Güncelleme Tarihi:
Dün akşam Zonguldak’a gelen Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, kentte faaliyet gösteren özel maden şirketlerinin sahipleriyle bir araya gelip sorunlarını dinledi. Sabah otelde madenci kıyafetlerini giyen komisyon üyeleri, 1 Temmuz 2008’de Başbakan Erdoğan’ın da girdiği TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağını ziyaret etti. TTK Genel Müdürü Burhan İnan, 13’ü milletvekili, 7’si uzman olan komisyon üyelerine birifing verdi.
Daha sonra lambahane ve oksijen maskesi odasına geçen komisyon üyelerine maskelerin kullanımı ile ilgili bilgi verildi. Maden ocağı girişinde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Alaboyun, maden mühendisi olduğunu ve komisyonda tek madencinin kendisi olduğuna dikkat çekerek, "Diğer komisyon üyelerinin de aldıkları teknik bilgileri uygulamalı olarak maden ocağında görmeleri için yer altına iniyoruz" dedi.
‘YEMEK ZAMANINA DAYIBAŞI KARAR VERİYORDU’
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. işçisi Sefa Köken faciadan sonra CNN Türk’te Enver Aysever’e konuk olmuştu. Köken burada işçilerin yemek yemek için belli bir mola zamanı olmadığını söylemişti. Köken programda, "Yemek için bir mola yok; zaman yok, şu saate diye bir şey yok, iş hafifleyince dayıbaşı, başçavuşlar buna karar veriyor. Genelde yeraltında tuvalet ihtiyacı diye bir şey yok. Ancak çantasında su götürüyor. Kendi yemeğini götürüyor. Suyu ve yemeği şirket vermiyor. 8 saat herkes orada durmak zorunda. Allah güç veriyor dayanıyor bu insanlar. Genel olarak tüm madenlerde baskı ve kölelik düzeni vardır. Hakaret de var. Her zaman daha fazlasını istiyorlar" demişti.
İŞÇİLERİN HEPSİNDE ÇİP VAR
Zonguldak’ın dünyanın en zor kömür üretimi yapılan bölgelerinden biri olduğunu vurgulayan Alaboyun, şöyle konuştu: "Böyle bir bölgede minimum riskle, minimum kazayla hiç ölümlü kaza olmamasını istediğimiz bir çalışma ortamı yaratıyor genel müdürümüz ve arkadaşlarımız. Onlara teşekkür ediyoruz. Burada alınan önlemleri gördük. İşçilerimizin hepsinde çip var. Yer altında neredeler, ne yapıyorlar bakılıyor. 5 dakika hareketsiz kaldıklarında hemen yukarıya sinyal veriliyor. Bunlar takip edilebiliyor. TTK hakikatten bu konuda öncü bir kuruluş. Böylesine zor şartlarda üretim yapmasına rağmen çok öncü bir kuruluş. Gelişmeleri yakından takip ediyorlar."
KOMİSYON MADENCİ SOFRASINDA
Soma’daki maden kazasını araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, madenci kıyafetleri, baretleri, oksijen maskeleriyle, 3 Mart 1992’de 263 işçinin yaşamını yitirdiği grizu faciasının meydana geldiği, Zonguldak’taki TTK Kozlu Müssese Müdürlüğü maden ocağına girdi. Yerin 425 metre altına inen 13’ü milletvekili, 7’si uzman 20 kişilik komisyon, yaklaşık 50 madencinin üretim yaptığı yerin 425 metre altında inceleme yaptı. Ocak hakkında bilgi verilen komisyon üyeleri, kömür üretiminin nasıl yapıldığını yerinde gördü. 1 Temmuz 2008’de Başbakan Erdoğan’ın da girdiği ocakta kömür kazan komisyon üyeleri, daha sonra maden işçileriyle öğle yemeği yedi. Maden kalaslarından oluşturulan sofraya oturan üyeler, yemeğin ardından elleri ve yüzleri kömür karası içinde ocaktan çıktı.
SOMA’DA KARBONMONOKSİT MASKESİ VARDI
Kendilerine verilen oksijen maskelerinin aynısını işçilerin kullandığını ifade eden Alaboyun, şöyle devam etti: "Soma madeninde oksijen maskesi yerine karbonmonoksit maskeleri vardı. O çok belli şartlarda çalışan bir maskeydi. Dolayısıyla buradaki gördüğümüz şeylerden son derece memnunuz. Soma’da benzer önlemler var. Gaz izleme, işçi takip yöntemi vardı bizim girdiğimiz ocakta. Onlar karbonmonoksitten oksijen maskesine geçişe yeni yeni başlamışlardı. Türkiye bu süreci tamamlamalı. Bana göre Türkiye’nin tüm maden ocaklarında karbonmonoksit maskesinden oksijen maskesine geçme konusunda bir çaba var." Komisyon üyeleri daha sonra asansörle yerin 425 metre altına inerek Kartiye-2 bölümünde üretim yapan 50 maden işçisiyle görüştü. Maden ocağına basın mensupları alınmadı.
