç bence devlette. Bu kirli ilişkilerin ortaya çıkması için illa 301 işçinin hayatını kaybetmesi mi lazım?" diye konuştu.
Söz alan işçilerden E.Ç., Soma’da daha önce yaşanan kazalar sonrasında komisyon kurulmuş olsaydı kazaların önüne geçilebileceğini dile getirerek, "Bu komisyonlar kurulmadı. Ama denetim mekanizmaları kurulsaydı, harekete geçilseydi, bu kazalar yaşanmazdı. Bu acıları yaşamazdık. Sendika konusunda da bizlerin haklarını savunacak isimler lazım. Burada işçilerin kendilerini savunacak haklar verilmeli. Burada işverenin adamları sendikaya yönetici olarak getiriliyor. İşe başvurduğumuz da, şirket bize vasıflarımızı sormaz. Hangi taşerona bağlı olup olmadığımızı sorar, çünkü ona göre bizlere para verir" dedi.
"İNSANLAR GARİBANLAŞTIRILIP, ÖZEL SEKTÖRE MUHTAÇ EDİLİYOR"
Komisyona konuşan işçilerden S.K., insanların bilinçli olarak garibanlaştırıldığını söyleyerek, "İnsanlar garibanlaştırıldıktan sonra özel sektöre muhtaç hale getiriliyor. Buradan hem ekonomik güç elde ediliyor, hem de siyasi rant alınıyor. Devlet güçlü olsun madenler kamulaştırılsın. Vatandaşına sahip çıksın. Ama özel sektör sahip çıkmaz. 1 milyon ton kömür çıkacak yerde özel sektör, 3.5 milyon ton kömür çıkardı. Ama devlet şirkete sormadı. Sen bu kadar işçiyle bu kadar kömürü nasıl çıkardın diye. Sen işçiye ne yaptın da bu kadar kömür çıktı nasıl çalıştırdın diye sormuyor" dedi. İşçilerden K.Ç. ise, TBMM’deki tüm milletvekillerine görev düştüğünü, madenlerin biran önce kamulaştırılması gerektiğini, aksi halde bu kazaların bitmeyeceğini ifade etti.
İŞÇİLERDEN ALKIŞLI DESTEK
Toplantının soru cevap bölümünde, CHP milletvekili Özgür Özel’in çocuklarla ilgili sorusu üzerine işçiler, şok gerçeği açıkladı. Özel’in sorusuna cevap veren işçilerin anlattıklarına göre, şirketin çocuk yardımı vermemek için, çocukları olan işçilerin bordrolarında, çocuk sayısı hanesine ’sıfır’ diye yazdıkları ortaya çıktı. Milletvekili Özgür Özel’in, bu soruyu sorup bu konunun gündeme gelmesi üzerine salonda bulunan işçilerde alkışla destek verdi.