Güncelleme Tarihi:
Mohamud’un firene bile basmadığı anlaşılınca savcılık hemen yeni bir bilirkişi raporu talep etmiş, bu raporda Mohamud’un kusurlu bulunması üzerine hakkında gözaltı kararı verilmişti. Ancak Mohamud’un olaydan iki gün sonra yurtdışına kaçtığı anlaşılmıştı. Göçer’in eşi Öznur Göçer, bir gazeteye polislerin kendisini arayarak eşinin intihar ettiğini söylediklerini iddia etmişti. Bu gelişmeler üzerine savcılık ilk raporu tutan polisler ve intihar iddiasıyla ilgili soruşturma başlatmıştı.
KURYENİN EŞİ: TELEFON AÇIYOR OLAY KAPANIYOR
Yunus Emre Göçer’in ölümüne neden olan Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kaza yerinde çekilen fotoğrafı ortaya çıktı. 15 yaşında kızı ile 8 yaşında otizmli oğlu olduğunu söyleyen Yunus Emre Göçer’in acılı eşi Öznur Göçer, “Tam oğlumu rehabiliteye götürecektim telefon geldi. Dediler ki ‘Hemen acil gelmeniz gerekiyor’. Arayanlar arkadaş grubu. Hiçbir şekilde bana emniyet ulaşmadı. Ondan sonra ağabeyim beni aldı götürdü. Kapıda 1000 kişilik bir grup vardı, motorculardan yer yoktu. İçeri girdiğimde eşimin ayaklarını görünce ben oraya yığılmışım. Adam vuruyor, kaskı fırlatıyor. Tekrar üstünden bir daha eziyor, geçiyor ve gidiyor. Fren izi yok hiçbir şekilde. Tekrar olay yerine geliyor. 250 metre sonra geliyor. Orada kime telefon açıyorsa açıyor. Bu olay da kapanıyor” dedi.
Eşinin intihar ettiğine yönelik söylenen iddialar hakkında konuşan Göçer, “Önce ‘Kaskı yok’ dediler. Markette bile kask kullanan bir adam. Ondan sonra dediler ki ‘Sağda durmuş telefonla konuşuyor.’ İnterkomu var. Telefonla konuşması mümkün değil. Sonra ‘Kaldırıma vuruyor. Kaldırımdan sekiyor bilerek aracın altına atlıyor’ dediler. Bu da bir intihar. Orada bir kaldırım bile yok. Öyle bir insan değildi” şeklinde konuştu.
Göçer, “Polisler zannedersem hastanenin önüne geldi. Arkadaşları ‘Kameraya bakılmadı. Olay yerine bakılmadı. Neye göre tutanak tuttunuz’ dediler. Polisler de ‘Biz 20 yıllık polisiz. İşimize karışamazsınız. Gidin kendinizi mahkemede savunun’ dediler. Biz akşam karakola gittiğimizde polis hiç yüzümüze bakmadı. ‘Dosya yok. O sabahki memurlar yok. 3 gün sonra gelebilirsiniz sabah belki yakalayabilirsiniz’ dendi. Demek ki adam telefon açıyor. Orada ben şuyum, buyum, diplomatım diyor. Bir şey gösteriyor ya da birisini arattırıyor. Ve savcı da bunu onaylıyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memurları hakkında başlatılan soruşturma hakkında konuşan Göçer, “İlk önce onlardan şikâyetçiydik. Çok iyi oldu bu durum. Ama ben onların da ne ifade vereceğini çok merak ediyorum. Onlar bir taraftan baskı mı gördüler. Türk polisine güvenimiz sonsuz. Ama buna sebebiyet veren herkesten şikâyetçiyim. Devletime çok güveniyorum. Çünkü ben bir Türk vatandaşıyım” dedi.