MADEN OCAĞINDAN KÖMÜRLE ÇIKTILAR
Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, 3 Mart 1992’de 263 işçinin öldüğü grizu faciasının olduğu maden ocağında yaklaşık 2 saat süren incelemelerinde, el ve yüzleri kömür karası içinde dışarıya çıktı. Komisyon üyelerinden bazıları kazdıkları kömürleri yanlarına aldı. Bazı üyeler de müessese müdürlüğü önünde yere oturarak dinlendi.
Çıkışta elindeki kömür parçalarıyla gazetecilerin sorularını cevaplandıran Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, maden işçilerine üretim yaparken yardımcı olduklarını, az da olsa üretime katkıda bulunduklarını ve işçilerle öğle yemeği yediklerini söyledi. İşçilerin çalışma şartlarını gördüklerini belirten Alaboyun, Soma ve Zonguldak’taki kömür ocaklarının farklılıklar gösterdiğini belirtti.
Alaboyun, edindikleri bilgi ve tecrübeler ışığında Türkiye’deki kömür madenciliğine yönelik yeni düzenleme ve yönetmelikler önereceklerini vurguladı. Alaboyun, komisyonda uyum içinde çalıştıklarını ve bu uyum içinde raporlarını yazarak Türkiye’nin köklü sorununa çözüm için önemli bir adım atacakları kanaatinde olduğunu kaydetti.
BİZİM MADENCİLERİMİZİN BİRİKİMİ TAKDİR DÜZEYİNDE
Avustralya’daki ocaklarla Zonguldak’taki ocakları karşılaştırmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Alaboyun, "Orada ocaklar daha düz, kalın ve üretim çok basit. Burada öyle değil. Burada birdenbire damar kayboluyor, farklı bir yerden açığa çıkıyor. Bunu takip etmek kolay değil. O yüzden bizim madencilerimizin birikimi ve kültürü dünyada herhalde takdir edilmesi gereken bir düzeydedir" dedi.
MADENCİ 2 GÜN TATİL İSTİYOR
Yer altında çalışan maden işçilerinin sorunları olduğunu belirten Alaboyun, "Başbakan, çalışma saatlerinin 7.5 saatten 6 saate indirilmesini teklif etmişti. Şimdi işçilerimiz de şöyle diyor; Çalışma saatlerimiz yine aynı 7.5 saat olsun. Bundan vazgeçmeyelim. Ama haftada 2 gün tatil kullanalım. Bize de iktidar ve muhalefet milletvekilleri olarak makul geldi. Onların sosyal hayatları, çocuklarıyla ilişkileri için iyi bir teklif. Döndükten sonra komisyonumuzda plan ve bütçeye, ilgili grup başkanvekilliklerine bunu önereceğiz" diye konuştu.
SOMA’DAKİ KAZA BASİT TEDBİRLERLE ÖNLENEBİLİRDİ
Soma’daki kazanın çok basit tedbirlerle önlenebilecek bir kaza olduğuna işaret eden Alaboyun, "Oradaki aşırı derecede üretim hırsından kaynaklanan ve çok basit bir güvenlik önlemini ihmalden kaynaklanan bir kaza. Tabii ki bunun sonucunu oradaki bilirkişi raporu ve uzman arkadaşlarımız açıklayacak. İlk bulgular bu yönde. Ama burada 3 Mart 1992’de 263 işçinin öldüğü grizu faciası farklı. Buranın yapısında, doğasında grizu var. Yani 1 ton kömürde 25 metreküpe yakın grizu olabiliyor. Birden bire grizu boşalıyor" dedi.
METAN DRENAJINI ZORUNLU HALE GETİRTMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ
Geçen yıl girdikleri ocakta yine ani metan gazı püskürmesi sonucu 8 işçinin öldüğünü hatırlatan Alaboyun, şöyle devam etti: "Galeriye 2 bin metreküp kömür yığılmıştı. 8 insanımızı kaybetmiştik. Dolayısıyla buranın grizusuyla ilgili yüzeyden grizuyu drenaj etmeye yönelik bir teklifimiz olacak. Onunla ilgili belki torba yasaya öyle bir düzenleme koydurmaya çalışacağız. Çünkü riskin olduğu yerde aniden müdahale etmezsek bu iş sonradan sıkıntılara neden olabilir. Metan drenajını belli orandaki kömürler için zorunlu hale getirtmeyi düşünüyoruz. O da önerilerimiz arasında. Onu da buraya gelerek aldığımız brifingler, yaşadığımız tecrübeler sonucu elde ettik. Gezmenin görmenin böyle faydası var."
Ocakta kömür de kazdıklarını belirten Alaboyun, "Bu kömürleri komisyonumuza götüreceğiz. 7 bin kilo kalorilik koklaşabilir taşkömürü. Komisyonumuzda bulunduracağız. Burayı gezdiğimizin anısı olarak" dedi. Komisyon üyeleri daha sonra konakladıkları otele geçti. Komisyon, öğleden sonra Soma’da görev yapan TTK tahlisiye ekibiyle görüşecek.