Güncelleme Tarihi:
Dün saat 18.15'e kadar süren duruşmada şehit maden işçileri, müştekiler ve sanıkların kimlikleri ile sanıkların savcılık sorgusunda verdikleri ifadeler, bilirkişi, TÜBİTAK ve Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarının yer aldığı 163 sayfadan oluşan ilk 8 bölümünü okundu.
POLİSTEN YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ / Foto Galeri
Bugün kaldığı 9. bölümden devam edecek duruşma öncesi aralarında Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın da bulunduğu 8 sanık Akhisar'daki salona erken saatlerde getirildi.
Önceki oturumlara kıyasla daha az madenci ailesinin ilgi gösterdiği duruşmada, tutuklu 8 sanık, jandarma kordonu altında, salonda kendilerine ayrılan bölüme alındı. Jandarma ekibi, sanıkların etrafında çember oluşturarak, güvenliklerini sağladı. Orta bölümü müşteki ve mağdurlara, sağ tarafı basın mensupları ve izleyiciler, sol bölümü ise mağdur aile avukatlarına ayrılan salonda, güvenlik tedbiri olarak ayrıca ön iki sıradaki koltuklara çevik kuvvet polisleri yerleştirildi.
SALON BUGÜN DAHA BOŞ
Salonun bugün daha boş olduğu ve salon dışının da sakin olduğu görüldü. Avukatlardan Hakan Kahraman, müvekkillerinden büyük bir kısmının yoğun güvenlik önlemleri ve duruşmalara gelerek daha çok mağdur oldukları için davayı takip etmeme kararı aldıklarını söyledi. Karaman, "Soma Davası'nı takip etmek isteyen bir kısım aileler yoğun polis önleminden ve salona girememe endişesinden dolayı davayı takip etmeyeceklerini ifade etti. Bizim toplam 135 müvekkilimiz var şu an 10 kişi burada, diğerleri gelmedi. Duruşmalara gelerek mağdurlar daha çok mağdur oldu. Bir de dün 'Hakim çocukları getirmeyin' dedi. Çıkışta bana 'Çocukları kime bırakalım. Babaları yok ki kime bırakalım' dediler bu da etkili oldu. Duruşmalara katılamama adil yargılamanın ihlalidir" dedi.
İDDİANAMENİN OKUNMASI TAMAMLANDI
Salonda hazır bulunan sanıkların yoklamaları alınarak başlayan duruşmanın,öğleden önceki bölümünde iddianamenin okunması tamamlandı.
TANIK İFADELERİ AĞLATTI
İddianamenin olayın oluş şekline ilişkin savcılık değerlendirmesinde yer verilen bazı tanık ifadelerinin okunması sırasında, salonda müştekilere ayrılan bölümden ağlama sesleri duyuldu.
İddianamede, madendeki çalışma koşullarına ve güvenlik tedbirlerini hiçe sayarak üretim baskısına işaret eden bazı tanık beyanlarında, şu ifadeler yer aldı:
Maden işçisi Hüseyin Koç: Son 1 aydır S3 klasik ayakta sıcaklık çok aşırı idi. Devamlı da bu sıcaklığın sebebini soruyorduk. Kömür ısınması, motorların sıcaklığı, havanın da ısınmasına bağlıyorlardı. Biz de mecburen çalışmaya devam ediyorduk, İsmail Adalı, teknik müdür ve müdür yardımcısı olarak sürekli yer altını gezer. Sıcaklık arttığını fark etmesine rağmen bilerek gerekli tedbiri almamıştır. Amacı üretimi arttırmaktır.
Maden işçisi Aşkın Akgül: Maden içerisinde özellikle S Panosunda sıcaklık çoktu. Daha işe başlamadan sırılsıklam terliyorduk. Bu durum özellikle son 1-2 ayda meydana geldi. Emniyetçilere söylediğimizde ölçüm yaptıklarını, oksijenin yeterli olduğunu söylüyorlardı. Sıcak kömür çıkıyordu. Bunu hatta emniyetçiler de görüyordu. Fakat herhangi bir tedbir alınmıyordu. Havalandırma yok derecede azdı. Daha önce İmbat şirketinde çalışmıştım. İmbatta havalandırma çok iyiydi. Maden içerisi bu kadar sıcak olmuyordu. Fakat çalıştığıımız bu maden çok sıcaktı. İnsanın içeri giresi bile gelmiyordu.
Maden işçisi Ahmet Çetin: Oksijen oranı düşüktü, emniyetçi her geldiğinde elindeki cihaz sürekli ötüyordu, çok sıcaktı, emniyetçi Mehmet Efe'ye 12 Mayıs 2014 tarihinde ilettiğimde bana 'sorun yok, çalışmaya devam edin' dedi.
