Solak Dilber, sağ eli ile nasıl intihar eder
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2007 00:00
Siirt’te sağ şakağına silahla ateş ederek intihar ettiği öne sürülen 17 yaşındaki Dilber Özer’in "solak" olduğu ortaya çıktı. Dilber Özer’in imam nikahıyla birlikte yaşadığı kişi ve kardeşi tutuklandı. Dilber Özer’in ağabeyi Mehmet Sıddık Özer ise "Kardeşimi intihar süsü vererek öldürdüler" dedi.
ÜLKÜ Mahallesi’nde 5 ay önce Murat Kızılkan ile imam nikahıyla birlikte yaşamaya başlayan Dilber Özer, 18 Ocak’ta evinde sağ şakağından tabancayla vurulmuş olarak bulundu. Özer, hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Dilber Özer’in ağabeyi Mehmet Sıddık Özer, kız kardeşinin öldürüldüğüni iddia ederek Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Gözaltına alınan Murat Kızılkan ve kardeşi Hüseyin Kızılkan, tutuklandı.
AİLEMİZ KARŞI ÇIKTI
Ağabey Özer, Murat ve Hüseyin Kızılkan’ı yaklaşık 15 yıldır tanıdığını, kızkardeşinin ailesinin karşı çıkmasına rağmen evlendiğini bildirdi. Olay günü kardeşini görmek için evine gittiğini, evin üst katında oturan kız kardeşine birkaç kez seslenmelerine rağmen cevap alamadıklarını belirten ağabey Özer, Hüseyin Kızılkan’ın yukarı çıktığını ve kendisine seslendiği söyledi. Özer, bunun üzerine kızkardeşinin odasına çıktığını ve kardeşini başından yaralı bulduğunu, hastaneye götürmek istediği sırada kardeşinin kollarında öldüğünü ifade ederek, olayı şöyle anlattı:
KARDEŞİM SOLAKTI
"Bana göre kız kardeşimi intihar süsü vererek öldürdülar. Ben olay sebebiyle imam nikahlı eşi Murat’tan kayınvalidesi Zübeyde’den ve kayınbiraderi Hüseyin’den şikayetçiyim. Ben evde olduğum sürece hiç silah sesi duymadım. Ben oradayken silah patlamış olsaydı, mutlaka duyardım. Ayrıca kardeşim Dilber solaktı. Oysa sağ şakağına ateş edilmiş. Benim bütün kız kardeşlerim solaktır."
Kızımı dövüyordu
Dilber’in annesi Ayşe Özer, kızının evlendikten 2 ay sonra evlerine gelmeye başladığını, her gelişi nedeniyle Murat Kızılkan’ın kızına şiddet uyguladığını ve bunları kızının kendisine anlattığını bildirdi. Kızının vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri olduğunu, ancak kocasından korktuğu için ağabeyi ve babasına söylememesi konusunda kendisine yalvardığını kaydeden anne Ayşe Özer, şunları söyledi:
"Kızım son gelişinde yine eşinden dayak yediğini ve kendisine kocasının ’Seni bir kere daha döversem, ya felç bırakırım ya da ayaklarını kırarım’ dediğini anlattı. Kızım bana ’Sizin dövüldüğümü bilmeniz halinde kocam beni öldürür’ demişti. O yüzden eşime ve oğluma söylememi istemiyordu. Kızımın silahla intihar ettiğini söylüyorlar. Oysa kızım solaktı. Hep sol elini kullanırdı. Sağ şakağına ateş edemez."
Otopsi raporuna göre uzaktan ateş edilmiş
Kesin ölüm nedenin belirlenmesi için yapılan otopsi sonucunda hazırlanan raporda, Dilber Özer’in ölümünün "ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı beyin harabeti ve kanama sonucu" meydana geldiği ve atışın "yakın atış mesafesi dışından" yapıldığı kaydedildi. Otopside ayrıca Dilber Özer’in "anatomik bakire" olduğu, "bu tip kızlık zarlarının ancak doğumda yırtıldığı" belirtildi. Kadın Doğum Uzmanı Zeki Akkum, kadınların dörtte birinde bu gibi kızlık zarı yapısından dolayı ilişkiye rağmen kanama meydana gelmediğini belirterek şöyle dedi:
"Esnek kızlık zarı, temas sırasında yırtılmayabilir. Doğumda yırtılma meydana gelir. Ancak kızlık zarı konusunda erkeklerin, toplumun yanlış bilgilenmesi sonucu ilişkiyle birlikte kanama ’olmazsa olmaz’ kabul ediliyor. Mutlaka kanama olması düşünülüyor. Oysa kadınların dörtte birinde ilişkiye rağmen kanama olmayabilir."
