Güncelleme Tarihi:
ONA bakınca bunca acıyla nasıl ayakta durabildiğine şaşıyor insan. İzmir’e bağlı Kınık’ın Elmadere köyünde yaşayan Senem Yıldırım (60), 13 Mayıs’ta 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasına oğulları Sami (28) ve İlkay (34) Yıldırım’ı verdi. O günlerde ağıt yakmaktan kısılan sesiyle hafızalara kazındı. Tam büyük oğlu Sezai’nin faciadan yaralı kurtulmasıyla teselli edilirken, cenazesi bir başka madenciyle karışan İlkay’ın Balıkesir’e defnedilmesiyle sarsıldı. Oğlunu 2 kez toprağa vermenin kederini yaşadı.
EŞİ PARKİNSON OLDU
2 oğlu için gözyaşı dökerken bu kez de eşi Hasan Yıldırım (61), parkinson hastalığına yakalandı. Ölüm ve acının bir türlü peşini bırakmadığı Senem Yıldırım’ın tedavi gören eşinin kullandığı otomobil, 2 hafta önce köy yolunda uçuruma yuvarlandı. Kazada daha birkaç ay önce kaybettiği oğlu İlkay Yıldırım’ın eşi Aslı Yıldırım öldü. Eşi Hasan Yıldırım yaralandı, torunu Sevcan ise uçurumdan çıkıp köye haber vermeyi başardı.
‘ONLARI ÖLSEM DE VERMEM’
9 ayda 2 oğlu ile gelinini kaybeden, madenden yaralı kurtulan tek oğlunun sağlık sorunlarıyla uğraşan Senem Yıldırım, bunca acıdan sonra torunları Sevcan ve Sercan’ın velayetini almak için hukuk mücadelesi başlattı. Torunlarının tek dayanağı olduğunu söyleyen Yıldırım, duygularını şöyle aktardı: “Soma’nın en büyük acısı Senem Yıldırım’ın acısıdır. Tek dayanağım torunlarım. Birini gelinim Aslı, birini oğlum İlkay yerine koydum. Ölsem de artık onları kimseye vermem.”
‘BİR TEK SİZ KALDINIZ’
“Hangi para bana evlatlarımı geri getirebilir ki? Bankaya koysunlar, 18 yaşından sonra torunlarım istediğini yapsın o parayla. Sevcan ve Sercan annelerini sorup, ‘Annem de babam da öldü. Bir tek siz kaldınız’ diyorlar.”