Maden işçisi Mehmet Bekil: Çalıştığım yer çok sıcaktı. Hatta son zamanlarda daha da sıcak olmuştu. Günde 10 litre su içiyordum. Yemek yiyemiyordum, yemek yemeğe kalksam oturacak yer dahi yoktu, her yer ıslaktı, konvör geçiyordu, oturacak yer yoktu.
Maden işçisi Ümit Çetin: Ana yolda normalde çok soğuk rüzgarların esmesi gerekmektedir. U3 bölgesine yaklaştıkça üzerimizdeki mont ya da kapağı çıkarmak zorunda kalıyorduk, hatta hiç çalışmadan üzerimizdeki eşyalar sırılsıklam oluyordu, son 1,5 aydır böyleydi. Ben eski çalışan olmanın avantajı ile her amir ile rahatça konuşabiliyordum. Konuştuğum amirler yeni bir fan kurulacağını söylüyordu, amaç üretim olduğu için elektrik aksamındaki en ufak arızada gidermemiz konusunda çavuşlar bile baskı yapıyordu."
AĞLAYARAK SALON DIŞINA ÇIKTI
Oturumda okunan bu tanık ifadeleri sırasında ağlayan madenci yakınlarından Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak, bir yakınının yardımıyla hıçkırıklar içinde salon dışına çıktı.
Salon dışında fenalık geçiren Çolak'a, hazır bekletilen 112 Acil Servis ekiplerince müdahale edildi.
ŞEHİT MADENCİ ÇOLAK'IN ANNESİ FENALAŞTI
İddianamenin tanık ifadeleri bölümünde işçilerden birinin zaman zaman olumsuzluklar yaşandığında yöneticilere şikayette bulunduğu ve yöneticilerin 'Biz buranın Allah'ıyız' dediği yer aldı. Bu sırada madende hayatını kaybeden işçilerden Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak fenalık geçirdi. Çolak'a sağlık ekipleri müdahale etti.
SANIK İFADELERİNE GEÇİLDİ
CAN GÜRKAN: BU KAZA BİZİ ÇOK YARALADI
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık ifadeleri alındı. Davanın bir numaralı sanığı Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, şunları söyledi:
Bu kaza bizi çok yaraladı. Sicilimizde 3 kişinin öldüğü bir kaza bile yok. 301 eve ateş düştü ama bize 301 ateş düştü. Bu konuda içten ve ciddiyiz. Babam emekliye ayrılana kadar 3 aile bireyimiz çalışmaktaydı. Sonra 2 kişi kaldı. Bu kazadan sonra bilirkişi raporunu bekledik. Geldikten sonra sanki 15-20 kişilik bir şirket gibi algılandığımızı hissettik. 6 tane maden ocağımızda 6700 kişi civarı işçi istihdam edilmektedir. Ramazan Doğru tarafından ocağımız yönetilmektedir. Kendisinin yaptığı atamalar doğrultusunda uzman maden mühendisleri ve birçok uzman çalışmaktadır. 25 yıllık maden mühendisi ve fakülte birincisi Akın Çelik de Eynez işletmemizin başındadır. Her birim kendi işini yapar, buna çok emek harcadık. Kazanın meydana geldiği işletmede 50 maden mühendisi, 70 teknisyen ve 400 çavuş ve başçavuş bulunmaktaydı. Ben en çok bu kazanın neden meydana geldiğini araştırmak istedim. Ancak tutukluyduk. Bilirkişi raporunu bekledik. Bilirkişinin iki kez gitmeden keşif yaptığını öğrendik. Hem Bakanlık hem TBMM Komisyonu rapor tuttu. Ve bilirkişi raporuyla bu iki raporun uyuşmadığını gördük. Bu kaza bizi çok yaraladı. Bilirkişi raporunun hatalı yaklaşımları oldu. Bu madene son 4 yıldır 500 milyon TL yatırım yapıldı. Bunun 350 milyonu banka finansıyla sağlandı. Kendim de finansçı olduğum için bunun önemli olduğunu biliyorum. Bizim banka kredibilitemiz vardı. 32 yıllık madenimizde 3 kişinin öldüğü bir kaza bile olmadı. Bu deneyimli kadronun kontrolünde bu kazanın neden olduğunu bilmek istiyoruz. Sadece bizim için değil başka faciaların önlenmesi için de önemli... Enerji sektörü açısından bu kazanın çok iyi incelenmesi lazım. Ben bugüne kadar işletmelerimizin finansıyla ilgilendim. Ve benden talep edilen herşey, her yatırımı karşıladım.
