Sol borsada birleşiyor

Güncelleme Tarihi:

Sol borsada birleşiyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2002 00:00

Benim kafam karıştı. Ya da şöyle bir soru sorayım kafası karışmayan var mı acaba? Mesele şu. Son bir iki haftadır borsadaki seyri, yatırımcı kararını etkileyen olayları, borsanın verdiği tepkilerin yorumlarını aktarıyorken sürekli olarak bir noktanın altını çizmek zorunda kaldık: "Solda ittifak, iltihak ve dahi ittihat gerçekleşecek mi? Borsa yatırımcısı işte bu sorunun cevabını arıyor."Borsa ve solda birlik. Duy da inanma. Bu aralar konuştuğum herkes bu iki kavramın nasıl olup da bir araya geldiğini sorguluyor. Hatta kimi borsacılar, Türkiye'deki seçmenin yüzde 70'ini sağ oyların oluşturduğunu ve toplam yüzde 30'luk bir oy potansiyeline sahip sol partilerin birleşmesinin borsa açısından neden önemli olduğunu anlamanın imkansız olduğunu söylüyor. Bu borsacılara ve yorumculara göre borsanın seyri ile sol partiler arasındaki ittifak çabaları arasında paralellik kurulması yanlış. Bu görüşe göre eğer piyasa bu beklenti ile hareket etmişse bile o zaman yatırımcı bu konuda yanlış yönlendirilmiş.Tek yol IMFBenim kafamı karıştıran kısım da bu. Borsadaki seyrin hakikaten soldaki birilk meselesine bağlı olduğunu düşünüyorum ve bu durumu gözardı etmenin siyasi ve ekonomik miyopluğu işaret ettiği kanısındayım. Neden mi? Çünkü Türkiye'nin önünde ekonomik açıdan açık bir tek yol bırakılmış durumda. IMF'nin Kemal Derviş öncülüğünde uyguladığı ekonomik program. Dikkat edin, siyasi partilerimizin neredeyse tamamı seçim süreci başlar başlamaz "malum adrese" yönelik olarak ekonomik programın mutlaka sürdürüleceği mesajını vermeye bir ilk görev adlettiler. Çünkü bütün siyasi parti liderleri biliyorlar ki programa sahip çıkmaz ve uygulama sözü vermezlerse iktidardaki hayatları Türkiye koşullarında bile çok çok kısa süreli olacak. Bunun için de Şili'deki gibi kamyoncu grevleri, boş tencerelere filan gerek yok. IMF musluğu kapattığı anda diğer uluslararası kraditörler de musluğu kapatacak ve Türkiye yine 2001 yılındaki benzeri ama daha ağır bir ekonomik krizin içine yuvarlanacak. Hani o dönemin gözde tanımlaması ile "Türkiye Arjantin olacak." Türkiye'yi sokak ayaklanmalarının, yağmaların ve üçer saatlik iktidarların ülkesi, yani Arjantin haline getirmek şu aşamada IMF'nin elinde. Hiç bir siyasi parti de bu riski göze alamayacağı için IMF ile çatışmayı göze alamıyor. MHP hariç. Emanet kime teslim edilecekProgramın uygulanmaya başlandığı süreçten bu yana gelişmelere baktığımızda makro ekonomik anlamda rakamların olmulu gelişmeler gösterdiği görülebiliyor. Ama rakamlar maalesef geniş halk kesimleri için pek de bir şey ifade etmiyor. Onlar kapanan fabrikalar, tasfiye edilen bankalar, kamudan çıkartılan işçiler ve hergün biraz daha ağırlaşan yaşama koşulları ile ilgileniyorlar. Ve son iki yıldır yaşanılan bu sıkıntıların sebebi araştırıldığında ise gözler önce iktidardaki partilere, MHP, DSP ve ANAP'a, ardından da IMF'ye çevriliyor. 57. hükümet döneminde IMF politikalarına karşı toplumsal öfke, tepki oylarının iki adresi olan MHP ve DSP tarafından absorbe edildi. Şimdi ise 3 kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkacak siyasi tabloda IMF'ye yönelecek öfkenin absorbe edilmesi ve programın harfiyen uygulanması meselesi yeniden karşımıza dikiliyor. AKP şu ana kadar yapılan kamuoyu yoklamaları dikkate alındığında seçimden birinci parti çıkacak gibi görünüyor. Ardılları ise MHP, DYP ve CHP olarak tanımlanıyor. Seçim sonrası ortaya çıkacak tablo konusunda farklı görüşler ileri sürülse de CHP'nin kilit rol oynayacağı ortada. Yukarıda belirttiğimiz toplumsal baskının manipüle edilmesi görevinin de bu partinin üzerine düşeceği de şimdiden telaffuz edilmeye başlandı bile. AKP'nin ise bu misyon çerçevesinde biraz daha "az becerili ve istekli olacağı" borsa yatırımcılarının genel görüşü. Ayrıca CHP'ye kıyasla tepki oylarından aldığı pay çok çok daha büyük olacağı için de kitle zeminini kayganlığı AKP açısından eksi puan olarak değerlendiriliyor. Tüm bu yazdıklarımızın ışığında Kemal Derviş'in neden solda birlik istediği, neden YTP'den kopup CHP'ye yakınlaştığı ve solda birlik çabaları için neden CHP'yi tercih etttiği daha net ortaya çıkıyor. Durumu bir cümle ile özetlemek gerekrise, Derviş seçim sonrasında IMF programını sürdürebilmek ve bu programa tepkiyi minimize etmek için önce sol tercihen de ittfak etmiş, ya da birleşmiş bir sol cepheye ihtiyaç duyuyor. Meseleyi bir de bu yönden değerlendirin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!