Güncelleme Tarihi:
YAPTIKLARI ALÇAKLIKTIR
“HSYK Başkanvekili’nin olağanüstü ürkütücü ifadeleri var. İnsanlara suç izafe etmek, mahkûm etmek, hayatının çalınması, bir takım kişileri tasfiye etmenin kabul edilecek bir yanı yoktur. İstihbarat, asker, polis, adliye gibi bir yapının gizli örgütün menfaatleri çerçevesinde bir kalkışmaya cesaret edebilmesi kabul edilemez, bu zafiyettir. Hiçkimse panik içinde olmamalıdır. Emniyet teşkilatında son bir aydaki toparlanma bile, bir sürü canlı bombanın etkisiz hale getirilmesine neden oldu. Bunlar kötü ellerde kullanılmış. Angaje edilmiş ajanlarıyla istihbarat alarak, terör çetelerini dinlemek yerine siyasileri, işadamlarını, farklı kimlikleri dinlemek ve onlara bir takım yalancı tanıklarla suç izafet etmek ve insanları tasfiye etmek alçaklıktır.
GÖRÜNTÜ AYDINLANMALI
Mağduriyet olmaması eşyanın tabiatına aykırı; ama topyekün mağduriyet örgütün içerisinde avantaj sağlar. Bu süreci aşabilmenin yolu soyutta değil somutta meseleyi ortaya koymak. Dosyalarla somutlaştırarak insanların yaralarına derman olunmalı. Sempatizan kesimin rehabilatasyonu için farklı politikalar geliştirilmeli. Önce belli süreci geçip görüntünün aydınlanması lazım. Ortaya çıkan tablo, olağanüstü bir tablo ve olağan tedbirlerle aşılması mümkün değil. En sancısız geçirmenin yolu, kamu görevlilerini baskı altında bırakmak yerine, onların arkasında durduğunu belli edecek bir tavır sergilenmeli.
ÖRGÜTÜN F’Sİ YER ALMADI
Çok şükür benim dönemimde, benim bürokratlarımın başına kaza gelmedi, hepsi devlete sadakat çizgisinde, bugün soruşturmaların hiçbirinde ismi geçmeyen insanlardı. 1993’te göreve geldim. Ünal Erkan, Emniyet Müdürlüğü’nde geniş çaplı tasfiye yapmıştı. Eğitim kurumlarına sızma var diye, 1991 yılında. Ben göreve geldiğimde böyle bir hazır kadro buldum ve değişiklik yapmaya gerek duymadım. Şu anda paralel devlet ile karşı karşıya kaldığımız aşikâr. Daha önce şiddetle müdahale edilmesi gerekirdi. Görev dönemlerimde çalıştırdığım bürokratların hiçbiri bu musibete bulaşmış değiller. Ünal Erkan dikensiz gül bahçesi bırakmıştı. Genel Müdürlüğüm döneminde Fetullah Gülen örgütün F’si yer almamıştır. Benim kurduğum istihbarat örgütümün başarısı bellidir. Benim dönemimde kimseye karakol komiserliği bile vermemişimdir.
DÜZGÜN FİKİR ADAMLARI
Şube müdürüyken bu bizim sol örgütlerin arkasında hep Rus servisleri var sanıyorduk. Ona göre şartlanmıştık. Emniyet Genel Müdürü olunca anladım ki Batı servisleri var. Hiçbirinin arkasında Rus servisi yok. Ruslar da TKP’yi bir tek desteklemişlerdi. Sonra Rusya’da rejim değişince TKP de ortada kaldı. TKP’ninhayatında eline bıçak almamış, düzgün fikir adamları, kabul etmek lazım. Hiçbir şiddet eylemi olmayan insanlardı. Geri kalanların hepsinde Batı istihbaratı vardı. Yabancı istihbarat örgütleri hep vardı. Yabancı istihbarat servislerinin paravan adamları var. Fiilen içinde olmasına gerek yok. STK’lar, iş alemleri var, her çeşit adamı kullanarak nüfuz ettikleri görülüyor. Geçmişte, Atatürk büstleri, Türk bayrakları ile herkesin gönülünü okşuyordu, ama bu okşamanın sonucunda nereye kadar gelindiği görüldü.