RAMAZAN DOĞRU: BİZDE ÇOK ÜZGÜNÜZ. TEPKİNİZDE HAKLISINIZ
Can Gürkan'dan sonra ifade veren Kömür İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Ramazan Doğru ise şunları söyledi:
Kaybettiğimiz arkadaşlarımıza rahmet diliyorum. Böyle kazalar olmaması için dua ediyorum. Ben Soma İşletmeleri'nde yönetim kuruluna bağlı olarak çalışıyorum. İşveren vekiliyim ama protokol düzeyinde. İş güvenliği ile ilgisi yok. İdareciyim. Ben bilgileri Akın Çelik'ten alırım. Eynez'e haftada bir giderim. Şirketin diğer işletmelerinden de sorumlu olduğum için. Bilirkişi olay yerine gitmeden inceleme yaptı. 3 tane birbirinden farklı rapor var. Mutlaka başkaları da araştıracaktır. Bilirkişilerin yazdığı gibi olmadığını göreceğiz. 25 yıldır bu işi yapıyorum. Bunun 24 senesi Soma'da geçti. Çalışanların, hayatını kaybedenlerin birçoğunun babası, amcasıyla da çalıştım. 13 Mayıs'a kadar Soma'da kariyerimiz olduğunu düşünüyorum. (Gelen tepkilere) Ben de ölseydim benim ailem de sizlerin arasında olacaktı ve tepkili olacaktı. Tepkinizde haklısınız. Bizde çok üzgünüz. 50'ye yakın mühendisimiz çalışmaktaydı. Birçoğu kendini arkadaşlarını kurtarmak için feda etti. Şimdi herkesin suçladığı Mehmet Efe yangını söndürmek için içeri attı kendini. Arkadaşlarımız orada şehit oldu. Dışarıda kalanlar da sanık oldu. Bu maden mühendislerinin kaderinde olan bir olay.
AKIN ÇELİK: BEN DE HAYATIMI KAYBEDİYORDUM
İşletme Müdürü Akın Çelik de ifadesinde şu ifadeleri kullandı:
Bilirkişi raporu hatalı. Benim en çok üzüldüğüm dostum olan, arkadaşlarım olan, kaybettiğim çalışma arkadaşlarımın ailelerinin bizi onların katili olarak görmesi. Bu davayı takip etsinler. Gerçek nedeni ortaya çıksın. Ben hapishanede hergün gözyaşımla yatağımı ıslatıp neden olduğunu çözmeye çalışıyorum. Bize yöneltilen suçlamaya değil sadece arkadaşlarımızın katili olarak görmelerine üzülüyorum. 15 yıllık mühendisim. Fakülte birincisiyim. Bu olay böyle raporda anlatıldığı gibi değil. Belki birçoğu bilmiyor ama o bilirkişiler benim hocalarım. İki kez kaza yerine bile gidemediler. Bir taş parçası, bir bant parçası ordan almadılar. Eğer bu kendinden yanan ve bizden kaynaklanan bir yangınsa kendimi Soma'da maden heykelinin önünde yakacağım. Ben de kurtarma çalışmaları sırasında hayatımı kaybediyordum. Benim eşim de sizin de yanınızda olacaktı biliyorum ama bir dakika ile kurtuldum.
İfadeler alınırken zaman zaman aileler 'yalan söylüyor' diye tepki gösterdi.
YARIN DEVAM EDİLECEK
Bugün tutuklu sanıklardan 5'inin ifadeleri tamamlanmış oldu. Can Gürkan, Ramazan Doğru, Akın Çelik'ten sonra İsmail Adalı ve Ertan Ersoy'un ifadesi alındı. Salon çıkışında aileler sanıkların yalan söylediğini söyleyerek tepki gösterdi. Duruşmaya yarın kaldığı yerden devam edecek.
DURUŞMADAN NOTLAR:
ELEKTRONİK CİHAZ YASAĞI SÜRDÜ
Soma davasının ilk duruşmasında, yaşanan tartışmalarla ilgili içeriden çok sayıda görüntünün sosyal medyaya sızması üzerine alınan tedbirler bugün de sürdü. Basın mensuplarının, içeriye dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerini sokmaları için polis sıkı önlem aldı.
DURUŞMADA DİKKAT ÇEKEN DETAY
Bu arada ilginç bir durum da ortaya çıktı. Savcılık ifadelerinde birbirlerini suçlayan bu nedenle de Şakran Cezaevi'nde ayrı bölümlerde kalan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve Genel Müdürü Ramazan Doğru'nun mahkemedeki durumu da dikkat çekti. Gürkan ve Doğru tutuklu sanıkların bulunduğu sıranın iki ayrı ucunda oturdukları, birbirleriyle hiç konuşmadıkları da dikkat çekti.
PANKARTLARLA DURUŞMA SALONUNA KADAR YÜRÜDÜLER
Soma'dan gelen bazı madenci aileleri de ellerinde pankartlar ile duruşma salona yakınına kadar yürüdü. Duruşma öncesinde aileler, giriş noktasında bekletilmedi, üst aramasının ardından mahkeme salonuna alındı.
SANIKLARA İSTENEN CEZALAR
Davada, tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanık hakkında ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılması talep ediliyor.