Güncelleme Tarihi:
Soma’da geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada, 301 madencinin ölümüyle ilgili olarak, haklarında, ’Olası kastla öldürme’, ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ’Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde kaldığı yerden devam edildi. Somalı işçilerin aileleri, polisin arama noktasından geçip duruşmayı izlemek üzere salona girdi.
MEGAFON SİSTEMİ OLSA BU KADAR İNSAN ÖLMEYEBİLİRDİ
Yoklamanın yapılmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak, tamir tarama ekibinde görev yapan Cüneyt Sualp, dinlendi. Mağdur işçi olarak ifade veren Sualp, 4.5 yıldır madenci olarak çalıştığını, olay günü de, saat 14.20’de tamir için gerekli malzemeleri hazırladıkları sırada amirlerinin talimatıyla, temizlik işine geçtiklerini söyledi. Temizliği başladıktan kısa süre sonra yaşanan olay anlarını da anlatan Cüneyt Sualp, "Saat 15.45 gibi, 5’inci bant boyundan az miktarda duman gelmeye başladı. Bunun gelip geçici olduğunu düşünüp çalışmaya devam ettik. Ancak 5 dakika sonra daha yoğun biri duman gelmeye başladı ve elektrikler kesildi. Başlarımızdaki lambalarla idare ettik. Dumanın yoğunlaşmasıyla, temiz havanın olduğu bölüme geçtik. 10 dakika kadar orada bekledik. Sonra bulunduğumuz bölgeye gelen İsmail Adalı’nın talimatıyla, ocak dışına çıkmak içini yürümeye başladık. Bu sırada yol üzerinde dumandan etkilenen baygın haldeki arkadaşlarımızı gördük. Onların yoluna girip ayağa kaldırdık sonra da bantlara bindirip dışarıya çıkmalarını sağladık" dedi.
İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarını görmediğini, var olup olmadıklarını bilmediğini vurgulayan Cüneyt Sualp, ocakta eskiden megafon sisteminin kullanıldığını ifade edip, "O sistem sonra kaldırıldı. Eğer megafonlar olsaydı. Olayı, kısa sürede daha çok arkadaşımız öğrenirdi. Böylelikle bu kadar insan ölmeyebilirdi" dedi.
AVUKAT, YALAN TANIKLIKTAN İŞLEM YAPILMASINI İSTEDİ
Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8’i tutuklu 46 sanıklı davada, işçilerin ifadelerinin alınmasına öğleden sonra da devam edildi. Duruşmanın bu bölümünde ilk olarak, ocakta emniyet ekibinde külcü olarak çalışan Mustafa Demir, dinlendi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı tarafından yemin ettirildikten sonra tanık olarak ifadesi alınan Mustafa Demir, 4’üncü bantta çalıştığı sırada, oranın görevlisi şaltercinin banda su tuttuğunu, ancak neden bunu yaptığını ise bilmediğini söyledi. Ocakta elektriklerin gitmesiyle, telefonların çalışmadığını anlatan Demir, "Aşağıdan duman geldiğini görünce temiz havaya kaçıp kurtulduk. Ocakta revir dışında bir yerde de yangın tüpü görmedim" dedi.
SORULARA SIK SIK HATIRLAMADIĞI YANITI VERDİ
Duruşmada tanık olarak daha sonra aynı birimde görevli Mesut Efe’nin dinlenmesine geçildi. Kül borusu altındaki taşı çıkartmaya çalıştığı sırada, duman gördüğünü, arkadaşlarıyla kaçmaya çalıştıkları yönde de, önlerine duman çıktığını ifade eden Mesut Efe, "Bu dumanın içinden geçip temiz hava bölümüne çıktık" dedi.
Faciadan sonra yaşadığı şokun etkisiyle, uyku problemi yaşadığını, psikolojik tedavi gördüğünü, konuya ilişkin birçok ayrıntıyı da hatırlamadığını savunan Mesut Efe’nin, kendisine yöneltilen sorulara sık sık "Hatırlamıyorum" diye yanıt vermesi, sanık avukatlarının tepkisini çekti. Tutuklu sanıklardan Ertan Ersoy’un avukatı Murat Yıldız, sorulara bu şekilde yanıt vermekten kaçındığını ileri sürdüğü Mesut Efe, hakkında ’yalan tanıklıkta bulunmak ve delilleri gizlemek’ suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, bu talebin ara kararda değerlendirileceğini, kaydetti.
Mağdur olarak dinlenen Mithat Özer ise, bant durduktan sonra koku ve dumanı hissettiklerini, dumanın artmasıyla da, temiz havaya geçtiklerini söyledi. Mithat Özer, sanıklardan da, şikayetçi olmadı. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmayı 18 Aralık Cuma gününe erteledi.