Güncelleme Tarihi:
ADANA’da, 12 Aralık 2020 Cumartesi günü, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması sürerken, merkez Çukurova ilçesi Belediye Evleri Mahallesi’ndeki evinden otomobiliyle ayrılan Ömer Tekin, uygulama noktasında polis ekipleri tarafından durduruldu. Dışarıya çıkma gerekçesini soran polislere Tekin, bir yakınına, arızalanan klimasını tamir etmek için gittiğini söyledi. Polis ekipleri, izin belgesi bulunmayan fabrika işçisi Tekin’e sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ettiği gerekçesiyle 3 bin 150 lira idari para cezası kesti. Cezanın kendisine tebliğ edilmesinin ardından Tekin, avukatı Vedat Özkan’a giderek dilekçe yazdırdı. Tekin, bu dilekçeyi Adana 5’inci Sulh Ceza Hakimliği’ne sunarak, karara itiraz etti.
‘VATANDAŞLAR HAKLARINI KULLANSIN’
Mahkeme, yaptığı değerlendirmede cezanın iptaline karar verdi. İl İdaresi Kanunu’nda idari yaptırımın ancak emri çıkaran tarafından uygulanabileceği, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda da sokağa çıkma yasağı şeklinde açıkça düzenlenen bir zorunluluk bulunmadığı belirtildi.
Kararla ilgili açıklamalarda bulunan Ömer Tekin’in avukatı Vedat Özkan, “Bu karar önemli bir karar oldu. Emsal sayılabilecek bir karar. Daha önce Yargıtay da maske gerekçesiyle verilen bir cezayı iptal etmişti. Fakat bizim dosyamızda mahkeme daha vurucu bir gerekçeyle karar verdi. Vatandaşlarımız haklarını kullanarak yasal yollara başvurabilir” diye konuştu.
İŞTE MAHKEME KARARI
MAHKEME kararında şöyle denildi: “5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32 ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 66’ncı maddeleri kapsamında idari yaptırımın ancak emri çıkaran tarafından uygulanabileceği, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda sokağa çıkma yasağı şeklinde açıkça düzenlenen bir zorunluluk bulunmadığı gibi bu tedbire aykırı hareket edilmesi de kanunda sayılan bir yasak veya zorunluluk olmadığından; sokağa çıkma yasağına aykırılık eylemi nedeniyle 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesinin uygulanması hukuken mümkün görülmediğinden, başvurunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 28/8-b maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiştir.”