SUÇ KASTIMIZ OLMAZ
(Uğur Mumcu’nun eşiyle sohbette ‘bir tuğla çekilirse duvar çöker’ sözü) Yok öyle birşey. Yalan. Hanımefendi arkadaşım. Mumcu’nun katilini yakalamaktan daha fazla şan şeref kazandıran ne olur.
(Yargılanması) Beni mahkûm eden hâkimlerin tamamı tutuklu. İade-i itibar bize yeterli tazminattır. Hizmette kusurumuz olabilir; ama suç işleme kastımız söz konusu olamaz. Bir yerden alınan emir gereği bizi mahkûm ettiler.
(Gaffar Okan) Hizbullah ile ciddi mücadele yürüttü. ‘Rahatladık problem yok’ diye aşırı güven içindeydi. Eli cebinde Diyarbakır sokaklarında dolaşıyordu. Karşılığı da vardı.
DAVUL ÇALA ÇALA GELMİŞ
(MİT kalkışmada görevini yaptı mı?) İstihbarat noksanlığı görülüyor, çeşitli sızmalar olmuş, bildirilmiş. Bugünkü şartlara baktığınızda davul çala çala gelmiş ama yetkililer kulaklarını açmamış. Duyulmaması ciddi zaafiyet.
(Alınan önlemler) Demokratik toplumda böyle silahlı kalkışma ne demek. OHAL dışında demokratik mekanizma yok. Cezaevinde işkence varsa, darbecilere kılıf hazırlamış oluruz. İşkence konusunda doktor raporları alınıyordur zaten. Sempatizan kesimi militan yapmamak için elden gelen yapılmalı. Olabildiğince hızlı olmalı. Bir seneden evvel kalkacak gibi gözükmüyor OHAL. Yapı kendisini göreve getirenleri takip ediyor. Bir zaafiyet olarak açıkça ortada. Yeniden yapılanma olmalı. Ehliyet, liyakat, yasalara riayet kural olmalı.”
BENDEN SONRA KASETLER SAÇILDI
“Bana yanaşmaları söz konusu olamazdı. Şüphe olan hiç kimseye aktif görev vermedim. Dönemimde bir tane piyasada dejenere olmuş bant kaset çıkmamıştır. Ben görevden ayrıldıktan sonra salkım saçak kasetler ortaya atıldı. Terör örgütleri, çeteler dışında kimseye mahkeme kararı olmadan dinleme yapılmamıştır. O dönemde polis bölgesinde istihbarat bu sayede bir çok olayı engellemiştir. 15 - 20 güden beri o günlere dönmenin adımlarını görüyorum.”
PARTİNİN TAPUSUNU İSTEDİLER
(ANAP - DYP birleşmesini FETÖ mü sabote etti?) Onlarda siyasette kim güçlüyse onlara yanaşma politikası vardır. İktidar nimetlerinden nasiplenmek genel politikaları olmuştur. O dönemde ilgili parti genel başkanı (Anavatan Partisi Lideri Erkan Mumcu) sözlerinin tam tersini yaptığı için, cılız talepleri varken partinin tapusunu istedi bizden, veremezdik. Çünkü siyasette söz namustur, senettir, verilen söz tutulmadı. Biz onu yapacağımıza, partimizde ön seçim yapıp 2007 seçimlerine gitseydik ciddi sonuç alırdık. Siyasi tecrübesizliğimiz oldu. ANAP - DYP görüşmelerinde asla Fetullah Gülen’in müdahalesi olmadı. 3 milletvekiliyle geldi partinin yarısını almak istedi. Benim yaptığım büyük hatadır.