AİLEMİZ KARŞI ÇIKTI
Ağabey Özer, Murat ve Hüseyin Kızılkan’ı yaklaşık 15 yıldır tanıdığını, kızkardeşinin ailesinin karşı çıkmasına rağmen evlendiğini bildirdi. Olay günü kardeşini görmek için evine gittiğini, evin üst katında oturan kız kardeşine birkaç kez seslenmelerine rağmen cevap alamadıklarını belirten ağabey Özer, Hüseyin Kızılkan’ın yukarı çıktığını ve kendisine seslendiği söyledi. Özer, bunun üzerine kızkardeşinin odasına çıktığını ve kardeşini başından yaralı bulduğunu, hastaneye götürmek istediği sırada kardeşinin kollarında öldüğünü ifade ederek, olayı şöyle anlattı:
KARDEŞİM SOLAKTI
"Bana göre kız kardeşimi intihar süsü vererek öldürdülar. Ben olay sebebiyle imam nikahlı eşi Murat’tan kayınvalidesi Zübeyde’den ve kayınbiraderi Hüseyin’den şikayetçiyim. Ben evde olduğum sürece hiç silah sesi duymadım. Ben oradayken silah patlamış olsaydı, mutlaka duyardım. Ayrıca kardeşim Dilber solaktı. Oysa sağ şakağına ateş edilmiş. Benim bütün kız kardeşlerim solaktır."
Kızımı dövüyordu
Dilber’in annesi Ayşe Özer, kızının evlendikten 2 ay sonra evlerine gelmeye başladığını, her gelişi nedeniyle Murat Kızılkan’ın kızına şiddet uyguladığını ve bunları kızının kendisine anlattığını bildirdi. Kızının vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri olduğunu, ancak kocasından korktuğu için ağabeyi ve babasına söylememesi konusunda kendisine yalvardığını kaydeden anne Ayşe Özer, şunları söyledi:
"Kızım son gelişinde yine eşinden dayak yediğini ve kendisine kocasının ’Seni bir kere daha döversem, ya felç bırakırım ya da ayaklarını kırarım’ dediğini anlattı. Kızım bana ’Sizin dövüldüğümü bilmeniz halinde kocam beni öldürür’ demişti. O yüzden eşime ve oğluma söylememi istemiyordu. Kızımın silahla intihar ettiğini söylüyorlar. Oysa kızım solaktı. Hep sol elini kullanırdı. Sağ şakağına ateş edemez."
Otopsi raporuna göre uzaktan ateş edilmiş
Kesin ölüm nedenin belirlenmesi için yapılan otopsi sonucunda hazırlanan raporda, Dilber Özer’in ölümünün "ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı beyin harabeti ve kanama sonucu" meydana geldiği ve atışın "yakın atış mesafesi dışından" yapıldığı kaydedildi. Otopside ayrıca Dilber Özer’in "anatomik bakire" olduğu, "bu tip kızlık zarlarının ancak doğumda yırtıldığı" belirtildi. Kadın Doğum Uzmanı Zeki Akkum, kadınların dörtte birinde bu gibi kızlık zarı yapısından dolayı ilişkiye rağmen kanama meydana gelmediğini belirterek şöyle dedi:
"Esnek kızlık zarı, temas sırasında yırtılmayabilir. Doğumda yırtılma meydana gelir. Ancak kızlık zarı konusunda erkeklerin, toplumun yanlış bilgilenmesi sonucu ilişkiyle birlikte kanama ’olmazsa olmaz’ kabul ediliyor. Mutlaka kanama olması düşünülüyor. Oysa kadınların dörtte birinde ilişkiye rağmen kanama olmayabilir."