Selma KUNAR/ ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2002 01:36
Antalya Umut Evi'nde yaşayan 16 sokak çocuğunun, 'Çürük Elma' adlı oyunda birlikte rol aldıkları liseli kızlara áşık olması, tiyatro grubunu dağıttı. Áşık olduğu kızdan karşılık göremeyen bir sokak çocuğunun, çatıya çıkıp intihar girişiminde bulunması, bardağı taşıran son damla oldu.
Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Umut Evi, sokak çocuklarının topluma kazandırılması projesi için bir tiyatro grubu kurdu. Tiyatro sanatçısı Serdar Sinan Yalçın da grubun sanat yönetmeni oldu. Yalçın, Antalya'nın değişik liselerinden tiyatroya meraklı kızları, 1970'li yıllarda gençliğin yaşadığı sorunları dile getiren ‘‘Çürük Elma’’ adlı oyunda sokak çocuklarıyla oynamaya ikna etti. Antalya Lisesi'nden 15 yaşındaki G.O., Karatay Lisesi'nden 16 yaşındaki T.V.,
Atatürk Lisesi'nden 16 yaşındaki M.E. ve aynı liseden 16 yaşındaki F.B. ile gönüllü öğretmen Şerife Sarı, bir ay boyunca sokak çocuklarıyla prova yaptı.
Yaşları 13 ile 18 arasında değişen 16 sokak çocuğu, liseli kızlarla birlikte psikolog gözetiminde provalara başladı. Oyun gereği, kızlarla bedensel temasları olan sokak çocukları, rolle gerçeği karıştırıp kızları sahiplenmeye kalkıştı. Sokak çocuklarının bu tavrı Umut Evi yöneticilerinin dikkatini çekti. Ancak, aşkına karşılık bulamayan M.Ö. adlı sokak çocuğunun, áşık olduğu G.Ö. için çatıya çıkıp intihar girişiminde bulunması tiyatro grubunu dağıttı. Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkilileri, ‘‘Yaşanan duygusal gelişmeleri kontrol edemeyince grubu dağıttık. Aksi halde ileride daha ağır sıkıntılar yaşanabilirdi’’ dedi.
ÖNEMLİ BİR PROJEYDİ
Oyunun yönetmeni Serdar Sinan Yalçın, provalar sırasında karşılaşılan sorunlar üzerine, Umut Evi yetkilileri ile bir toplantı yaptıklarını belirterek şöyle konuştu:
‘‘Umut Evi yetkilileri, yaşanan duygusal olaylar nedeniyle tedirginlik duydular ve bir hafta içinde ya oyunu sahnelememizi ya da provaları iptal etmemizi istediler. Oysa, bir ay prova yapmıştık, daha çalışmamız gerekirdi. Bu çocukların toplum önüne çıkmaları açısından önemli bir projeydi.’’
UĞRUNA ÇATIYA ÇIKILAN G.Ö.
Sığınacak bir liman arıyorlar
O çocukları tanıdıkça, onların aslında potansiyel suçlu olmadığını, sevgiye, ilgiye aç olduklarını gördüm. Onların pırıl pırıl yüreği var. Biz diğer arkadaşlarla birlikte onurlu bir iş yapıyorduk. O çocukları topluma kazandırmaya çalışıyorduk. İlk kez bir oyunda rol alıyorlardı ve onlar da neler yapabileceklerini ispatlayacaklardı. M.Ö.’nün duygusal yaklaşımı dışarıda da yaşanabilirdi. O çocuklar sığınacak bir liman arıyor. Yapılması gereken, Umut Evi'ndeki görevlilerin bu çocuklara yaptıklarının yanlış olduğunu uygun bir dille anlatmalarıydı. Ama, bu yapılmadan hemen apar topar tiyatro iptal edildi.
G.Ö.'NÜN ÖĞRETMENANNESİ
Grubun dağıtılmasına gerek yoktu
Çocukların hepsi son derece saygılı ve mesafeliydi. Eğer, kızlara karşı bir duygusal yakınlık hissetmişlerse, bu normal hayatta çok doğal bir durum. Karşılığının olmadığını görünce, bu kızların onların arkadaşları olduğu anlatılınca durum değişirdi. Tiyatro grubunun dağıtılmasına gerek yoktu. Onların toplum önünde kendilerine güvenlerini sağlayacak olan o etkinlik çok önemliydi ve iptal edilmemesi gerekirdi. Kızım için bir çocuğun çatıya çıkması, o çocuğun gerçekten psikolojik bir yardıma ihtiyacı olduğunu gösteriyordu. O çocuğa psikolojik destek verilmeliydi. Bunun yapıldığını sanmıyorum.